~22~

60 12 5
                                    


Rüzgarla tekrar sarıldık ama bu sefer uzun sürmedi. Ayrıldıktan sonra Rüzgar ceketini çıkartıp eteğin açıkta bıraktığı bacaklarıma örttü. Sonra ben işime devem ettim.

Dudağının kenarınada pansuman yapmak için pamuğu tekrar aldım elime.

"Yaa Yazgı gerek yok. Hadi bırak onu."

"Ne demek gerek yok. Var Rüzgar susta hızlıca bitsin işte."
Mız mız çocuklar gibi suratı düşmüştü bile.

Yine ve yeniden çenesinden tutup kendime çevirdim. Pamuğu yavaş yavaş yaraya bastırıdım.
Ağzından bir inilti kaçınca hemen geri çekilip üflemeye başaladım.

"Üüfffff. Aayy acıdı mı?"

"Evet. Öpte geçsin hadi."

"Öpünce acımiycak sanki. Hem az önce acımadıda küçücük pamukmu acıttı canını?" Müzipçe gülünce, omzuna sertçe vurup bende güldüm.

"Aahhh Yazgı acıdı. Yardım edin erkeğe şiddet var."
Bu dediğine daha çok gülmeye başladım.

"Ne güzel gülüyorsun be kadın."
Dediği şeyle utanıp kafamı çevirdim.
Bu seferde o beni kendine çevirip baktı.
"Bakıyorum da birileri utanmış."

"Yaaa Rüzgar. Tamam yeter bu kadar cıvıklık. Hadi kalk bizimkilerin yanına gidelim."

"İyidik aslında böyle."

"Hadi Rüzgar."

Yerimden kalkınca mecbur Rüzgarda kalktı. Yan yana giderken elimi tuttu. Bende onun elini tuttum. İçimde ki garip his gülümsememe neden oluyordu.

Bizimkilerin yanına gittiğimizde Arya hemen atladı tabi.
"Oooo yeni çiftimizde geliyor. Hadi bakalım Yazgı Ve Rüzgar çifti vatana millette hayırlı uğurlu olsun. Bizde diyoruz kaç saattir napıyorlar orda?"

İma ile göz kırpıp gülünce yanaklarım yine alev alev yanmaya başladı. Off Aryaa yaa.

Rüzgar araya girip.
"Şiiitt utandırmasın kimse benim sevgilimi." Heh Rüzgarın, bu söylediği şeyle daha çok utanmıştım oysaki.

"Tebrik ederim kardeşim, yengecim."

"Saol kardeşim."

"Saol yangecimm." Doruğa imayla söylediğime herkes gülmüştü.

Diğerlerininde tebriklerimi kabuk ettikten sonra bizde yanlarına oturduk. Saatime baktığımda 01:00'dı.

"Gençler yavaştan kalksak mı? saat 1 olmuş. Sabah iş var işş."

"O kadar oldumu yaa?"

"Oldu canım. Tabi bardı, kavgaydı derken saati fark etmedik."

"Ne dedin sen?"

"Saati fark etmedik dedim!"

"Ondan önce?"

"Bardı kavgaydı dedim."

"Yaa Yazgı ondan da önce?"

"Demedim birşey Rüzgar."

"Dedin dedin. Bir daha söyle bakim."

"Oldu CANIM dedim."

"Heh bak isteyince nasılda söylüyon."
Gülümsedim. Tam şu an çocuk gibi ve ben yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutuyorum.

"Hey Allahım yaa."

"Eee hadi o zaman kalkalım."
Rüzgarı onayalyıp yerimden kalktım.

Kızlarla vedalaşıp arabama gidiyordum ki Rüzgar kolumdan çekip kendine çevirdi.
"Dur bakalım sen nereye?"

BENİM YAZGI'M Where stories live. Discover now