15. KALP KIRIKLIĞI

6.7K 528 209
                                    

Selam biz geldik hepinizi çok özledim.

Yoğun bir tempoya girdim.  Biraz uzun bir ara vermiş olduk affınıza sınıyorum.

Umarım severek okuyacağınız bir bölüm olur...

oy verip yorum yapmayı lütfen unutmayın.

sezon finaline geri sayım başlasın o zaman. 

Buraya sizin için 'UKDE' yi ifade eden emojinizi bırakabilirsiniz. 










UKDE

15

KALP KIRIKLIĞI




Kulaklarımda yankılanan ses, zaten yerde bitap düşmüş bedenimi kaldırmamı zorlaştırırken, gözlerim korkunun verdiği acıyı en derinlerimden yansıtıyordu. Başımı kaldırıp neler olduğunu anlamaya çalışarak Tahir'e baktım.

Tahir, bahçeye çıktığımız zaman beline koyduğu silahını yeniden çıkartıp, mermiyi hazneye getirerek silahı ateşlemeye hazır hale getirmişti bile çoktan.

Titreyen dudaklarımı, hızla akan gözyaşlarım ıslatırken, "Tahir... Abim... Abim... Tahir!" dedim. Kesik kesik kurduğum cümleleri bile kurmakta güçlük çekiyordum. Yerden aldığım güç ile abime koşmak için ayağa kalkıp, bir adım öne attım.

Tahir, kolumdan tutarak, "Zümre! Dur!" diyerek koca cüssesini yanında ufacık kalan bedenimin önüne attı. "Ne olduğunu bilmiyoruz, olası bir kör kurşuna denk gelmeni istemiyorum! İçeri gir!" dedi.

Fatih abi, kendini Nazlı'ya siper etmişken, "Tahir haklı..." Gözlerini dikip Nazlı'ya bakarak, "Siz içeri geçin!" dedi.

İçeri geçmemi istiyordu! Geçmeyecektim. Abim, o kurşun abime gelmiş olabilirdi. "Abim..." dediğimde Tahir, keskin bir bıçak gibi sözümü kesip, "Neden aklına en kötüsünü getiriyorsun? Olmayabilir Zümre biraz sakin ol! Ben gidip bakacağım tamam mı?" deyip, bir adım yanıma yaklaşarak, elinde olmadan yüksek çıkan sesini alçaltarak, gözyaşlarımı silip, yanağımı baş parmağıyla okşadı.

"Geleceğim güzelim burada kalıyorsun anlaştık mı?" dediğinde onu onaylamaz bir tavırla başımı iki yana salladım.

"Hayır! Geleceğim."

Akan bunumu çekip, "Ben burada kalmayacağım!" dedim. Olduğum yere ayağımı yere vurarak. Kendi gözlerimle görmem gerekiyordu. Emin olmam gerekiyordu.

Tahir, ona karşı koymama karşılık, derin bir of çekerek konuştu.

"Arkamdan geleceksin! Zümre! Kendi başına iş yapmayacaksın... Asla!"

İtiraz kabul etmez şekilde ültimatom verip, önden önden giderken bende gölgesi gibi onu takip ediyordum.

Cansu, Nazlı ve Duru Fatih abinin uyarıları ve Tahir'in baskıları ile eve girmeye zorlansalar da onlarda benim gibi direnmişti ve sonuç olarak hepimiz olabildiğince tedbirli bir şekilde sesin geldiği yöne gitmeye başladık.

Gecenin karanlığı bir perde gibi örtülmüşken üzerine, kaç kilometre mesafe olduğunu kestiremediğim uzaklıktan yerde yüz üzeri yatan abimi gördüm. Yanımdaki kimse tam olarak seçemese bile ben tanımıştım.

Tanırdım ben onu, ne olursa olsun. Ne halde olursa olsun tanırdım tanımıştım. Bedenimi delip, geçecek kurşun ihtimalini yok sayıp, Tahir'in arkasından bir ok gibi fırlayıp, yerde gördüğüm silüetin yanına koştum.

UKDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin