34

5.4K 244 652
                                    

Pusat iki gündür yoktu, telefonu kapalıydı biz artık çalışmadığını düşünüyorduk. Bitik bir haldeydim. Cehennemin dibine gitmediyse nerdeydi bu adam o zaman. Elime gelen şeyi direk üzerime geçirdiğimde kurulamadığım saçlarımı salık bırakıp çıktım odadan.  Aşağıya indiğimde ilk işim  dışarı çıkıp Yaman'ların yanına gitmek olmuştu.

"Bir haber var mı Yaman?"

"Maalesef yenge."

Başımı salladığımda direk eve girmiştim. Gidip koltuklara oturduğumda ellerimi başıma koydum. Lavin ile Merzat'ı evden yollamıştım. Onları çok seviyordum ama üstüme çok düşüyorlardı o zaman da daha çok bunalıyordum. Merzat'ın buradaki evine gitmişlerdi bunun için yalandan  bir kaç göz yaşı dökmek zorunda kalmıştım.

Bir saattir burada oturuyordum saçlarım bile bu soğukta çoktan kurumuştu. Bahçeden araba sesi geldiğinde anında ayağa kalktım. Kapıyı açtığım gibi bahçeye çıktığım gibi arabadan inen Pusat'ı gördüğümde ifadesiz olsam da  içten içe aşırı sevinçliydim. Yüreğime su serpilmişti.

Korumalar önlerini iliklediğinde Yaman ve Ecevit'in direk Pusat'ın yanına gittiğini gördüm. Pusat'ın gözleri sadece bende dolaşıyordu. Yaşadığını görmüştüm şuanlık bana yeterdi. İçeri girip merdivenlere yöneldiğimde çıktığım gibi direk odama girdim.

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadığımda kafamı kaldırıp aynaya baktım.  İki gündür hiç uyumadığım için gözlerimin altı morarmıştı. Yüzümü kurulayıp banyodan çıktığımda eş zamanlı olarak Pusat da odaya girdi.

Hiç umursamadan yatmak için yatağa doğru yürümeye başladığımda Pusat önüme geçip durmuştu.

"Gazel ne oluyor?"

Sorduğu soruyla bir adım geri çekilip tebessüm ettim.

"Ne mi oluyor? Dur ben sana anlatayım ne olduğunu. Pusat iki gündür yoksun, telefonun kapalı, hiç bir şekilde nerede olduğunu kimse bilmiyor. Korumalarına bile haber vermemişsin."

Sinirlenerek söylediğim şeylerden sonra kaşları çatık olsa da bir adım yaklaşıp konuşmaya başladı.

"Meleğim çok acil bir şekilde Antalyaya gitmem gerekti. Gittiğim yerde telefon çekmiyordu. Sinyalimin bulunmaması içinde kapatmam lazımdı. Gizli bir işti, kimsenin bilmemesi gereken."

"Pusat banane ya gizliyse gizli , beni ilgilendirmiyor senin işin. İnsan giderken söylerdi. Madem böyle bir şey vardı bir mesaj bile atamadın mı? Hadi sen atamadın telefonunun kapanması gerekiyordu ,başka bir telefondan da atabilirdin. Sadece işinin olduğunu yazsan yeterdi. En azından sabah akşam öldüğünü düşünüp mahvolmazdım."

Kollarımdan tutmaya çalıştığında kollarını ittim.

"Ben burada  iki gündür sana bir şey oldu mu diye öldüm korkudan. İnsan bir sevgilisinin olduğunu düşünüp en azından yaşadığını düşünmesi için işi olduğunu söyleyebilirdi."

Bağırmamla o da sinirlenmişti ama sakin bir şekilde konuşuyordu.

"Haklısın güzelim özür dilerim. Acil olunca aklıma gelmedi."

Cevap bile vermediğimde yanından geçip yatağa yattım.

"Hiç uyumadım, izin verirsen uyumak istiyorum."

Dediğim şeyle bir süre olduğu yerde durup dışarı çıkmıştı. Bu yaptığını kolay kolay affedemezdim. Beni hiç mi düşünmüyordu anlayamıyordum. İnsan bir mesaj da yazmaz mıydı yani. Yorgunluktan gözlerim kapandığında kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

Özgürlüğe DüşWhere stories live. Discover now