40

5.1K 218 710
                                    

Şuan ne mi yapıyorduk hemen söyleyeyim. Lavin'in yarınki düğünü için bana elbise bakıyorduk. Simge dediği kadın o kadar fazla elbise getirmişti ki Lavin bir türlü seçemiyordu. Farkındaysanız benim elbisemi ben değil Lavin seçemiyordu. Sonunda bağırarak eline aldığı mini ve fazla gösterişli olan elbiseyi bana doğru tuttuğunda gözlerim açılmıştı.

"Lavin bu olmaz bari sade bir şey seç ya."

"Olmaz ya o Gamze'nin düğününde bile ne kadar şıktın. Ben senin en best kankin ve arkadaşınım. Benim düğünümde benden sonra en güzel sen olmalısın. Bunu giyineceksin o kadar yoksa konuşmam mutsuz evliliğimin tek sebebi sen olursun."

Bakın işte bu şekilde ikna ediyordu. Ha ikna olmadığımda da hiç susmadan bu konuşmalara devam ediyordu.

"Öfff tamam."

Kenardaki elbiseye uygun ayakkabıyı da ben elime aldığımda Simge hanımlar eşyaları toplayıp giderken bende odama çıkıyordum. Odaya girdiğimde elbiseyi asıp ayakabıyıda altına koymuştum. Pusat gördüğü gibi başlayacaktı konuşmaya. Bu Gazel'in çektikleri neydi ya.

Odadan çıkıp aşağıya indiğimde Lavin yanıma gelmişti.

"Tatlışım benim çıkmam lazım. Merzat ile son dokunuşları yapacağız."

"Tamam birtanem görüşürüz."

Yanağımdan öpüp çıktığında arkasından gülümsemiştim.
Deli kızın yarın düğünü olduğu için belli etmese de çok heyecanlı olduğunu gözlerinden görebiliyordum.

Zilin çalmasıyla kapıya yöneldiğimde sakince açmıştım. Pusat içeri geldiğinde direk kollarını bana dolamıştı. Kollarımı boynuna doladığımda yanağından öptüm.

"Hoşgeldin koca kurt."

"Çok hoşbuldum meleğim."

Dediği şeyle kocaman gülümsediğimde yanağımdan öpüp geri çekilmişti.

"Acıktım ben bir şeyler hazırlayayım mı?"

"Sen yapacaksan her halükarda yerim. Sen geç mutfağa geliyorum ben."

Üstünü değiştirmek için merdivenlere yöneldiğinde ben de mutfağa doğru adımlamıştım. İlk işim ocağa bir demlik su koymak olmuştu. Pilav yapacaktım çünkü. Yanına da fırında kızarmış tavuk güzel olur diye düşünüyordum.

Su kaynayana kadar tavuğu hazırlayıp sosladıktan sonra fırına koyduğumda aşkoşum çoktan gelmiş beni seyrediyordu. Gülümseyerek gözlerimi sıkıp öpücük attığımda bu halime gülümsemişti.

Su kaynadığında bir hızla pilavı yapıp dinlenmesi için kenara koymuştum.
Pilav dediğin dinlenecekti. Tavuğunda olmasıyla Pusat'ın yardımıyla kurduğum sofradaki tabaklarımıza yemekleri servis ettiğimde Pusat da kolaları koymuştu. Kola her zaman bir başkaydı benim için. Her şeyle kola içebilirdim.

Yemeklerimizi yemeye başladığımızda Pusat başını kaldırıp gülümsemişti.

"Çok güzel olmuş. Ellerine sağlık meleğim. Bunda sonra başkasının elinden yemek yemem."

"Eee tabi benim elimden bir başka tabi sevgilim haklısın."

Yemeye devam ettiğimde üzerimdeki bakışları hissedebiliyordum. Başımı kaldırdığımda Pusat'ın bana baktığını farketmiştim. Gözleri bir farklı bakıyordu sanki.

"Bir şey mi oldu Pusat?"

"Sevgilim dedin ya insan bir faklı oluyor işte. Sen yemeğini ye."

Alttan alttan gülümsediğimde üstüne gitmemek için yemeğimi yemeye devam etmiştim. Kendim yaptım diye demiyordum gerçekten de güzel yapmıştım yani. Yemek faslı bittiğinde kahvelerimizi içip salona gitmiştik.

Özgürlüğe DüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin