zamanın aşkları tatlı telaşları

45 4 0
                                    


Demet Akalın, Tecrübe
Göksel, Aşk Kahrolsun

Demet Akalın, TecrübeGöksel, Aşk Kahrolsun

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


•zamanın aşkları tatlı telaşları•

Bakınız sevgili okur, benim bu hayatta çok az günüm mükemmel geçer.

Peki, Firuze Salkım için mükemmel gün nedir diye soracaksınız.

Hemen anlatayım.

Önce hava güzel olmalıdır. Güneş tepede olmalı ama yakmamalı, rüzgar esmeli ama dağıtmamalı.

Hava tamam mı? Tamam. Öyleyse devam edelim. İkinci kriterimiz uyku.

Çok uyumayı sevmem, alarma uyanmayı da sevmem. Kendiliğimden erken saatte uyandıysam o gün keyfimi kimse bozamaz.

Üçüncü ve son kriterimiz, sessizliktir sayın okur. Ben gürültüye gelemem, hele sabahları, hiç gelemem.

Ne yazık ki mükemmel geçebilecek bir günüm, yan komşumun matkap sevdası ile tam ortadan delindiği esnada, ben terasta yoga yapıyordum.

Takdir edersiniz ki yoga ile matkap makul bir ikili değildi.

Tabii hemen tüm medeniliğimle yoga matımı sırtlandım, hem biraz hava alayım hem de matkaplar kafamı delmesin diye arka bahçeye çıktım.

Ha, sen neredesin mi diyorsunuz?

Bodrum'dayım.

Halikarnas Balıkçısı'nın yolundan gitmeye karar verdim. Gerçi benim sürgünüm biraz gönüllülük esasına dayanıyordu ama olsun. Ailemin arada sırada uğradığımız yazlığına yalnızca üzerimdeki kıyafetlerimle giriş yaptığım akşam, fena halde problematik yan komşularımla hızlı bir tanışma yaşamıştık.

Otuz yaşlarında aşırı gergin bir kadın dışarı fırlayıp beni eve bırakan taksiciyle kavga etmeye başlamıştı.

Taksinin saksısına çarptığı iddiasındaydı. Bahsi geçen saksının zaten devrik olduğunu belirttiğim andan itibaren de benden nefret ediyordu. Kendisi kadar gergin bir kocası ve sabah akşam çığlık atan beş yaşlarında bir kızı vardı.

Yoga matımı serdiğim ağacın altında esnerken sırtımın tam ortasına topu zımbalayan da o ufak çığırtkan veletti zaten.

Gerisi ise tam olarak şöyle gelişti.

Önce topu aldım, arkamı döndüm ve çitleri aşıp benim bahçeme dalan çocukla göz göze geldim. Topunu istedi.

"Gel de al." dedim sinsice. Çocuk tereddüt etti. Yabancılardan bir şey almamalıydı ama topunu da istiyordu.

Bana doğru ufak ufak geldi, topa uzandı ama o da ne? Boyu yetmiyordu. Topu tepesinde salladım. Ben salladıkça çocuk çıldırdı. Ve en sonunda, istediğim şeyi yaptı.

Son YazWhere stories live. Discover now