YOB 9.

6.8K 362 53
                                    

Doruk birden kulağıma fısıldadı,

"Çok acemisin be bücür, ama şimdiye kadar öptüğüm kızlardan en farklısı sensin."

Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim, bence ölmeliyim.

Oyundan sonra herkes kendi odasına çekildi. Doruk, odaya kadar benle geldi, yani yanlış anlamayın kapıya kadarsjsjk O da yan odada olduğu için yani.

Ben kapıdan girerken, onun kapısından seslendi,

"İyi geceler Bücür"

"İyi geceler Odun"

____________________

Sabah, saat 08:32, Doğa uyandı, sırılsıklam bi halde, bilin bakalım kim sayesinde?

"Ulan irem! Allah erkek yüzü göstermesin inşallah! Ulan böyle mi uyandırılır? Sen ne biçim bi kardeşsin? Mal mısın kızım sen!"

"Doğacım, canım BFF'im, seni 5 kez uyandırmaya çalıştım, radyoyu açtım olmadı, yastıkla vurdum olmadı, yorganı aldım olmadı, kafana elime ne geldiyse attım, yine olmadı, son çare suydu, seni uyandırmalıydım, çünkü Doruk kapıda." dedi eliyle kapıyı göstererek.

O telaşla, nasıl bi manyaksam, kapıya doğru koştum. Üzerimde ayıcıklı pijamalarım, saçım dağınık topuz, ve gözlerimde akmış rimelimle.

Beni gören Doruk şok olmuşcasına bana bakıyordu. Lanet olsun Doğa! Niye açarsın ki kapıyı! Allahım ne kadar mal bi kızım ben.

"Doğa lan? Ne oldu sana böyle?"

"Görmüyor musun salak şey? Yeni uyandım!"

"Ben gece büyük bi savaşa girmiş, mermiler, bombalar arasından zor kurtuldun sanmıştım."

"Hahahhahaha çok komik, irem gül de rezil olmasın"

Arkadan irem mal mal güldü tabi, gerizekalı bu kız, yemin ediyorum malın en önde gideni.

"Neyse bücür hadi bu korkutucu Doğadan kurtulup, yanıma gel, ben yemekhanedeyim." Diyerek gitti.

Onlarla yemek istemiyordum. Sorun onlarla değilde, o aptal sarışındı. Bu oyun daha ne kadar sürecek, onu da bilmiyorum. Off Doğa off.

Üzerimi giyinip, hafif bi makyaj yaptım. Yemekhaneye inince Doruğun beni beklediğini farkettim. Yanına gittiğimde, dudağıma bi öpücük kondurdu. O bunu yapınca ben domates haline dönüyordum, biliyorum. Ondan bunu yapmamasını isteyecektim.

Yemek yerken, o kızın bana hala dikdik baktığını gördüm.

"Bana neden, öküzün trene baktığı gibi bakıyosun?"

Kız bu kelimeleri benden beklemiyor olacak ki, önce bir duraksadı.

"Ne dedin sen?"

"Sağır mısın? Duymuyor musun?"

"Seni varya..."

"Beni varya?"

Doruk beni susturmaya çalışıyordu. Ama nafile. Ben bi işe başladığımda, onu yarım bırakmam. Asla.

Ordan beni duyacak olacaklarki, bizim grup yanımıza geldi.

"Bidaha bana, Doğa Acar'a , öyle dikdik bakarsan, o gözlerin, artık aynı yerde olmayacak . Anladın mı beni?"

Birşey demeden arkadaşları onu bizim masadan uzaklaştırdı. Bununla kalmazdı böyleleri, iyi biliyordum. Ama zafer benimdi. Ve o pis sarışına, gününü gösterecektim.

Yemekten kalkınca, Doruk elimden tutarak, sahile getirdi. Bu çocuk, herşeyin bir oyun olduğunu unutmuş muydu?

"Seni gidi atarlı bücür" diye dalga geçti.

"Fazlasıyla haketmişti."

"Biliyorum, eski sevgilim, o yüzden böyle yapıyor."

"Onu gerçekten seviyor muydun?"

"Hayır."

"Peki sen hiç birini sevdin mi? Hiç aşık oldun mu Doruk Güngör?"

YAZ OKULU BELASI.                                          #Wattys2018Where stories live. Discover now