26. Bölüm

22.5K 1K 224
                                    


Evin yardımcısının Giray'ı tanımamış olma ihtimali olmadığı için meraklanan Bilge kaşlarını çattı. Giray olabilir miydi? O kadar mesajın, aramanın arkasına gelmiş belki de arkadaşı olduğunu söylemesini rica etmişti. Sıkıntıyla nefes vererek "Billur Abla Giray geldiyse hiç uğraşmasın gitsin. Değil konuşmak, yüzünü bile görmek istemiyorum onun." diye bıkmış bir ifadeyle söylendi. Dünkü perişan halinden Giray'la bir sıkıntısını olduğunu anlayan orta yaşlı yardımcı kafasını olumlu anlamda salladı. 

"Anladım canım ama gelen Giray Bey değil. Daha önce gördüğümü hatırlamıyorum. Sen giyinip gel istersen." kadının sözleriyle iyice kafası karışan Bilge, aklına gelen Altan ihtimalini de Billur Hanım'ın daha önce görmediğini söylemesiyle elemiş oldu. Kafasını sallayarak onu onaylayıp odadan çıkmasına neden olurken adımlarını dolaba yöneltti. 

Üstüne bir şeyler giyindikten sonra saçlarındaki havluyu çıkarıp kenara attı. Saçını taramaya vakti yoktu. Kimin geldiğini merak ediyordu. 

"Bir şey içer misiniz?" Yardımcı Billur Hanım'ın sesini merdivenlerden inerken duyan Bilge, karşısındaki kişinin ne cevap vereceğine kulak kesildi. 

"Teşekkür ederim çok kalmayacağım." duyduğu ses ile hızla kaşlarını çatarak yüzünü buruşturdu. Gerçekten gelmiş olamazdı değil mi? Asu bu kadar yüzsüz bir insan değildi. Duyduğu sesi yanlış anlamlandırmış olmayı dileyerek hızlı adımlarla aşağı indi. 

Fakat ne yazık ki doğruydu. Salona adımını attığında dünden beri acı çekmesine neden olan kadını karşısında görünce öfkeyle "Sen hangi yüzle buraya geliyorsun?" diye söylendi. Senin tükürür gibi çıkmasına engel olamamıştı. Oturduğu yerden kalkan Asu, yardımcıya dönerek kibar bir şekilde kendilerini yalnız bırakmasını rica etti. Olayı anlamakta güçlük çeken Billur Hanım, sorgulayıcı bakışlarla Bilge'ye döndüğünde ondan da onay aldıktan sonra mutfağa doğru ilerledi. 

Orta yaşlı hizmetçinin gitmesini bekledikten sonra kendisine iğrenerek bakan Bilge'ye dönüp sıkıntıyla nefes verdi Asu. "Anlatmam gereken şey-" Bilge'nin histerik bir biçimde gülmesiyle sözü yarım kalarak duraksadı. 

"Ne anlatacaksın Allah aşkına? O odada ne halt yediğinizi mi? 'Şirkette gördüğün yetmedi Bilge, biraz da burada gör. Daha çok gireyim kabuslarına.' demeye mi geldin? Yoksa sen de Giray gibi her şeyi inkar mı edeceksin?" Bilge'nin hala sakinleşmemiş olması Asu'ya garip gelmemişti. Kim olsa aynı düşünürdü ama konuşması gereken bir konu vardı ve Bilge'nin bu hallerini çekmek için gelmemişti. Üstelik ortada yanlış anlaşılmış bir şey vardı. 

"Ya sen? Çocukluk yapıp konuşmama izin vermeden gitmemi mi sağlayacaksın? Ki bu Giray ile bir daha birleşmenize engel olacak en büyük şey. Çünkü sen de ben de çok iyi biliyoruz ki Giray bir şeyden vazgeçtiği zaman tamamen vazgeçer. Bu sen olsan bile. Peşinden koşmaktan bıktığı zaman çekip gidecek. Ve sen ne kadar istesen de sana dönmeyecek." Asu'nun gerçekleri söylemesiyle sertçe yutkunan Bilge, derin bir nefes verdi. Fakat yelkenleri suya indirmeyecekti. Giray'ın doğru söyleme ihtimalini ve onu kaybetme düşüncesini aklından geçirmek istemiyordu. 

Fakat belli ki Giray doğru söylüyordu. Yoksa Asu kalkıp buraya kadar gelmez, üstüne bir de bu cümleleri kurmazdı. 

"Ne güzel sustun öyle. Bir yanın inanırken diğer yanını dinleyerek 'Git.' demek yaptığımız en büyük yanlışlardan birisi Bilge. İnandığın şeye göre hareket etmelisin bu hayatta. Çünkü bazı bedeller inandığın şeyler uğruna ödenmeli. Hiç uğruna değil." Bilge'nin, bu bilgiç tavırlara sinir olduğu yüzünden belli oluyordu ama doğruları söylediği için daha fazla sinirlendiği belliydi. Az önce kalktığı koltuğa oturarak Bilge'ye de karşısındaki koltuğu gösterdi. Gözlerini devirerek onun gösterdiği yere oturan Bilge anlatacaklarını dinlemeye başladı. 

YASAK (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 2-Where stories live. Discover now