Bakınız sevgili okur, hayat çok tuhaftır.
Bir an öncesine dek bu hayattan istediği her şeyi elde etmiş, genç ve başarılı bir kadınken, yalnızca ufak bir kalp atımı içinde, tüm bunları kaybedebilirsiniz.
Mesela ben.
Ben bu sabah dünyanın en mutlu kad...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
•hayatımın kısa olmayan özetine önsöz•
Bakınız sevgili okur, hayat çok tuhaftır.
Bir an öncesine dek bu hayattan istediği her şeyi elde etmiş, genç ve başarılı bir kadınken, yalnızca ufak bir kalp atımı içinde, tüm bunları kaybedebilirsiniz.
Mesela ben.
Ben bu sabah dünyanın en mutlu kadınıydım. Şimdi mi? Şimdi bir havalimanında ülkeden kaçmak için uçuş numaramın anons edilmesini bekliyorum.
Ya, sevgili okur. İşte öyle.
Düşündükçe içimden esaslı bir çığlık koyvermek geçiyor. Ama var mı öyle istediğin gibi bağırmak? Burası havalimanı. Yüksek sesle hapşırsan güvenlik görevlileri bir solukta tepende biter, günü de muhtemelen karakolda noktalarsın.
Her neyse. Biz neden ülkeyi terk ettiğim kısmına geri dönelim.
Aslında ben fevri kararların kadını değilimdir. Gerçekten. Etrafımdaki çoğu kişiye sorsanız, beni bu noktaya fevriliğimin getirdiğini söylerler ama ı-ıh, o iş hiç öyle değil.
Çünkü ben bile; yalnızca bir saniye içinde en yakın arkadaşımın sevdiği adamı elinden alıp, aynı adamı elimden kaçırıp üzerine bir de gösterişli bir düğünü başarıyla sabote edecek kadar fevri birisi değilim.
Şimdi diyeceksiniz ki, madem fevri değilsin, işler bu noktaya nasıl geldi? İnanın ben de bilmiyorum.
Ama eğer kısa bir özet geçmem gerekirse, sizi yaklaşık on beş sene öncesinin yaz aylarına geri götürmem gerekir. Ve anlayabileceğiniz üzere, hiç de kısa bir özet olmaz.
Bu uzun, trajik ve hiç komik olmayan bir hikaye.
Bu, en yakın arkadaşımın sevdiği adamı ayartmamın, bir düğünü sabote etmemin ve tüm hayatım boyunca aşık olduğum tek kişiyi neredeyse kazanmamın hikayesi.
