5. Kalp kırıklıkları

9.9K 826 641
                                    

Selam iki alıntı ardından sizi çok fazla merakta bırakmamak için  hemen gelelim, kavuşalım istedim.

Biz sizi çok özledik, sizde bizi özlemişsinizdir inşallah.

Konular sizin de fark ettiğiniz gibi yavaş yavaş açılıyor ve artık daha renkli eğlenceli, bir o kadarda hüzünlü olabilir.

O kadar dikkat ettiğim halde bazen hatalarımız olabiliyor.  Benim görmediğim, gözümden kaçan sizin gördüğünüz bir kusurum varsa affalo. Varlığınız her daim varlığıma sebep.

Sizi seviyorum. Bölümü beğenirseniz oylarınız ve yorumlarınızla bunu belli etmenizi çok isterim keyifli okumalar. 🥰




UKDE
5
Kalp kırıklıkları



Mirza'nın dudaklarının arasından adım döküldü sessizce. İyi de beni nereden tanıyordu ? Benim bugün adını ilk kez duyduğum, yüzünü ilk kez gördüğüm adam nasıl oluyordu da benim adımı sanki yıllarca beni tanıyormuş gibi görür görmez söyleyebiliyordu. Ben, neden ? Nasıl ? Diye düşünürken.

Tahir, hızla aramızdaki mesafeyi kapatıp, büyük ve güçlü eliyle kolumu kavradı. Kolumu farkında olmadan hafif sıkarak, "Zümre ! Senin ne işin var burada ?" Dedi. Üzerine sinmiş anason ve sigara kokusu bile bastıramamıştı onun o kendine has teninin kokusunu.

"Kolum..." dedim gözlerimle kolumu tutan elini göstererek, "Acıyor." Elini ateşe değmiş gibi çekerek, "Özür dilerim, Zümre çok acıdı mı? Ellerini iki yana açıp tekrar etti cümlelerini,  "Özür dilerim ben canını yakmak için tutmadım kolunu farkında bile değildim." Ufak bir çocuk gibi kendini açıklamaya çalışması çok tatlıydı. Canım yanmamıştı ama bu ufak detayı ona demeyecektim.

Dediklerini 'anladım' dercesine başımı önüme eğerek, Sustum. Sustu. Kısa bir an sonra sesi az önceki halinden daha sakin çıkacak şekilde "Ne işin vardı orada?" Dedi.

Sesi, konuşurken titriyor, ara sıra hâlâ bıraktığı yerde oturan arkadaşına bir şeyler anlatmak istercesine kaçamak bakışlar atarak bakıyordu.

Üzerindeki telaşla, suçüstü yakalanmış bir adamın verdiği tepkileri veriyordu. Çok garipti yakalanan bendim oysaki. Saçmalayan Tahir.

Cebindeki, telefonunu eline alıp ışığını yakarak, saate baktı. "Bu saatte neden buradasın ?" O kadar içmesine rağmen karşımda sarsılmaz dimdik, kendinden emin duruyordu.

O, neden burada olduğumun cevabını arıyorken ben yakınlığımızdan sebep rahatlıkla gördüğüm telefonun ekranına düşen sayısız mesaj bildirimine takılı kalmıştım.

Ekranda, 'Pelin..." ismi ve muhtemelen ondan gelen sayısız mesajı vardı.

Tahir, baktığım yeri fark edip telefonu hemen, biraz önce aldığı cebine geri koydu. "Mirza, oturduğu sandalyeden yavaş hareketlerle ayağa kalkıp, tanışmak için bir elini bana uzattı. Arkadaşının bu hareketine karşılık nezaketen elimi uzattım.

Ben, uzatılan eli sıkmak için tutacakken, Tahir, elim daha arkadaşının eline uzanmadan kendi eliyle elimi tutarak sıktı. "Tamam ! Memnun oldunuz." Dedi. Kestirip atarcasına kurduğu cümlesine hayret kalacak şekilde bakıyordum.

Ayakta durmuş, neler olduğunu anlamaya çalışan arkadaşına dönerek, "Kardeşim, benim halletmem gereken bir mesele var hemen geliyorum !." Diyerek tuttuğu elimi bırakmadan beni çekiştirerek götürmeye başladı.

UKDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin