6- {~GİZEMLİ ADAM~}

17.5K 494 67
                                    

Korumaların cevaplamasına gerek kalmadan koltukta oturan adam hızlıca kalkıp Sara'nın yanına gitti. Aralarında bir kaç adım kalacak şekilde durdu.

"Merhaba Sara ben Demir."

Sara Demir ismini duyunca bir an irkildi. Demir cinayetin işlendiği gün Pars'la oteldeki yemekte olan ve aynı zamanda cinayetin işlendiği saatten yarım saat sonra otelden çıkan Pars'ın en güvendiği arkadaşıydı. Buda Sara'nın katil olarak aklında belirlediği kişilerden en güçlü isim oluyordu.

"Merhaba." dedi Sara tedirgin bir şekilde. Gerginliği hala geçmemişti. Ekleyerek, "Neden buradasınız ?" diye sordu. Bir yandanda yanındaki korumaya bakıyordu.

"Pars gelene kadar sana ben eşlik edeceğim." dedi içten bir gülümseme ve kendinden emin bir ses tonuyla. Sara o an dehşete kapıldı. Katil olarak düşündüğü kişiyle koca malikanede tek başına kalma gerçeği tüylerini ürpertmişti.

"Bence buna gerek yok kapıda ki korumalar bana yeterince yardımcı oluyorlar." dedi yardım çığlığı atan bakışlarıyla korumalara bakarken.

"Anlıyorum." dedi Demir çenesinde ki sakalı kaşıyarak. Ardından Sara'nın gözlerine baktı. "Ama Pars bir emir verirse bunu çiğnemek mümkün değildir malesef." diye ekledi. Sara tek kaşını kaldırdı içten içe haykırıyordu.

"Peki öyleyse ben odaya çıkıyorum. Yarın görüşürüz." diyerek Demir'in bir şey söylemesini beklemeden hızla odaya çıktı. Kapıyı kilitleyerek arkasına koltuğu ittirdi.

Kendini feci halde yorgun hissediyordu. Ellerini saçlarının arasında gezdirdikten sonra duvardaki saate baktı saat 23:00'dü. İç çekerek pencerenin yanına gitti perdeyi aralayarak dışarıyı izlemeye başladı. Dışarı da sadece deniz vardı. Ne bir ev ne bir insan... İçerde ise kendisi ve katil olabilme ihtimali yüksek bir adam. Pars'ı düşündü. Şu ana kadar onun yanında güvende olmadığını düşünüyordu. Ama çok yanılmıştı. Şu an güvenliği için yanında olmasını istediği tek kişiydi.

Demir'in katil olma ihtimaline karşı sabaha kadar gözüne uyku girmemişti. Hep tetikteydi. Sabahın ilk saatlerinde üstünü giyinerek temkinli adımlarla aşağı indi. Büyük salonda kimseyi göremeyince aşağı inerek etrafını kolaşan etti. Demir'in mutfaktan kendisine seslendiğini duyunca mecburen mutfağa gitmek zorunda kaldı. Mutfağın kapısında durduğunda Demir tezgahın önündeydi,kahvaltı hazırlıyordu. Pars'ın aksine Demir sıcak kanlı güler yüzlü biriydi.

Uzaktan"Kolay gelsin." dedi.

"Sağolasın,"dedi Demir'de samimi bir şekilde. "Dün güzel bir tanışma olmadı. Bende bunu telafi etmek istedim."

"Keşke zahmet etmeseydiniz."

"Ne zahmeti. Menemenimde olsun tadına bayılacaksın. Gel hadi." diyerek Sara'nın sandalyesini çekti.

Sara istemesede masaya oturmak zorunda kaldı. Kendisini rahatlatmak için içinden "Sadece şüpheli. Katil değil." diye tekrarlıyordu. Demir'in masaya menemeni getirmesiyle yemeğe başladılar.

"Dava hakkında ne durumdasın ?" diye sordu Demir tabağına menemenden doldururken.

Sara'nın ağzındaki lokma Demir'in sorusuyla boğazında kalınca öksürmeye başladı. Su içerek rahatladığında, "Yani henüz kafamda oturmayan şeyler var." dedi.

"Anlıyorum. Gerçekten zor bir dosya zaten. Olayların biraz içinde olduğum için biliyorum."

"O gece sende oradaymışsın, yemekte." dedi. Sara yemeğe devam ederek. Soruları olabildiğince normal konuşuyorlarmış gibi sormaya çalışıyordu ama içindeki o avukatlık hissi onu daha fazla sorgulaması için dürtüyordu.

"Evet oradaydım."

"Sonra otelden ayrılmışsın. Cinayetin işlenmesinden yarım saat sonra."

Demir elinde ki bıçakla çatalı tabağına bırakarak ellerini teslim olur şekilde yukarı kaldırdı.

"Tamam teslim oluyorum ben işledim cinayeti!" diyerek güldü.

Demir'in bu hareketi Sara'nın yüzünde yalancı bir tebessüm oluşturdu.

"Öyle bir soruyorsun ki kendi mi soruşturmada mı hissetmeliyim bilemedim?" dedi. Hala hafifçe gülümsüyordu.

"Yanlış anladıysan kusura bakma. Yani bazen içimdeki avukata hakim olamıyorum cidden." diyerek durumu toplamaya çalıştı.

"Yok yok takılıyorum sorun yok. Evet o saatte çıkmam gerekiyordu. İşle ilgili önemli bir telefon gelmişti." Sara inanmasada devam etti.

"Anlıyorum. Peki o akşam ki yemekte Pars'la maktülün arasında bir tartışma yada gerginlik benzeri bir şey oldu mu?"

"Hayır gayet keyifli bir yemekti."

"Bu arada menemenin enfes olmuş ellerine sağlık." dedi Sara ağzını silerken.

"Afiyet olsun avukat hanım."

Demir 'avukat' diye hitap edince Sara'nın aklına Pars gelmişti. Pars'ta sürekli avukat diye hitap ediyordu Sara'ya.

"Pars'tan bir haber var mı acaba?"

"Evet akşama burada olacak."

Sara, Pars'ın yanında yada yakınında olunca rahatsız ve tedirgin olurdu. O emir vermeye ve istediklerini elde etmeye alışkın biriydi. İstemiyor musun? Zorla yaptırıyordu. Sara'nın gözünde tehdit ve ölümdü Pars. Aralarında ki konuşma bile Pars'ın istediği zaman oluyordu. İşte tüm bunlardan dolayı Pars'ın başına bir şey gelmesi Sara'nın kurtuluşu demekti. Kendi düşüncesinden rahatsız olsa da başka çaresi yoktu. Çünkü Pars büyük bir tehditti. Ama karşında Demiri bulunca yanında olmasını istediği tek kişi Pars olmuştu. Sara masayı toplamak için Demir'e yardım edecekken Demir onu durdurdu  Sara'da böylece Pars'ın dün gösterdiği odaya giderek dosyaları incelemeye devam etti. Bir süre sonra Demir'in kapıyı çalarak odaya girmesi tedirgin olmasına neden oldu.

"Sara."

"Efendim?" dedi kekeleyerek.

"Bugün hava çok güzel denize girmek ister misin?"

"Malasef dosyalar üzerinde çalışıyorum."

"Girmesen de bana eşlik et. Şezlonglarda çalışırsın olmaz mı?" diye ısrar etti. Sara'nın isteyeceği en son şey katil olma ihtimali olan birisiyle baş başayken onu kızdırmak olacaktı. Bu yüzden dosyalarını alarak Demir'i takip etti.

Sara şemsiyeyi açarak şezlonglara yayılırken
Demir, Sara'nın yanında üstünü çıkarıp baksırla kaldı. Sara hemen gözlerini dosyalara çevirdi. Odaklanmak için kulaklığını takarak şarkısını açtı. Sara'nın bu utangaç hali Demir'i güldürürken denize tek başına girdi. Sara denizde baya bir açıldığını görünce rahatladı. Davaya odaklanmaya başladığında ayağa kalkarak bir ileri bir geri gidiyordu gözlerini de kapatarak iyice odaklanmaya çalışıyordu. Birden sert bir gövdeye çarpmanın etkisiyle gözlerini kocaman açtı ve düşmekten son anda iki kolun yardımıyla kurtuldu.

KARANLIK +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin