6. Karmaşa

8.7K 862 423
                                    

Ansızın bildirim düşsün ekranlarınıza istedim Bölümü tamamlar tamamlamaz saldım.

Bir kusurumuz varsa affola sizi seviyorum. ♥️

Biz sizi çok özledik, sizde bizi özlediyseniz kavuşalım artık istedim.

Yorumlarınız benim yazma motivasyon sebebim. Yani bol bol yorum atın bana. 

 Sınır koymuyorum bölüm için görüyorsunuz pat diye atıyorum ama siz oylarınızdan eksik ekmeyin beni. Oy verdiysek keyifli okumalar diliyorum. :)



UKDE 

6

KARMAŞA


Kafamı kaldırmamla yaşadığım anın şokunu atlatamadan yeni bir şok yaşamıştım. Onun burada ne işi vardı? "Çağatay!" dedim sesimin yüksek çıkmasına aldırış etmeden, biraz önce alamadığım sinirimi de Çağatay'dan çıkartmak istercesine, "Ne işin var senin burada?"

Sesimin yüksek çıkmasından sebep biraz önce sanki burada hiç yokmuşuz gibi davranan Fatih abi ve Başak'ında bakışları Çağatay'a döndü. "Bir sorun mu var Zümre?" Kaşlarını çattık, yüzünde en ufak bir mimik yokken, karşısında duran kadını itercesine bırakıp, büyük adımlar atarak yanıma, hemen sağ tarafımda bulmuştu kendini.

Fatih abiye olan sinirim hâlâ tazeyken bana bu kadar yakın durması onun sağlığı için hiç iyi değildi. "Sorun yok! Ben kendim halledebilirim." Çağatay, "Sorun varsa ne olacak? Sen mi halledeceksin?" Soru sormuyor, meydan okuyor gibiydi.

Fatih abi, altta kalmayarak kafasını ileri uzatıp, bir kaşını havaya kaldırarak, "Hee, ben halledeceğim ne oldu tirrik?" Dedi.

Yerinde huzursuzca kıvranan Başak, Fatih abinin hemen arkasına gelip, bakışlarıyla Fatih'i göstererek, "Kim bu yakışıklı? Allah sahibine bağışlasın maşallah." Derken bir elini Fatih abinin koluna koyup yavaşça aşağı yukarı okşarken, "Sevgilin mi kız yoksa?" Fatih abiye dönerek, "Ay çok yakışıyorlar değil mi?" Dedi.

Ben Başak'ın ağızının payını vermek için konuşacağım sırada Fatih abi, "Höst, oha orada bir dur." Diyerek bir eliyle Başak'a karşı elini dur işareti yapıyordu.

"Yerim öyle işi, anasını satayım ne sevgilisi lan?"

Bakışlarını bana çevirerek, "Sevgilin değil, değil mi Zümre?" Sorusu karşısında ben, iyice küplere binerken, Çağatay'ın sebepsiz yere arsız arsız sırıtması ortamı daha da geriyordu.

Benim arkadaşımı sorgulama hakkını kim veriyordu ona? Bu anlamsız muhabbet yüzünden bana ihtiyacı olan arkadaşımın da peşinden gidememiştim.

Nazlı'nın ardın gidemeyip şuan burada bunlarla muhattap olduğum için önce Çağatay ile ardından Fatih abi ile görülecek bir hesabım vardı.

"Çağatay, seninle biraz konuşalım?" Dedim. Fatih abi, "Yabancı yok burada konuşun." Dedi merak içerisinde. Ne çok takmıştı sevgilim olup olmamasına. Ben, gözlerimi dikip Fatih abinin gözlerine bakarak, "Dışarıda..." Dedim geri adım atmayacağımı anlamasını temenni ederek.

Çağatay'ı kolundan tutup çekiştirerek dışarı çıkarttım. "Bak! Çağatay, seni kırmak istemiyorum ama bu ansızın habersiz gelmelerin hiç hoş olmuyor." Yerimde durmadan bir sağa bir sola yürüyordum. "Burası küçük bir mahalle ve böyle şeyler hoş karşılanmaz burada."

UKDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin