eriğin dalına firuze'nin dostluğuna

45 4 0
                                    


Taylor Swift, Run

•eriğin dalına firuze'nin dostluğuna•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


•eriğin dalına firuze'nin dostluğuna•

Cumartesi düşündüğümden çabuk geldi.

Açıkçası, hafta boyunca aklımdaki iki kadının kavgasını dinlemiştim.

İlki, cumartesi gecesi Aral'ı önce kapıma kadar getirmeyi, sonra da kapıyı suratına küt diye çarpmayı öneriyordu. Teknedeki geceden kalma hırsı soğumamıştı, kızgındı ve birilerini boğmaya meyilliydi.

O kadını pek dinlememeye çalışıyordum çünkü ona ne zaman kulak versem bir şeyleri devirmeye başlıyordum.

Diğeri ise Aral'a hayatı boyunca unutamayacağı bir cumartesi gecesi yaşatmamı öneriyordu. Onu boğaz köprüsünden itmek, arabasının tekerlerini patlatmak ya da en yakın hastanenin psikiyatri servisine uzun süreli bir yatışı ne gerektirecekse onu yapmak olasılıklar dahilindeydi.

Her şey gecenin gidişatına göre belli olacak gibiydi.

Kollarımı göğsüme kavuşturmuş kudurtucu derecede iyi gözüken Aral Mert'e dik dik bakarken, ilk kadın sesini yükseltti ve sağ elimde tuttuğum topuklu ayakkabıyı gelişine kafasına geçirmemi söyledi. Çok işlek bir caddedeydik, akşam vaktiydi. Gelen geçen bana bakıyordu çünkü ayaklarım çıplaktı. Yani topukluyu kafasına geçirmek bana zaten maruz kalmadığım bir şey yaşatmazdı.

Topukluya baktım.

Aral da baktı.

"Neden ayakların çıplak Firuze?"

Topraklanayım dedim Aral. Belki sinirimi alır. Gerçi şu anda Forrest Gump gibi yollara düşsem bile sinirimin geçeceğini sanmıyordum.

"Öbür eşini getirmişsindir umarım," dedim ayakkabıyı havalandırırken. Başak'ın tek kalmış Jimmy Choo'su cinayet aleti olmak üzereydi. "Yok eğer getirmediysen çok yazık çünkü nereye gideceksek çıplak ayakla gelmek zorunda kalacağım."

Hafifçe gülümseyip başını yana eğerken gözlerini kıstı. "Ayakkabıyı alacağından emin olmak için mi yalın ayak geldin?"

"Evet."

"Getirmediysem?"

Elimle boydan boya kendimi gösterdim. "Bütün gece yanında böyle bir kadınla dolaşırsın."

Bu sefer açık açık güldü ve başını iki yana salladı. "İnanılmazsın."

Öyleydim tabii. O bir de kafamdaki kadınları duysaydı.

"Getirdin mi?"

"Ben sözümün adamıyım." dedi yanımdan geçip dibinde durduğumuz arabanın bagajını açarken. Bir an sonra Jimmy Choo'nun kayıp kız kardeşi elindeydi. Ayakkabıyı sivri topuğundan yakaladım. Bırakmadı. O da burnundan tutuyordu. Çekiştirmedim, yolun ortasında ikinci sınıf bir film sahnesi yaratmak istemiyordum.

Son YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin