OTUZ BEŞİNCİ BÖLÜM

11.5K 558 399
                                    


Yazar notu: Selam!

Öyle bir içimden geldi, aslında bu yoktu. Bu yoktu... Anasını satayım, içimden geldi!

Kendime not; bölümü saat 16.00'da yayınladım. Siz de saat kaçta okumaya başladığınızı buraya yazabilirsiniz.


*


AHALİ (2. SEZON) - OTUZ BEŞİNCİ BÖLÜM


HAKAN


Bir hışımla aşağı inen İlker'in aklından neler geçtiğini bilmek imkânsızdı fakat saniyeler içinde Aleyna'yla birlikte şarkı söylemeye başladığında şaşırmadan edemedim.

"Vay anasını!" diye bağırdı Atakan delice tezahürat yaparken. Balkonun ahşap çıkıntısına oturup bir ayağını aşağı sarkıttığında boşta kalan eliyle de ceketini havada döndürmeye başladı.

"İlker'e bak sen." Lodos'un keyifli sözlerle arkasına yaslanmasının ardından ben de arkama yaslandım.

"Bu kadar şarkı söyleyemediğini bilseydim cidden kandırmazdım," dedi Atakan. Bir yandan pişmanlık yaşıyor gibi görünse de asla öyle değildi. Aleyna ve İlker şarkı söylerken en çok keyfini çıkaran oydu.

"İnsanların başına bela olmayı bırakmayı hepimiz biliyoruz. Hiç boşuna pişmanmış gibi davranma." Melis de sözleriyle işin içine girdiğine göre bu ağız dalaşı uzadıkça uzayacak gibi görünüyordu.

Dikkatimi onlardan çekip sahneye yönelttim. Son yudumunu büyükçe aldığım içkim boğazımı yaka yaka aşağı inerken birbirlerine bakarak şarkı söyledikleri anı izlerken buldum kendimi. Gözlerimi kısıp "Neler oluyor burada?" diyen iç sesime rağmen sakin kalmaya devam ediyordum.

Kardeşim ve Aleyna'nın sesi kulaklarıma dolarken bir kere bu düşünce çukuruna girsem bir daha çıkamayacağımı biliyordum. Birbirlerine bakmaya devam ettikleri her saniye ayrılmalarını bekledim.

"İlker sadece yardım etmek için çıktı sahneye," diyen ve kardeşimi koruyan bir tarafım vardı.

"Aleyna da ona fazlasıyla minnettar olduğu için böyle davranıyor," diyen bir diğer tarafım da Aleyna'dan yanaydı.

Bakışları ayrıldığında ve nihayet şarkı bittiğinde derin bir nefes çektim içime. Anlamlandıramadığım ama üzerinde durmayacağım bir an geride kalmış gibiydi.


Bir ay sonra


"Vizeler bitti ama ben de bittim." Melis kucağından atmak üzere tuttuğu ders notlarını sertçe masaya bırakırken kahvemi elime aldım. O kadar sert bırakmıştı ki döküleceğini anladığım kahveyi son anda kurtarmış sayılırdım.

En az onun kadar yorgun olduğum gerçeğini bir kenara bırakarak, "Geçmiş olsun," diye mırıldandım. Son sınavımdan yarım saat önce çıkmıştım. O ise daha yeni çıktığı için benim yarım saat önceki hâlim gibiydi.

En sonunda sandalyelerden birine kurulduğunda gözlerini kapatıp başını geriye attı. "Bitti mi gerçekten Aleyna?"

"Bitti, gerçekten bitti," dedim sevimliliğine gülerken. "Hadi kendini toparla da yemek ısmarlayayım sana."

"Kızım senin sevgilin yok mu?" diye seslendi aniden kafasını kaldırırgibi. "Niye sürekli tepemdesin?"

Derin bir nefes alıp bir an için ne diyeceğimi bilemedim. Tek yapabildiğim şey dudaklarım ince bir çizgi hâline geldikten sonra sessiz bir şekilde omuz silkmek oldu. Konuşmaya kalksam konuşacağımız çok şey vardı ama vize haftası yorgunluğunu bile atamamışken zihnimizi daha fazla meşgul etmek istemiyordum.

AHALİ (2. SEZON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin