~08~

90 13 13
                                    

"Yazgıcım bizi tanıştımayacakmısın?"

Rüzgar hemen atladı.

"Yazgı ya gerek yok ben kendi mi tanıtırım.
Rüzgar Karahan. Yazgının ortağıyım."

Selim önce Rüzgara elini uzattı.

"Selim Aksoy. Yazgının yakın arkaşıyım."

Rüzgarın yine sinirlendiğini yüz ifadesinden anladım. Bir Selime birde uzattığı eline baktı. Sonra derin bir nefes alıp elini sıktı. Biraz fazla mı sıktı. Her neyse. Selim elini geri çekip bana döndü.

"Yagıcım. Hani şirketine ortak aramıyordun. Rüzgar beye ne gerek vardı. Ben dururken. Seninle seve seve ortak olurdum."

Rüzgar daha da sinirlendi. Bu adam neye bu kadar sinirleniyor acaba. Selime cevap vermek için ağzımı açmıştım ki. Rüzgar tarafından susturuldum.

"Sen. Selim. Ne iş yapıyorsun."

"Reklam ajansı sahibiyim. Noldu?"

"Anladım. Bu durumda Yazgıyla ortak olamazsın. Çünkü mimar değilsin. Kaldıkı senden de mimar olmazdı zaten."

"Neden benden mimar olmazmış?"

"Gevşeksin. Bu dediğimi yanlış anlama. Ya da anla banane. Mimarlık ciddiyet ister. Senin gibiler bizim dünyamıza uyum sağlayamaz o yüzden sen Yazgıyla ortak olma hayalleri kurmadan önce kendi işini yürüt."

Rüzgarın söyledikleriyle resmen donup kaldım. Ne yapmaya çalışıyor bu adam birde göz kırptı Selime. Anladın mı dercesine.
Selim inde sinirlendiğini fark edince duruma el atmak için söze girdim.

"Hey hey sakin. Noluyo burada tam olarak. Selim biz Rüzgar beylerle ortak bir iş yürütüyoruz sadece. Ayrıca istersem Selimle daimi bir ortaklık kurarım. Bunu kararını siz veremezsiniz Rüzgar bey."

Son sözlerimi Rüzgara bakarak söylediğimde. O deniz mavisi gözlerinde  kısa bir an hayal kırıklığı gördüm. Ama sonra hemen eski haline döndü.

"Haklısın Yazgı. Benim haddime değil. Kusura bakma. Neyse size iyi eğlenceler. İki 'YAKIN' arkadaş."

Bu neydi şimdi. Söyledikleri bitince arkasını döndü ve arabasına bindi. Sonkez bize baktıktan sonra gaza yüklendi ve saniyeler içinde gözden kayboldu. Bense arkasında öylece baka kaldım.

Bir süre sonra Selimin elimi tuttuğunu ve beni çekiştirdiğini fark ettim. Elimi geri çekip kendimin yürüyebileceğimi söyledim. Bozuntuya vermeden devam etti Selim bende takip ettim.

Restorana girince sahte bir ortam karşıladı bizi. Yine abartı bir mekan. Sahte yüzler. Sahe gülüşler.  Bu gece uzun olacak benim için. Masaya yaklaştığımızda Selim sandelyemi çekmek için arkama geçti. Ben oturunca hafif masaya ittirdi. Sonra da kendi yerine geçti. Çantamdan telefonu mu çıkartıp mayasa bıraktım. Çok geçmeden garson siparişlerimizi almak için geldi. Siparişleri verdikten sonra uzun bir süre sessiz kaldık.

Bu sürede Rüzgarın söylediklerini ve o anki tavrını düşünmeye başladım. Neden öyle davrandı ki. Dün ki halinden eser yoktu. Sanki iki farklı kişilik tek benden de gibiydi. Çok garip. Selimin bana seslendiğini duyunca düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm.

"Yazgıııı!"

"Hıı. E..efendim." Kekeledim mi ben?

"İyi misin sen?"

"Evet, noldu ki.?"

"Hiç dalıp gittinde. Hiç yapmadığın birşeydi bu."

"Şey işle ilgili birşey düşünüyorum da."

"İşle mi ilgili yoksa şu Rüzgar la mı?"

"Ne. Ne Rüzgarı onla ne ilgisi olabilir Selim. Saçmala."

BENİM YAZGI'M Where stories live. Discover now