3.2

30.6K 1.1K 78
                                    

20-30 dakikalık bir yolumuz kalmıştı, o kadar bile olmayabilir. Daha azdır belki ama benim aklıma takılan şey, Kılıç'ın elinde çiçekle kapımı çalması ve sonra çiçeği bana vermek yerine arka koltuğa koyması. Aklım o güzelim çiçekte kalmıştı cidden.

"Kılıç?"

"Efendim Afra?"

"Bir şey unutmadın mı?"

"Ne unuttum?"

"Ben de sana onu soruyorum."

"Hatırladım." Nihayet yani, bazen zekasından şüphe ediyorum Kılıç'ın. "Nasıl unuturum ya? Sana bir hediyem vardı. Ama diğer arabanın torpidosunda kaldı." Bir an arkamı döndüm çiçeğe baktım. Yazık unutulmuştu. Acaba çiçeği başkasına mı aldı? Yok almamıştır. Ya da almış mıdır?

"Kılıç, sormadan edemeyeceğim. O çiçekleri kime aldın?"

"Benim için değerli birine."

"Senin için değerli birine?"

"Evet." Ağlama Afra, ağlama Afra. Makyajını düşün, bozulmaması gerek.

"O değerli kişi kim?"

"Yanına gidince görürsün."

"Bir de yanına mı gidiyoruz? Davet ne olacak?"

"Davette zaten." Lütfen Selin falan olmasın da. Ya da başka bir model. Neyse model değilim ama model kadar da güzelim.

💸

Çırağan Sarayı ayrı bir mükemmeldi, manzarası ayrı bir mükemmeldi. Ve bu manzarada fotoğraf çekinmezsem olmazdı. "Kılıç, hadi fotoğraf çekinelim."

"Çekinelim." Kapıda bekleyen birinden çekmesi için ricada bulunmuştuk, o da kırmayıp kabul etmişti.

Fotoğraflara bakarken cidden mutluydum. Yani nasıl desem... fotoğraflardaki biziz ve bu bana hayal gibi geliyor. Bu mutlu tablo bozulmasın istiyorum. Bir çift gibiyiz ama değiliz de. Bu tüm olanlar garip ama bazen gariplik iyi galiba. Ve onunla tüm gariplikler böyle olacaksa, hiç bitmesin istiyorum. Magazincileri görmemle gülümsemem durdu. 1 ay boyunca Kılıç'la görüşmedik diye kim bilir neler diyecekler, ne gibi iğrenç ithamlarda bulunacaklar. Kılıç'ın nefesini kulağımda hissederken irkildim.

"Afra." Keşke bir daha Afra dese. Sesi bir tek benim duyabileceğim bir tondaydı. "Sakin ol, tırnaklarını avuç içine batırma. Herkesi boşver sadece bana odaklan." Avuç içlerime tırnaklarımı batırdığımı fark etmemiştim. Tırnaklarımı avuç içlerimden ayırırken, acıdığını yeni fark ediyordum. Kılıç boynuma minik bir öpücük kondurdu ve kanayan ellerimi tutup öptü. Onun tüm bu haraketlerine cidden hayran kalmıştım. Ben onun her şeyine hayrandım. Gözlerinin içine bakıyordum, birinin gözlerinin içine bakmak bence bir nevi hipnoz gibi bir şey. Kendini o gözlere bakmayı alıkoyamıyorsun diğer her şey bulanıklaşıyor bir tek ona odaklanıyorsun.

"Kılıç, artık içeri geçebilir miyiz?" elimi bıraktı ve içeri girdik. Bakalım kimmiş bu Kılıç'ın değerlisi?
________________________

Kimmiş Kılıç'ın değerlisi?

Okunma 40k olmuş, cidden çok teşekkür ederimm

Ve çoğu hastagte 1. veya 2. sırada falan bunun içinde teşekkür ederim💗

Sosyal medya hesaplarım:

•Twitter: cigrttesafterhim

•Tiktok: .starashes

•Instagram: _starashes

Oyun |texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin