Bölüm|32

30.1K 1K 825
                                    

Yeni bölüm geldii...

Bölümlerin daha hızlı gelmesini istiyorsanız bolca yorum ve oy atabilirsiniz...

İyi okumalarr💕

"Nişanlısının olduğu bir mekanda, gizlice eski sevgilinle buluşup böyle yakınlaşman tehlikeli değil mi Mira? Biri fotoğrafınızı çekip internette yayınlasa ne olacak :)"

Ne yapacağımı bilemeden öylece donup kalmıştım. Bu mesaj atan kişi her kimse Aybarsla sevgili olduğumuzu zaten biliyordu. Nişan günüde Aybarsların evine gitmem için mesaj atan kişi de oydu zaten.

Daha yeni aklıma gelen şeyle kaşlarım çatıldı. Evet, bu kişi Hem Aybarsla sevgili olduğumu hem de Aybarsın İremle evleneceğini önceden biliyordu.

Düşündüm. Bu iki şeyi de bilebilecek birini düşündüm. Aylin, Aybarsın evleneceğini biliyordu ama bizim sevgili olduğumuzu bilmiyordu. Orhan abi ve Esra ablada oğullarının evleneceğini biliyordu tabi ama onlarda sevgili olduğumuzu bilmiyordu. Eylül, Aybarsla sevgili olduğumuzu biliyor ama evleneceğini bilmiyordu.

Geriye kim kalmıştı ki? Aybarsla sevgili olduğumuzu bilen başka biri olmadığına göre, Aybarsın evleneceğini bilenlerden biri olabilirdi. Ki bu da İremin ailesi ve nişan günü orada olanlar demekti. Ama ben nişanda Aybarslardan ve İremden başka birini tanımıyordum zaten.

İrem. İrem olabilir miydi? Ama sevgili olduğumuzu bilmiyordu ki. Evlenmek için o kadar beklediklerine göre Aybarsın biriyle sevgili olduğunu öğrenmiş olsaydı sessiz kalmazdı ve bana karşı iyi davranmazdı.

Ya da, sevgili olduğumuzu öğrenmiş ve benim üzülmem için veya intikam almak için sessiz kalıp oyun oynanmıştı. Aybarsın nişanını görürsem üzüleceğimi biliyordu, Aybarsla ilgili attığı mesajların kafamı karıştıracağını da biliyordu. O yüzden bana hiç belli etmeden intikam alıyordu.

Evet. Tabiki de bu mesaj atan İremdi.

Elimi sertçe lavabonun mermerine vurdum.

"Nasıl anlamam ben ya! Nasıl anlamam!?Gözümün önündekini nasıl görmem!? Allah kahretsin!"

Lavabonun içinde hızlı adımlarla gidip gelirken yüksek sesle söylediğim şeyler kendime olan öfkemden başka bir şey değildi.

"Tabi anlamazsın. Aptalın tekisin çünkü. Daha sevgilin sandığın kişinin seni kandırdığını göremedin. Sevgilim dediğin kişinin nişanlanacağını anlamayıp, birde üstüne nişanlanacağı kızla arkadaş oldun. Tabi anlamazsın sen. Gözün kör olmuş aşktan. Görmemişsin hiçbir şeyi. Şu lanet olası aşkın yüzünden görememişsin hiçbir şeyi! Aşkmış!"

Lavabonun içinde volta atmayı bırakıp aynanın karşısına geçtim ve yansımama bakarak konuşmaya devam ettim.

"Aç gözünü de bak! Yıllardır peşine düştüğün aşk seni ne hale getirdi! Gözünün önündekine kör olma artık! Kendine gel!"

Hızlı hızlı nefes alıp verdiğim birkaç saniyenin ardından gözlerimi yumdum ve kendime gelmeye çalıştım.

Sakin olup ne yapmam gerektiğini düşünecektim. Çünkü bu fotoğrafların internete yayılmaması gerekiyordu.

KOMŞU OĞLUWhere stories live. Discover now