YOB 7.

7K 394 80
                                    

"Ne yapıyorsun be!" Dedim.
"Doğa, sana birşey söylemem gerekiyor."
"Çabuk söyle, yemeğe gitmeliyim."
"Doğa, ben..."

Lafını bitiremeden Anılın sesi koridora dolmuştu. Kahretsin!

"Doğa?"
"Efendim Anıı-ıl?"
"Senin bu herifle ne işin var ve, bu herif kim?! "
"Arkadaşım, biz.." lafımı tam bitirmeden Doruk,

"Biz çıkıyoruz."

Oha dercesine ağzım açık kalmıştı,Anılda şoktaydı, ne diyordu bu herif be!

"Ne diyor bu herif?! Doğru mu Doğa?! "
Eğer yalan dersem, Doruğu öldürebilirdi, ciddiyim, yapardı bunu.
"Şe-ey evet doğru." Diyebildim.
"Bana ne zaman söyliycektin hanımefendi?!"
"Daha yeni oluyor, hem ne güzel işte, artık benimle ilgilenmek zorunda değilsin. Sevinmelisin. "
Sessizce bi küfür savurdu. Sonra arkasına bakmadan yürürken, arkası dönük Doruğa seslendi.

"Eğer o kızın, saçının teline zarar verirsen, karşında beni bulursun. "

Ve bizden uzaklaştığında Doruğa en sinirli bakışımı attım.

"Nee ? Ne yapabilirdim? Bana teşekkür etmelisin bücür, hem senin hayatını kurtarıyorum, hemde seni yanımda sevgilim olarak göstermek zorunda kalacağım. Ve sen bana sinirleniyosun."

Haklıydı. Birşey söylemedim. Hızlı adımlarla uzaklaşırken kolumu tuttu.

"Sen küçükhanım, bundan sonra bana aitsen, bana sormadan bi adım dahi atamazsın. Erkeklerle konuşamazsın. Onlarla aynı ortamda olamazsın. Onlara bakamazsın. Kısa giyemezsin. Benim sevgilimsen, bunları uygulayacaksın."

"Bu bir oyun, ve kural yok, sadece bizimkilerin yanındayken sevgiliyiz. Bu kuralları, gerçek sevgiline uygula. Bana değil."

"Haa bide, fazla geveze olmamalısın."

"Sana herşey bi oyun diyorum Doruk! Neyi anlamıyorsun!"

"Ya bak bide, fazla ısrarcı olmamalısın, bu arada bana sesini yükseltme."

"Doruuuk!" Diye bağırdım.

Dudaklarıma yapıştı. Hemen onu ittim.

"Ne yapıyorsun be!"

"Kuralları uygulamazsan, seni böyle susturacağım, sevgilim."

_____________

20 dakika sonra...

"Doğa elimi tut."

"Banane banane tutmıycam."

"Doğaa, Anıl geliyoor!"

Hemen elini tuttum. Ama Anılın gelmediğini farkedince, ona en kötü bakışımı attım.

Saat 10:35'ti. Yemekhaneye girmeden kulağıma fısıldadı.

"Bak şimdi, yemek alacağız."

"Bende sana ot falan alacağız sandım canım yaa, ne zeki bi çocuksun sen."

"Off Doğa! Herneyse, bizimle oturmalısın, tamam mı? Demeyeceğim, çünkü bizle oturacaksın."

"Nedenmiş o? Herkes kendi tayfasıyla yesin. Sonra elbet birgün buluşuruz"

"Elbet birgün buluşuruz derken? 1metre var aramızda, bilemedin 2."

"Ay bilmiyodum Doruk, çok sağol varya, zeki sevgilim benim"

Ohaa ne dedim ben! Duymamış olsun allahım nolur! Off Doğa! Ne mal bi insansın sen!

"Duyamadım ne dedin?"

"Çok sağol, zeki odun dedim."

"O , zeki sevgilim olmasın?"

"Sence ben öyle bişey der miyim Doruk?"

"Insolloh doymoz, oho allohom no dodom bon aahahahhaha" diye bi kahkaha patlattı.

Ulan onları da mı dışardan söyledim. Off Allahım!

"Neyse hadi tut zeki sevgilinin elinide yemeğe gidelim bebeğim, eğer itiraz edersen seni herkesin içinde öperim."

"Tamam, ama yemekten sonra Anılların yanına gideceğim, anlaştık?"

"Anlaştık."

_______________

Yemek yiyorduk, Doruk elimi tuttuğu için ben yiyemiyordum.

Karşımdaki sarışın kız, bana tip tip bakıyordu. Bende en kötü bakışlarımı ona atıyordum. Doruk rahatsız olacakki, elime daha sıkı tuttu.

"Kalkalım mı sevgilim?"

Önce bi duraksadım, ama bu o kızla inatlaşmayacağım anlamına gelmiyordu.

"Kalkalım sevgilim."

YAZ OKULU BELASI.                                          #Wattys2018Where stories live. Discover now