YOB 16.

5.8K 321 58
                                    

"Doğa"
Cevap vermedim.
"Doğaa"
Cevap vermedim.
"Uyumuyosun ufaklık biliyorum"
Cevap vermedim.
"Cevap vermessen seni öperim."
"Efendim lanet olasıca?"
"Film izleyelim mi?" diye sordu masumca, aslında bende film izleyelim mi diye sorcaktım, tabikide onun masum masum bakmasıyla bi ilgisi yok, mal mısınız?

"Peki izleyelim, ne izliycez?"

"Korku Seansı."

***

Tam 1 saattir Doruğa kedinin yavrusuna sarıldığı gibi sarılıyordum. Kedi ne alaka bilmiyorum, hatta kedinin yavrusuna sarılıp sarılmadığı hakkında da bi bilgim yok, neyse.

Doruğun hoşuna gitmiş olacak ki, arada sırıtıp duruyordu. Bunu koz olarak kullanacağından, eminim.

Film bittiğinde uyuyakalmıştık.

Sabah uyandığımda, kedi kadar masum uyuyan Doruk duruyordu. Kokusunu merak etmiştim, boynuna yaklaştım, çok sert ama huzur verici bi kokusu vardı. Uyanmış olacakki gözleri kapalı sırıtmaya başladı. Yavaşça koluna vurdum.

"Piis, uyumuyordun değilmi?"
"Hayır sadece kokumu içine çektiğini vee, dakikalarca beni izlediğini biliyorum, sadece bu kadar, valla başka bişi bilmiyorum" diyerek iki elini ayağa kaldırdı, ben suçsuzum der gibi.

Çok tatlıydı, çok masum gibiydi, sadece "gibiydi".
Tabiki de masum değildi, hakkında bilmediğim onca şey vardı, bu kadar samimi olmamam gerekiyordu.

Ya sapıksa? Ya seri katil? Ya hırsız? Belki ajan bile olabilir, herkesten herşeyi bekliyceksin arkadaş.

Öğle olmuştu, evet bugün çıkacaktım, zaten fazla abartmışlardı, sadece bayılmıştım o kadar.

Annemlerin durumunu merak edip Doruğa beni yoğun bakıma getirmesi için rica ettim. Oda kabul edip bana eşlik etti. Doktor şuan kendilerinde olmadıklarını ama durumlarının gayet iyi olduğunu, hayati tehlikeyi atlattıklarını söyledi. Birazda olsa içim rahatlamıştı. Tekrar odaya döndüğümüzde eşyalarımı toplamaya başlamıştım. Yaz okulundan dönmem geeekiyordu. Bu durumda oraya geri dönmem pek hoş olmazdı. Sıkılmıştım zaten, ama fena da değildi.

Doruk. Dorukla da yollarımız ayrılıyordu. Biraz üzülmüştüm, yani biraz, birazcıık.

Karşımda tekli koltukta oturan Doruğa döndüğümde, gözleri üzerimdeydi.

"Ne?"
"Dönmek istiyorsun değil mi, yani Yaz okulundan" dedi yüzü asık bi şekilde.

"Evet, yani bu en iyisi, ama gayet eğlenceliydi, hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum, bu arada sana da herşey için teşekkür ederim."

"Birdaha görüşecek miyiz? Görebilecek miyim seni tekrardan bücür? Yani arkadaşça devam edebiliriz, olmaz mı?"

Onsuz nasıl yapacaktım bilmiyordum, bildiğim tek şey mecbur kalışımdı. Sesini özleyecektim, kokusunu, bakışını, öpüşünü bile özleyecektim.
Kimseye söyleyemediğim ama kesinlikle emin olduğum bişey vardı.

'Ben Doruğa aşık olmuştum.'

Ben yani, ben, tüm gününü evde kış uykusuna yatmış ayı gibi uyuyarak geçiren, şimdiye kadar hiç sevgilisi olmamış, Erkek fatma gibi ortalıkta dolanan Doğa, aşık olmuştu.

"Olabilir, yani belki, neden olmasın" diyerek gülümsedim.

Yanıma gelip boynuma minik bi öpücük kondurdu. Fazla masumdu, fazla mükemmel. Onu haketmiyordum, o bana göre fazla mükemmeldi.

"Biliyor musun bücür? Seni özleyeceğim, sana sarılmayı, kokunu, seni öpmeyi, seni utandırmayı, kızdırmayı, seni fazlasıyla özleyeceğim."

Ağlamamalıydım, hayır olmaz, ağlama ağlama ağl- Kahretsin Hassiktir! Ağlıyordum!

Gözümden akan gözyaşlarımı durduramıyordum, ağladığımı farketmemesi için ona sarılıp yüzümü saklamaya çalıştım. Gözyaşlarımı hissetmiş olacak ki, yüzümü avuçlarının içine aldı. Her sildiği yaşı, teker teker öptü. Fazla anlamlıydı, bunu yaparak beni kendine dahada çok bağlıyordu.

"Doruk" ,diyebildim kısık bi sesle, "Yapma".

"Doğa ben-"

"Sen?"

Hassiktir! İremler içeri girmişti. Şansımı sikeyim.

"Doğaaam" diye sarıldı irem, öz kardeşten farksızdı.

Kulağıma, "yanlış zamanda geldim galiba" diye fısıldadı.
"Önemli değil" dedim.

"Hazırlandıysan çıkabiliriz Doğa" dedi Anıl soğuk bi sesle.

"Hayır o benimle gelecek"

Bunu diyen Doruk'tu!

"Onun seninle aynı evde kalmasına izin vereceğimimi sanıyorsun pis herif?!"

"Bilmem farkettin mi ama, Doğa benim sevgilim? Onu istediğim yere götürürüm. Buna kimse karışamaz, sen bile, Doğa bu gece benle kalacak, yarın gelir ordaki eşyalarını da toplarız zaten, neyse arkadaşlar hepinize yinede teşekkür ederiz"

Herkes tek tek odayı terkederken ağzım açık bi şekilde Doruğa bakıyordum.

"Doğa bu gece benimle kalacak"

Ne demekti bu şimdi? Onunla aynı evde yalnız kalacağımı düşünmüyordu heralde?

"Ne demek oluyo bu?"

"Anlamadım?"

"Aynı evde kalmak falan?"

"Türkçe anladığını sanıyordum"

"Ben ciddiyim gülmüyorum?"

"Bak Doğa, sana sen istemeden zaten elimi sürmem, o kadar piç değilim, evet seni istiyorum, seni gerçekten istiyorum, ama bunu pis bi şekilde yapmak bana göre değil. Hele de sana, asla."

"Hele de sana asla", derken? Benim farkım ne?"

"İnsan kendinden çok değer verdiği, çok sevdiği bi insana zarar verir mi bile bile?
Ben sana aşığım Doğa, ben sana sırılsıklam aşığım bücür."

YAZ OKULU BELASI.                                          #Wattys2018Where stories live. Discover now