YOB 11.

6.1K 357 27
                                    

Gidiyordu. Yine farklı hissetmiştim, bu gözümden yaş gelmesine neden oldu. O sırada gitmeyi planladım, ama kapı açıldı. Karşımda, Doruk Güngör.

Bana şaşkın gözlerle bakıyordu, açıklama bekliyordu, birşey söylemeliydim, en azından.

"Oyun bitti Doruk Güngör, benden buraya kadar."

Tam arkamı dönüp gidiyordum ki, kolumdan tutarak beni kendine çekti.

"Ne bu şimdi Doğa?"

"Hiçbirşey, sen bitirmeden bitirmek istedim, haa bide, iyi yolculuklar, gidiyormuşsun."

"Evet, ama.."

"Gitmem gerekiyor, görüşemeyiz belki, şimdiden hoşçakal."

"Doğa.."

Gitmeliydim, yoksa ağlayacaktım. Doruk yanımdayken olmazdı, ağlayamazdım. Ona aşık olmamıştım, yada olmuştum, ya saçmalama Doğa, 2 haftalık birisine aşık olamazsın değil mi?

Ben giderken, kolumdan tutup beni odasına götürdü. Dudaklarıma yapıştı ve, bilmiyorum vermek istemediğim halde karşılık veriyodum.
Geri çekilip alnını alnıma yasladı,

"Gitmelisin Doğa, sana bu kötülüğü yapamam."

Sadece ona baktım, işte tam o sıra dolmuştum, gözyaşlarımı tutamıyordum. Ona ağır kelimeler söyleyecektim, emindim.

"Sen, sen Doruk Güngör. Hayatıma girip, beni kendine bağlamayı başardın. Tebrikler! Tamam belki adam olmadığını biliyordum, ama bu kadar piç olacağını düşünmemiştim! Bi kızın ilklerini aldın, sevinmelisin! Sana da bu yakışır zaten! Neyse ya, hayatıma girdiğin gibi, şimdi de siktir git! Seni istemiyorum, sana ait şeyleri istemiyorum, beni öpmeni istemiyorum, bidaha seni görmek istemiyorum! Kokunu da istemiyorum! Sadece git tamam mı? Siktir git!"

Dediklerim bana da koymuştu, canım yanmıştı, ama onunkinin daha çok yanmasını istemiştim.

Odama gidip tüm gün müzik dinlemiştim. Peranın tüm şarkılarını ezberlemiştim, Dorukla uyuyakaldığımız gece, kulaklıkla müzik dinlemiştik. Orda da, Peranın Unut şarkısı çalıyordu.

Neden Doruk Güngör, neden her yerde bi izin var?

Telefonum kapalıydı, kapı kitliydi, Anıllar beni gerektiğinden fazla aradığını biliyordum, o yüzden açmayacaktım. Bugün sadece oturup ağlamak istiyordum. En son, 2 sene önce ağlamıştım.

Ben sesli sesli "unuut dibine kadaar" diye şarkı söylerken,biri Doğa diye seslendi. Müziği kapatıp kapıya yöneldim ki.. Bu oydu. Doruk Güngör, kapımdaydı.

Kapıyı açıp, elinde bavulu olan Doruk Güngör'le karşı karşıya gelmem uzun sürmemişti.

Bavulunu bırakıp, yerde olan gözlerini, gözlerime sabitledi.

"İstediğin oldu bücür, odun gidiyor"

Kendimi ağlamamak için zor tuttum, ama yapamayacaktım, hem onsuz, hem ağlamaktan kendimi alıkoyamayacaktım.

"Birdaha beni görmeyeceksin, kokumu bilmeyeceksin, beni öpmeyeceksin, siktirip gidiyorum işte."

Susması için yalvarıyordum,ama susmuyordu. En zayıf noktamdan vuruyordu beni, duygusallığımdan.

"Sevinmelisin, seni rahatsız eden bi odun, Doruk Güngör olmayacak."

Son kez bana bakarak,

"Hoşçakal Bücürüm.."

Eline bavullarını alıp, arkasını dönüp gitti, bir kaç metreden sonra tekrar bana bakıp, uzun sürmeden tekrar adımlarını hızlandırdı.

Gidiyordu.
Doruk Güngör, gidiyordu.

YAZ OKULU BELASI.                                          #Wattys2018Where stories live. Discover now