23.Bölüm

22.7K 1.1K 331
                                    

Üzerinde bir yığın insanın rahatsız edici bakışlarını hissetmesinin yanında Ekin'in pis pis sırıtmasıyla şaşkın bakışları öfkeli bakışlara dönen Tufan hızla yerinde hoplayarak duruma karşı çıktı.

"Ne saçmalıyorsun enişte sen? Kuzey'in yediği bok yüzünden benim niye başım yanıyor?" diye bağırarak kendisine alıcı gözlerle bakan Süleyman Bey'e yüzünü buruşturarak baktı.

Kocasının söylediği şey herkesten çok Tamay'ı şaşırtmıştı. Dirseğini kocasının karnına geçirerek dişlerinin arasından konuştu. "Ne yapıyorsun Ekin? Olay niye benim kardeşimin başına patlıyor?" Karısının sesindeki öfkeyi hisseden Ekin, yavaşça ona yaklaşarak "Aşkım, sen değil miydin bu evlilik formalite olacak diyen? Ha Kuzey ha Tufan.. Ne fark eder? Aynı bokun laciverdi." diyerek açıklama yapsa da koluna yediği çimdikle yüzünü buruşturdu.

"Bir de dalga mı geçiyorsun ya? Bu adamlar psikopat! En ufak bir şeyde Tufan'ın peşini bırakırlar mı sanıyorsun?" diye diretti. Her ne kadar Tufan da delinin teki olsa da bu adamlar medeniyetten yoksun insanlardı. Gencecik kızı yaşlı adamla evlendirmek istemelerinden belliydi. Törelerine bağlılıklarından da tabii...

Sıkıntıyla nefes veren Ekin, "İşin ucunda genç bir kızın hayatı var sonuçta değil mi? İstersen evlendirsinler yaşlı adamın tekiyle kızı. Gönlün razı mı?" diyerek karısının vicdanına oynadı. Bu işin ucunda Tufan'dan kurtulmak gibi güzel bir sonuç olsa da aynı zamanda bir kızın da hayatını kurtaracaklardı.

"Abla bir şey söylesene sen de! Olmaz desene!" Tufan'ın çaresiz bir şekilde bağırmasıyla üzgünce ona bakan Tamay, Minel'in o adamla evlenmesini istemese de kardeşinin hayatının mahvolmasına da izin veremezdi.

"Tufan haklı Ekin. Olmaz öyle şey." diye kardeşine destek verdi. Birini kurtarmaya çalışırken başkasının hayatını karartması akıl kârı değildi.

"Yaşa be ablam! Senin bu salak kocan densiz densiz konuşuyor işte!" hızlı adımlarla Tamay'ın yanına geldikten sonra ablasının şakağına öpücük bırakan Tufan, karşısındaki kalabalığa özgüvenli bakışlar attı.

"Baba o zaman ben Abdullah Dayı'ya haber gönderiyorum. Bizim kız ortada mı kalsın? Namusumuz ne olacak bizim?" Ramazan'ın oğlu Bilal'in kurduğu gereksiz cümlelerle içinde kusma isteği uyanan Bilge, kenara doğru öğürme hareketi yaptı.

Oğlunun söylediği şeyler üzerine onu eliyle durduran Ramazan Bey söze girdi bu sefer. "Ha bu uşak bizim kızı aldı aldı, almadı çeker vururuz! Namus davasının uğruna hapiste yatmaktan da gocunmayız. Karar sizin." söylediği şeyler üzerine şok olmuş gözlerle ablasına döndü Tufan.

"Abla ne diyor bunlar ya? Kuzey şefersizinin hatasının bedelini niye ben ödüyorum? Enişte bir şey desene!" diye isyan etse de yapacak bir şey yok der gibi bakmalarıyla omuzlarını düşürdü.

"Yere batsın namusunuz." diye öfkeyle söylenen Bilge, bakışları kendisine dönen Bilal'e "Ne var?" dercesine kafasını salladı.

"Bilge Hanım, bir şey mi dedunuz bağa?" Bilal'in pis bir şekilde sırıtarak sormasıyla samimiyetsizce gülümsedi Bilge.

"Hee dedum. Kocaya çok merakluysan sen gir koynuna dedum. Oldi mi?" karadeniz ağzıyla söylediği şey üzerine suratı düzleşen Bilal'e göz devirdi. Fakat sabahtan beri yıldızlarının uyuşmadığı Ramazan Bey'i tekrar sinirlendirmişti.

"Bizim burda karı kısmının sesinin çok çıkması hoş değildir. Haberin ola. " Ramazan denen adamın tehditvari konuşmasıyla kollarını göğsünde birleştirerek tek kaşını havaya kaldırdı.

"Er kısmı konuşunca da zeka seviyesi yerlerde geziyor bey amca. Senin de haberin ola." diye ona da karşılık verdikten sonra bu işe bulaştıklarına lanet okudu.

YASAK (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 2-Where stories live. Discover now