AHALİ (2. SEZON)

YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM

AHALİ (2. SEZON) - YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM

# Taylor Swift - Style

ALEYNA,

İ: Unutma, saat tam 9'da oradayım prenses.

İ: Bekletilmekten hiç hoşlanmam, ona göre ;)

A: Haşaa, sizi bekletmek ne haddime kralım?!

İ: Kralım, ha?

İ: Hoşuma gitti. Bundan böyle bana böyle seslenmeye ne dersin?

A: İstemez, kalsın!

İ: 'İsteğiniz benim için emirdir kralım' diyeceksin.

A: Söyleyeceğin başka bir şey yoksa git başımdan.

A: Aa dur!

A: Daha gitme. Bir şey soracağım.

İ: Sor bakalım prenses.

A: Nasıl giyinmeliyim?

İ: Canın ne isterse onu giy.

A: Ya pijama giymek istersem?!

İ: Giy.

A: İlker, ciddi cevap ver!!

A: Nereye gideceğimizi söylemiyorsun, bari nasıl giyineceğimi söyle.

İ: Ciddiyim prenses. İster abiye giyin, ister pijama...

A: Off!!

A: Senin yüzünden rezil olacakmışım gibi hissediyorum.

İ: Merak etme.

İ: Benimlesin.

İ: Hadi ben kaçtım. Akşam görüşürüz.

A: Görüşmesek?

İ: Hakan'a sırrını ötmemi ister misin?

A: Tamam görüşürüz!

Saatin akrebi dokuzun, yelkovanıysa onun üzerindeydi. İlker'in gelmesine dakikalar kalmışken yurt odamdaki yatağımda bağdaş kurmuş birkaç saat önceki mesajlaşmamızı okuyordum.

Bu gece beni ne bekliyordu bilmiyordum ki bu beni hem meraklandırıyor, hem de geriyordu. İlker'in yardımını kabul etmemin tek nedeni beni dans konusunu Hakan'a anlatmakla tehdit etmesiydi. Evet, yanımdan ayrılmadan önce ettiği son sözler şunlardı: Hakan'ın sırrını öğrenmesini istemiyorsan, akşam 9'da hazır ol. Seni bir yere götüreceğim. Reddetme şansım yoktu yani.

Bakışlarımı telefonumun ekranından ayırıp kıyafetlerime son kez şöyle bir baktım. Bej bir kazak ve koyu mavi bir kot pantolon giyiyordum, günlük ama şık bir kombin yapmaya çalışmıştım. Daha taba rengindeki topuklu botlarımı giymediğim için ayağımda Melis'in bana ettiği Marvel desenli çorap setinden Batman'li olan vardı, rastgele bir çorap geçirmiştim ayağıma. 

Ayak parmaklarımı oynatırken, 'Nasıl olsa kimse görmeyecek' diye geçirdim içimden. Henüz, botlarımla aynı renkteki paltomu, açık kahverengi beremle atkımı da giymemiştim çünkü içerisi onlarla oturamayacağım kadar sıcaktı.

Genelde tarayıp kuruttuktan sonra kendi haline bıraktığım saçlarımı maşayla dalgalandırmıştım, büyük kıvrımlar omuzlarımdan aşağı doğru akan bir nehir gibiydi. Normalden biraz daha abartılı bir makyaj vardı yüzümde, sadece rimel ve allık sürmekle yetinmemiştim yani. Göz kapaklarım tuval misali, üzerlerine toprak renkleriyle resim yapıp, eyeliner çekmiştim. Uyguladığım fondöten sayesinde tenim kaymak gibi görünürken sürdüğüm ten rengi ruj dudaklarımın hatlarını ortaya çıkarmakla kalmamış üstüne bir de daha dolgun bir görünüm vermişti.