AHALİ (2. SEZON)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Y/N: Bana ulaşmak isteyenler için Instagram adresim: dem.irem

*

AHALİ 2. SEZON - DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

# [화유기 OST Part 2] 범키 (BUMKEY) - When I Saw You

ALEYNA,

''Çok paspal giyinmişim ya!'' diye yakındı Melis, kampüs içinde, üniversitenin otoparkına doğru yürürken rahatsız bir şekilde saçını, üstünü başını düzeltip duruyordu.

''Tişört, pantalon ve Vans vars üzerinde, neresi paspal bunun? Hem benim de senden farkım yok,'' dedim giysilerimi işaret ederek.

''Sen, ben ve elle gösterilir burslu öğrenciler dışındaki insanların nasıl giyindiğini görmüyor musun?'' Bu bir sözde soru cümlesiydi. ''Gossip Girl'ün dizi setinde gibiyiz!''

''İyi görünüyorsun,'' dedim samimiyetle.

''Öyle hissetmiyorum,'' diye itiraf etti. ''Keşke daha fazla özenseydim...''

Gözlerimi devirdim. ''Bugün üniversitenin ilk günü,'' diye hatırlattım. ''Bir daha bu güne dönemeyeceksin, o yüzden sızlanmayı bırak ve keyfini çıkar.''

Oflayıp puflasa da ''Haklısın, kendime gelmeliyim,'' diyerek kabul etti. Ardından, ''Ee bugün, sonunda kayıp kardeşlerle tanışabilecek miyim?'' diyerek konuyu değiştirdi.

Değişime ayak uydurdum. ''Hı-hı,'' dedim başımla onaylayarak. ''Okula birlikte geleceklermiş, Lodos mesajında öyle yazmıştı.''

Telefonundan saate baktı. ''İlk dersimin başlamasına 15 dakika, seninkineyse 10 dakika kaldığını hatırlatmama gerek var mı?''

''Öyle uzun uzadıya oturup konuşmayacağız zaten, anca ayak üstü iki çift laf ederiz,'' diye açıkladım.

''Hımm şimdi anladım,'' dedi manalı manalı gülümseyerek.

''Neyi?''

''Maksat Hakan'ı bir an önce görmek.''

''Ne alakası var?'' dedim inkar eden bir sesle, yüzümün iki yanında belli belirsiz bir sıcaklık hissediyordum.

Gülümsemesi büyüdü. ''Alakası yoksa neden sabah sabah onları karşılamak için otoparka kadar gidiyoruz?''

''Sabah yürüyüşü yapıyoruz işte fena mı?''

Sözümü bitirdiğimde ileride, otoparka inen merdivenin tepesindeki insan topluluğunu gördüm, kalabalığın hemen hepsini hemcinslerim oluşturuyordu.

Melis de fark etti. ''Neler oluyor?''

''Bilmiyorum.''

''Yolu kapatmışlar ve otoparka giden tek yol bu. Kalabalığı nasıl geçeceğiz?''

''Kibarca istersek yol vermezler, o yüzden kabalaşmaktan başka çaremiz yok,'' diye yanıtladım.

''Pekala, hadi yapalım.''

Derken güçlü araba motoru sesleri ve takiben kalabalığın kendi arasında konuşmaları duyuldu.

''Geliyorlar!''

''Yine arabalarını değiştirmişler!''

''Acaba hangisi hangisinin?''

''Bugatti ve Lamborghini kendi aralarında yarışıyor, ay çok heyecanlı!''