ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

59.6K 4.5K 10K
                                    


AHALİ 2. SEZON - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


# Charlie Puth - We Don't Talk Anymore (feat. Selena Gomez)


1 gün sonra...


ALEYNA,


''Benim gelmemin sorun olmayacağından emin misin?'' diye sordu Melis, amcamın arabasının arka koltuğunda yan yana oturuyorduk, Oktay Bey bizi yurttan almış patronunun evine götürüyordu.

''Dünden beri bu soruyu her sorduğunda cevapladığım gibi, eminim,'' dedim son kelimeyi vurgulayarak. ''Lodos annesinin ikimizi de çağırdığını söyledi, asıl gelmezsen sorun olur. Bunu konuşmuştuk.''

''Evet, konuşmuştuk,'' diye onayladı. ''Yemekte kimler olacak demiştin?''

''Merih amca, Meltem yenge, Lodos, Atahan ve Atakan,'' derken Atakan'ı sona sakladım ve onun adını duyar duymaz Melis'in suratı asıldı.

''Şimdi şu kapıyı açıp kendimi arabadan aşağı atmak, o çocukla birlikte yemek yemekten daha cazip geliyor,'' dedi düz bir sesle. 

''Abartma. Tamam, Atakan'ın kötü yanları var. Ama iyi yanları da var.''

''Ne gibi?''

''Komik biri. Neşeli, eğlenceli, deli dolu...'' diye sıraladım.

''Niyeyse ben bunların hiçbirini göremiyorum.''

''Görmek istemiyorsun da ondan,'' dedim bilmiş bir şekilde.

''Benim bilmediğim bir şey biliyormuş gibi konuştun,'' diye gözlemini aktardı.

''Biz de sizin gibiydik, İlker'le ben yani. İlk görüşte nefret gibi bir şeydi bizimkisi, bana kurduğu ilk cümleden onu antipatik buldum ve bu antipati günden güne arttı. Birbirimizin en kötü yanlarını ortaya çıkarıyor, anlaşamıyorduk.''

''Ee sonra?'' dedi merakla.

''Onun iyi yanlarını görmedim, görmek istemedim... Ta ki gözüme sokulana kadar. Sonra bir de bakmışım arkadaş olmuşuz.''

''Atakan'la ben Marvel ve DC gibiyiz, arkadaş olamayız.''

''Sence de bu kanıya varmak için çok erken değil mi? Daha dün tanıştınız!''

Omuz silkti. ''Artık şu çocuk hakkında konuşmasak?''

Hoşnutsuz bir şekilde nefesimi dışarı verdim. ''Pekala,'' diyerek kabul ettim.


***


Merih amca ağzındaki lokmayı çiğneyip yutarak kadehine uzandı ve şarabını yudumladı, akşam yemeklerinde genelde Meltem yengeyle birlikte içki içerlerdi ve bu içkilerin fiyatları dudak uçuklatırdı.

''Üniversiteyi beğendiniz mi?'' dedi bakışlarını Melis'le aramızda paylaştırarak.

''Beğenmek ne kelime bayıldık!'' deyip gülümsedim.

Melis bana katıldığını belli etmek için başını hareket ettirdi. ''Evet, çok sevdik,'' dedi yukarı bükülmüş dudaklarla.

''Sana büyük bir teşekkür borçluyum amca, sayende bu kadar güzel bir okulda okuyacağım,'' dedim samimi bir şekilde.

''Ne teşekkürü yahu? Bir tanecik yeğenimi üniversitemde okutmak nedir ki? Gönül isterdi ki çok daha fazlasını yapabileyim... Ama ailen bu kadarına bile rıza gösterdiği için çok minnettarım.'' Boğazını temizledi. ''Hazır lafı açılmışken, ailene kabul ettirmek zor oldu mu?''

AHALİ (2. SEZON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin