Anahtarı alıp odaya gittik. Yerleştikten sonra, yemeğe inecektik, İrem ben arkadan gelirim dedi, bende yanlız gidip Anılı arayacaktım. Tam kapıdan çıktım ki, yan odadan biri daha çıktı. Ee yok artık. Buda mı tesadüf?
"Selam" dedi, gözlerini bana çevirerek.
"Selam" dedim soğuk bi tavırla, ve tam arkamı dönüp gidecektim ki, bana seslendi.
"Hey, niye tersliyosun? Ne yani çocuk gibi tüm yaz tatili boyunca küsecek miyiz? Kaç yaşındasın sen bücür? Oyun oynama yaşın geçmedi mi?"
"Bücür?" Dedim anlamayarak. Sen kime bücür diyosun lan!
"Evet, öylesin" diyerek güldü.
"Sen kimsin de bana bücür diyosun? Katıksız odun."
"Katıksız odun?" diyerek sinirlendi.
"Ahaha evet öylesin" dedim, gülme sırası bendeydi.
"Bakta 1 ay sonra o Katıksız odun'a aşık olma bücür" diyerek gitti.
Ne? Ne sandı bu beni? Onun peşinden koşan kızlardan biri falan mı? Hani şu basit kızlardan? Asla. Doğa, yani ben? Şimdiye kadar erkekleri umursamayan, hatta nefret eden ben? Ona aşık olmak, bak buna gülerim. Rüyasında bile zor görür.
Olduğum yerde ağaç gibi dikilmeyi kesmem gerektiğini farkederek yemekhaneye doğru ilerledim. O yemek alıyodu. Bende Anılın yanına giderek;
"Sea gençlerr" diyerek masaya oturdum.
"Of Doğa ergen ergen konuşmasana kızım gençlerr ne lan?"
"Iyyk iğrendim Doğa"
"Bunu bidaha asla yapma -.-"
Diye iltifatlarını eksitmediler tabiki. Çok severler esprilerimi, anlatamam öyle böyle değil.
"Biliyorum, bende sizin için espri dünyamı geliştiriyorum zaten, merak etmeyin, yeni sezon esprilerim var"
"Bizden uzak, Allaha yakın Doğa" diye bağırdılar.
Onları takmayıp yemekhaneden yemek almaya gittim. Tam yemeğimi alıp Anılların,olduğu masaya doğru yönelecektim ki, birisi bana çarptı. Tam bu hangi odun diye bakacaktım ki, kahkahasından kim olduğunu anladım. Oydu. Pis odun.
"Sen ne,yaptığını sanıyosun ha? Pis odun, bütün yemeğim senin yüzünden yere döküldü!"
"Of bücür, niye bu kadar sakarsın sen? Bana çarpan sendin, beni mi suçluyosun?"
"Birincisi bana bücür demeyi kes! İkincisi sen bana çarptın!"
"Hıhı" diye pis pis sırıttı.
Ayağa kalkıp odama gidip kapıyı kitledim.
Banyoya gidene kadar söylendim durdum. Yok yani, hem suçlu hem güçlü. 1 ay boyunca ne yapacaktım ben?
Üzerimi değiştirip, saçlarımı kuruttum. Yemeği kaçırmıştım, akşamı bekleyecektim. Bizimkilerin yanına gitmek, odadan çıktım. Yerde bi not vardı. Notu almak için eğildim, o sıra Anıl geldi. Notu cebime sokarak, normal halimi aldım.
"Nerdesin kızım sen kaç saattir?"
"Geliyorum işte, duş aldım sadece"
"Bu saatte?"
"Ah evet, biraz yorgun hissediyordum da, o yüzden."
"Tamam, biz aşağıdayız"
"Tamam, geliyorum"
Anıl gittikten sonra Nota bakmak için cebimden çıkardım.
Not da,
"Meraba, ben şu senin "Pis Odun" diye hitap ettiğin çocuk. Bugün ki olan olaydan dolayı özür dilerim. Bu akşam saat 20:00 da Otelin önünde hazır ol. Güzel bişeyler giyersen sevinirim :) "
YOU ARE READING
YAZ OKULU BELASI. #Wattys2018
Romance"Bu yaz bi farklı geçecek sanırım, ha sence de öyle değil mi?" Diyerek pis pis sırıttı. "Yo geçen yazda uyuyodum, bu yaz da uyuycam" dedim, çünkü Doğa olmak bunu gerektirir. İki farklı dünyadan, iki farklı insan, iki farklı kalp. ...
