Bölüm|6

92K 1.6K 207
                                    

Mutfaktan çıkıp salona girdiğimizde koltuklara doğru yürümeye başladık. Salon kocamandı ve televizyon da salona yakışır bir şekilde oldukça büyüktü.  Koltuğun önündeki sehpaya elimizdekileri koyduktan sonra Aybars televizyonun tam karşısında olan geniş üçlü koltuğun ortasına oturdu. Bende oturmak için ikili koltuğa yöneldim.

"Mira o kıyafetlerle film izlemeyeceksin herhalde?"

Anlamayan bakışlarla Ayline baktım

"Kızım hani pijama partisi yapıyoruz ya. Pijama partisinde pijama giyilir hanii?!"

"Haa. Tamam giyelim pijamaları da, ben unuttumki pijama getirmeyi"

"E benimkilerden giyin"

"Yok ya hemen eve gidip şu birlikte aldığımız pijamayı giyineyim"

"Tamam o zaman bende onu giyinicem"

"Şeyy... Annemler evde değil. Yani evde kimse yok şuan"

"Yanii?"

"Yani eve tek gitmek istemiyorum Aylinn!"

"Haa. Tamam abim gelsin seninle, bende üstümü değiştireyim"

Aybarsa baktığımda bikaç saniye bana baktıktan sonra ayağa kalktı.

"Hadi o zaman gel gidelim"

Aybarsın dediğini başımı sallayarak onayladım. Ben önden yürürken aybarsta arkamdan geliyordu. Aybarsların evinden çıktıktan sonra evimizin arasındaki yoldan geçip bizim evin kapısının önüne geldik. Anahtarla kapıyı açıp içeriye adım attım. Aybarsta arkamdan gelip birkaç adım sonra durdu.

"Burda bekliyorum seni"

"Tamam, gelirim hemen"

Merdivenlerden çıkıp odama girdim. Aybarsla konuşmak istiyordum ama ne konuşacağımızı ya da ne diyeceğimi bilmiyordum. Konuşup konuşmamak arasında kararsız kalmıştım. Birkaç dakika boyunca öylece durup düşündükten sonra Aybarsın aşağıda beni beklediğini hatırlayıp düşüncelerimden sıyrıldım. Dolabımdan Aylinle birlikte aldığımız, bende beyazı Aylinde siyahı olan saten pijama takımını alıp giyinmeye başladım.

Üstümdekileri çıkarıp pijama takımını giyindikten sonra hemen aşağı indim

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Üstümdekileri çıkarıp pijama takımını giyindikten sonra hemen aşağı indim. Aybarsa yaklaşırken bedenimi inceleyip sonra konuştu.

"Senin neden hiç uzun kıyafetin yok?"

"Olmadığını kim söyledi?"

"Varsa neden hep böyle vücudunu zar zor kapatan şeyler giyiniyosun?"

"Hava çok sıcak. Ayrıca hoşuma gidiyor"

"Bedenini başka erkeklerin bu kadar açık şekilde görebiliyor olması da benim hoşuma gitmiyor"

Resmen mırıltı şeklinde söylediği sözleri beni şaşırtmıştı. Beni kıskanıyordu resmen.

"Anlamadım?"

"Hadi gidelim, Aylin bekliyor"

Kapıya doğru yöneldim. Aybarsta arkamdan benimle birlikte yürüyordu. Tam kapıyı açıp dışarı çıkacakken birden durup arkamı döndüğümde kafam kaslı göğsüne çarpmıştı. Bir adım geri gittiğimde sırtım kapıyla birleşmişti. Hemen kafamı kaldırıp gözlerine bakmaya başladım.

"Ben konuşmak istiyorum"

"Neyle ilgili?"

"Sabah olan şeyle ilgili"

Salonun içini loş bir şekilde aydınlatan abajur yardımıyla yüzünü rahat bi şekilde görebiliyordum. Aramızdaki mesafeyi bana doğru bi adım atıp kapattı. Yüzümüzün arasında sadece birkaç santim kalmışken önüme düşen saçımı parmaklarıyla yavaşça kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Ne olmuştuki sabah?"

"Ş-şey oldu ya işte... biz... seninle"

Kafasını boynuma indirip kokumu içine çekmesiyle kalp atışlarım iyice hızlanmıştı. Dudaklarının boynuma değmesiyle sesli ve titrek bir nefes verdim.

"Aybars"

Fısıltı şeklinde inleyerek adını söylediğimde boynuma küçük ama ateşli öpücükler bırakmaya başladı.

"Mira... Bende nasıl etkiler yarattığını farkında bile değilsin. Bana bu kadar yakın dururken, kokunu böyle içime çekebiliyorken, senden uzak duramıyorum"

Kafamı biraz geri çekip tekrar göz göze gelmemizi sağladım.

"Sen Aylinin abisisin. Benimde abim sayılırsın. Biz birlikte büyüdük. Herkesin yanında sen bana abim, ben sana kardeşin gibi davranıyorken böyle yakınlaşmamız, birbirimize böyle şeyler hissediyor olmamız doğru değil"

Sesim zar zor çıkarken her hücrem onunla olmak isterken mantığım kalbime çoktan savaş açmıştı bile.

"Başkalarının doğruları umurumda değil. Sen umurumdasın"

Bir eli belime diğer eli yanağıma gittiğinde parmaklarının tersiyle yanağımı okşamaya başladı.

"Ben artık senden uzak durmak istemiyorum"

Söylediği şeyler kalbimin yerinden çıkacak olmasına neden olurken ikimizinde bakışları dudaklarımıza inmişti. Dudaklarımız bir mıknatıs gibi birbirlerini çekiyordu ve biz buna engel olamıyorduk. Ya da belkide olmak istemiyorduk...

KOMŞU OĞLUOnde histórias criam vida. Descubra agora