~04~

146 13 4
                                    


Arya'nın dediğiyle öyle panik oldum ki bir an elimi unutup çektim. Ama Rüzgarın eline deyince canım çok acıdı.

"Saçmala Arya neyi böleceksin. Hadi ver kremi." 

Ben sürerim dedi. Bana doğru gelirken telefonu çaldı. Kremi Rüzgara verip içeri geçti. Rüzgar bir bana birde kreme bakıyordu.

"İzin verirsen ben süreyim."

Başka şansım var sanki. Bir de soruyor. Başımı olumlu anlamda salladım. Sandalyeye oturdum. Rüzgar da karşıma oturdu. Kremi açıp eline aldı. Bana bakıp elimi uzatmamı istedi. Elimi uzattım. Nazikçe tutup kremi narin narin sürmeye başladı. Bir yanda da üflüyordu. Sürdükten sonra yüzüme baktı. Ona baktığımı fark edince yüzünde muzip bir ifade yerini aldı. Gözlerimi kaçırıp elime odaklandım. Kremi kapatılıp elini yıkadı.

"Teşekkür ederim."

"Önemli değil."

Arya yanımıza geldi.

"Hah sürdünüz mü? Şimdi nasılsın Yazgı. Çok acıyor mu?"

"İyim canım. Acımıyor çok. Geçer birazdan."

"Geçer diyorsun da sen böyle nasıl çizim yapıcaksın?"

"Önemli değil Arya çizerim birşey olmaz."

Tabi Rüzgar durur mu hemen atladı.

"Bende mimarım unuttunuz mu? Yazgının eli iyileşene kadar ben çizerim. Yazgıda yardımcı olur. Hallederiz yani."

Olumlu anlamda başımı salladım salona geçip oturduk. Arya kahveleri yapmak için mutfağa geçti. Bizde hala boş boş oturuyorduk. Yeterince vakit kaybettiğimiz için harakete geçtim. Odamdan önceden yaptığım çizimleri getirmek için kalmıştım ki Rüzgarın uyarısıyla geri oturdum.

"Kremi daha yeni sürdük. Şimdi bir yerlere bulaştıracaksın. Boşu boşuna canın acıyacak."

Çok umurunda sanki canımın acıması.

"Buştırmam merak etme. Yeterince vakit kaybettik zaten. En azından önceki çizimlerimi getiriyim."

Biraz düşündükten sonra ayağa kalktı.

"Peki bende geliyim. Sen yerini gösterirsin bende alırım. Böylece elini biryere çarpmamış olursun."

Ahhh hadi ama bu adamın derdi ne. Neden bu kadar iyi davranmaya başladı bana. Herneyse yakında öğrenirim.

"Tamam. Beni takip edin o zaman Rüzgar bey."

"Memnuniyetle Yazgı hanım."

Ben yukarı çıkarken Rüzgar da arkamdan geliyordu. Çalışma odasına doğru ilerlemeye devam ettim. Çalışma odamın kapısını açıp içeri geçtim. Rüzgarda arkamdan geldi. Çizimlerin bir kısmı masamın üstünde diğerleri ise raftaki dosyada. Ben masanın üstündekileri alırken Rüzgara da raftakilerini almasını söyledim. Dosyaları aldıktan sonra tam çıkacakken Rüzgarın sesiyle duraksadım.

"Kar kürelerini seviyorsun galiba."  

Dedi. Masamın üzerindeki karkürelerini göstererek. Gülümsedim.

"Benim ki sevmenin ötesinde."

"Anlamdım?"

"Beni takip et anlarsın."

Çalışma odasından çıkıp. Yatak odamın içindeki küçük odaya ilerledim. Kapıyı açtığımda Rüzgar şok içinde bana baktı. Haksız da sayılmaz.

BENİM YAZGI'M Where stories live. Discover now