Bakınız sevgili okur, hayat çok tuhaftır.
Bir an öncesine dek bu hayattan istediği her şeyi elde etmiş, genç ve başarılı bir kadınken, yalnızca ufak bir kalp atımı içinde, tüm bunları kaybedebilirsiniz.
Mesela ben.
Ben bu sabah dünyanın en mutlu kad...
Aklımı kaybetmek mi? Hayır. Bu gece aklımın ekmeğini yemiştim. Kaybolduğu falan yoktu.
"Cevap ver bana!"
"Ahu yeter, gitme üzerine."
"Delirtme beni Başak! Firuze!"
"Ahu." dedim sakince. Sakin olduğumu varsayıyordum en azından. Sarhoştum. Viski votka çarpmıştı. Bu çok komikmiş gibi güldüm ve bu da Ahu'yu zıvanadan çıkardı. "Sırf kafanı topla diye Mudanya'nın yarısını topladım, gittin ortalığın ağzına sıçtın. Sonra tutup sana şu kadarcık zararı dokunmayan adamın üzerini boydan boya içki yaptın."
Gülüşlerim büyüdü, büyüdü, büyüdü ve kahkahalara dönüştü. Bana hiç zararı dokunmayan mı?
Aral Mert benim içimden geçmişti.
"Gülme," diye fısıldadı Başak sessizce. Yalnızca üçümüzün olduğu bir arabanın içindeydik, araba sahil kıyısına çekiliydi ve Ahu sürücü koltuğundaydı. "Beni korkutuyorsun Firuze."
"Allah kahretsin ya..." dedi Ahu başını ovalayarak. "Hay içine-"
"Bana parti modunu açmamı söylememeliydin." dedim başımı iki yana sallayarak. Sesim gülmekten yırtılmıştı. Ya da ağlıyor olabilirdim, bilmiyordum.
"Elin ayağın rahat durmadı yine değil mi? Ortalığı karıştırmadan duramadın. Seni oraya sokan aklıma-"
"Ahu lütfen," dedi Başak endişeli bir fısıltıyla. "Hiç iyi görünmüyor. Şimdi sırası değil."
Hıçkırdım. "Aynen. Şimdi sırası değil. Hiçbir zaman sırası değil Ahu..."
"Kes saçmalayı be!"
"Kıt," diye mırıldandım havada bir makas işareti yaparak. "Kestim, bak."
"Vuracağım bir tane şimdi."
Deli gibi güldüm. Annem de babam da bana hiç vurmamıştı. Korkunç bir çocuktum ben. Her hafta okulda ortalığı karıştırıp eve elimde kağıtla gelirdim oysa. Annemler bir noktadan sonra kağıtları görmezden gelmeye başlamışlardı. Bir keresinde bilerek fizik sınavında kopya çekmiştim, sırf annemleri okula çağırsınlar diye.
Annem gelmemişti.
"Bilerek yaptım ki ben onu..." diye fısıldadım. "Gelsin diye- Hık!"
Başak nazikçe "Kim gelsin diye?" dedi arka koltuktan.
Cıkladım. "Niye gelmedi acaba ya?"
"Kim gelecekti, alo?"
Ahu'ya doğru çevirdim kafamı. Çok kızgındı. Sarılasım geldi ona. "Çantam nerde?"
