0.7

59K 2K 134
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladığımda güneş direkt gözüme vuruyordu. Gözlerimi zorlukla açıp kırpıştırdım ve etrafa bakındım. Hala yattaydık ve ben buz gibi olmuştum. En son Kılıç'la beraber yatıyorduk ve görünüşe göre hâlâ da beraber yatıyorduk. Magazincilere güzel malzeme olmuştur.

Kılıç'ı uyandırmamaya çalışarak kolunun altından sıyrıldım ve yatta çantamı aramaya başladım. Bazıları sızmış yerde yatıyorlardı. Yat zaten çoktan iskeleye geldiği için bazıları gitmişti. Çantamı bar tezgahının orada buldum ve alıp, içinden telefonumu çıkardım internetimi aktifleştirdim. Gelen bildirimlere aramalara baktım. Annem ve babam bir çok kez aramıştı. Ayrıca birkaç arkadaşım daha. Parla da bana haberi atmıştı. Attığı linke tıklayıp hakkımızda yazılan haberi okumaya başladım.

"Ünlü iş adamı Kılıç Arslan ve ünlü iş kadını Afra Akman birlikte görüntülendi. Dün gece yat partisi olan Akman'ın Kılıç Arslan imzalı yatta samimi pozları dikkat çekti. Çoğu kişi Arslan'ın yine tek gecelik ilişkilerinden biri olduğunu söylüyor, kimi ise ciddi olduklarını söylüyor. Henüz ikisinden de bir açıklama gelmedi."

Ve bu tarz bir sürü haber vardı. Herkesin artık kalkıp gitmesi gerekiyordu zaten yeterince burada kalmışlardı. Çantama bu durum için düdük koymuştum. Düdüğü çıkarıp, tüm nefesimle üfledim. Herkes yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı Kılıç'ta dahil. "Artık gitmeye ne dersiniz? Parti bitti."

💸

Herkes gitmişti ama yatın içine edilmişti. Kılıç henüz yattan ayrılmamıştı ama nerede olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Kılıç'ın şu an ortalarda olmamasını fırsattan istifade ederek alt kata indim. Kapalı kutu Kılıç'la ilgili bir şeyler bulmak için sabırsızlanıyorum.

Çantam yanımdaydı, anahtarı çıkarıp kapıya taktım ama kapının kilidi zaten açıktı. Bölümün kapısını açıp içeri girdim. Kapılar çoktu ama kilitliyse bile ben de onların anahtarı yoktu. Kapıları tek tek açmayı denedim. Neredeyse hepsi kilitli değildi bir kapı dışında, sadece o kapı kilitliydi. Ve bir tane kapı açıktı, ilk önce açık olan kapıya doğru yöneldim. Kapıyı tamamen açtığımda gömleklerinin düğmelerini ilikleyen Kılıç'ı gördüm. Demek ki buradaydı. Odaya girip içeriyi hayranlıkla incelemeye başladım. Kılıç'ın çocukluk fotoğrafı bile vardı!

Kılıç bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. Neden öyle baktığına anlam veremediğim için bende ona anlamaz şekilde baktım.

"Kapıyı çalmadın? Ya da 'aa özür dilerim' diyip vücudumu uzun süre incelemedin?"

Dediği şey aşırı saçmaydı ondan neden özür dileyeyim kapıyı açık bırakan o, "Hiç o klişelere girmeyelim istersen. Daha önceden görmediğim bir şey değil. Kapıyı çalma gereği duymadım çünkü burada olduğunu bilmiyordum. Eğer bu kadar gizlenecek bir şey olsaydı kilitlerdin. Ayrıca neden senin vücudunu inceleyeyim? Dün yeterince insan vücudu görmüş oldum."

"Bir dakika, bir dakika, ilk başta ne dedin sen?" Allah kahretsin yakalandık! Gel sen çeneni 2 sene boyunca kapalı tut şimdi laf arasında ağzından kaçır!

"Hiç o klişelere girmey-" diyecektim ki sözümü kesti. "Ondan sonraki."

"He ondan mı bahsediyordun... Dün gördüm ya o."

"Dün üstümü çıkarmadım bile. Çok kötü yalan söylüyorsun."

"Daha geçen gün çok iyi yalan söylüyordum."

"Bana karşı kötü yalan söylüyorsun." diyince daha fazla beklemeden yukarı doğru çıktım. "Paris'in ne kadarını hatırlıyorsun?" dediğinde yutkundum.

"Hangi günün ve hangi seferin?"

"İlk tanıştığımız zamandan bahsediyorum." dediğinde ne cevabı versem diye düşünüyordum.

"Silik çoğu şey." dedim direkt.

"Ne kadardan sonrasını ama?"

"Çok hatırlamıyorum açıkçası sadece Batuhan'ın tutuklandığını hatırlıyorum ondan sonrası yok." dediğimde kurtulmuştum.

"Pekala," dediğinde kurtulmanın verdiği rahatlıkla arkamdaki çalışma masasına yaslandım.

Kılıç önüme geçti ve bana doğru yaklaştı. Biraz daha yaklaştığını vücutlarımız neredeyse birbirine değiyordu! Elini başımın üstündeki rafa doğru uzattı ve geri çekildi. Saatini almıştı. Bu yaptığı küçük show'a karşılık gözlerimi istemsizce devirdim.

"Kilitli odalarda ne var?" dedim merakla.

"Oda sadece."

Masada duran küçüklük resmini aldım ve bakındım. "Annen çok güzel kadınmış gençliğinde. Hâlâ da güzel de gençken de güzelmiş."

"Evet, öyledir." dediğinde yüzümde saçma bir gülümseme oluştu.

"Bakabilir miyim?" dedim etrafı göstererek.

"Bak, sıkıntı yok." dediğinde çekmecelere baktım çalışma masasındaki.

"Çekmecede ne var?" dedim merakla. Gerçekten ince bir çekmeceydi içinde ne olabilir merak etmiştim o yüzden.

"Söylemem."

"Çok mu gizli?"

"Bu tavırların ne böyle Afra? Kendine gel."

"Bir şey yapmadım bile. Zaten izin veren sendin. Küçücük çekmece de en fazla ne olabilir ki? Senin tavırların çok doğruymuş ve düzgünmüş gibi de davranma."

"Nereye bağladın şu an konuyu? Aşırı saçma bir nedenden tartışıyoruz."

"Tartışmıyorduk bile! Her küçük şeyi tartışma hâline getirirsen işimiz çok seninle. Ben seni burada beklerken sen başka kadınlarla olmasaydın tartışacak şeyimiz de olmazdı."

"Afra." Dedi ve derin bir nefes aldı. "Yeter, sıkıyorsun."

-Bölüm Sonu-

Sosyal medya hesaplarım:

•Twitter: cigrttesafterhim

•Tiktok: .starashes

•Instagram: _starashes

Oyun |texting|Where stories live. Discover now