39- {~ Özgürlük Yolunda ~}

5K 207 15
                                    

Sara kızları takip ederken iri yarı adam kolundan tutarak onu durdurdu."Sen kamyonetin yanında bekle." diyerek kızlarla birlikte gemiye doğru yürümeye devam etti. Sara ağır yüklerin taşındığı, büyük lojistik gemisine bakarken gözü geminin güvertesindeki Piton-2 yazısına daha sonra ise limanın adının yazılı olduğu tabelaya takıldı.

Daha fazla bilgi edinmek için etrafa bakınırken geminin girişinde kızları gemiye almadan önce onları kontrol eden korumayla, iri yarı adamın tartıştığını gördü. Tartışmadan sonra iri yarı adam Sara'nın yanına sinirle ve söylenerek;"Yürü gemiye haydi."dedi.

Sara geminin önüne gelince binmek istemesede iri yarı adamın ittirmesiyle zorla gemiye bindi. Kızları kontrol eden adam kulağındaki kulaklığı tutarak;" 212 konuşuyor. Geminin girişinde listede olmayan bir kadın bulundu. Kızları getiren adam kızı gemiye teslim etmek istemiyor."dedikten sonra aldığı emirle Sara'yı kenara çekti ve diğer kızların gemiye girişlerini kontrol etmeye devam etti.

Tüm kızlar gemiye binip tek sıra halinde geminin alt katına indirildikten kısa bir süre sonra geminin üst katından beyaz takım elbiseli, yüzünde birden fazla dövmesi olan bir adam belirdi ve yavaş adımlarla merdivenleri inerek Sara ve Sara'nın başında nöbet tutan korumanın yanına indi.

Sara'yı baştan aşağı iştahla süzerken Sara o kadar tiksinmişti ve sinirlenmişti ki adamın gözlerini yuvasından çıkarmak istedi. Adam elini hafifçe havaya kaldırdığında Sara'nın başında nöbet tutan koruma Sara'yı kolundan tutarak kızların indiği yere götürmek için ittirmeye başladı. Sara'yı ve kızları buraya getiren iri yarı adam telaşla beyaz takım elbiseli adama yalvarıyordu.

"Efendim yapmayın etmeyin.Bu kız o kızlar gibi değil. Bir yanlışlık olduğu için getirdim onu. Lütfen patron beni öldürmekle kalmaz sizi düşmanı beller."diyip umutla adama baktığında, beyaz takım elbiseli adam belinden silahını çıkararak hiç tereddüt etmeden iri yarı adamın kafasına sıktı.

Sara şoka girerken beyaz takım elbiseli adam, yere yığılan iri yarı adamın yanına çömelerek kurşunun girdiği yeri parmağıyla oydu ve Sara'ya bakarak parmağındaki kanı iştahla emdi. Sara adamın parmağını emerken aldığı hazzı dehşet içinde izleyince içi ürperdi. Korku yla direk gözlerini başka yöne çevirmişti.

Adam Sara'nın bakışlarını önemsemeyerek indiği merdivenleri tekrar çıkarken, diğer adamlar yerdeki adamı ayaklarından tutarak sürüklüyordu.

Sara'nın başında duran adamda Sara'yı kolundan tutarak geminin alt katına indirdi. kamaranın kapısını açınca kızlar korku dolu bakışlarıyla adam ve Sara'ya bakıyordu.Sara içeriye girince adam kapıyı sertçe kapatarak kilitledi.Bu kızların dahada korkmasına neden olmuştu.

Kamaradaki tek, küçük ve yuvarlak pencereden içeri giren ışık, azda olsa karanlık kamarayı aydınlatıyordu. Sara pencerenin yanına doğru yürürken yanlarından geçtiği kızlarla göz göze geliyor hepsi korkulu,çaresiz ve ağlamaktan kızarmış gözlerle ona bakıyordu. Kimisi en fazla on sekiz, kimisi yirmili yaşların başındaydı. Bazı insan dışı mahlukların zevkleri uğruna her biri hayatlarından ailelerinden kopartılmış. Bu karanlık dünyanın içine çekilmişlerdi.

Sara onlara baktıkça içinde öfke kıvılcımları yeşermeye başlıyordu. İlk defa adaleti,hukuku düşünmeden karanlık taraftakilerin yöntemleriyle onları cezalandırmak istiyordu. Pencerenin yanına gelince sakinleşmek ve mantıklı düşünmek için yere oturdu.

Gemi limandan ayrılmadan önce burdan bir şekilde kurtulmak için bir şeyler düşünmeye çalışıyordu.

Birden aklına tel toka geldi. Yanındaki kıza" Tel tokan var mı?"diye sordu.

Kız olumsuz anlamda başını çevirdiğinde Sara ayağa kalktı. Kapıda adamın nöbet tutma ihtimaline karşı kısık sesle;"Tel tokası olan var mı?"diye seslendi. Kapının yanında duran kızıl saçlı, yeşil gözlü kız Sara'nın yanına gelerek saçında ki tokayı çıkardı. Titreyen eliyle Saraya uzattığında;"Ne yapacaksın tel tokayı." diye sordu. Sara tel tokayı alarak "Kelepçenin kilidini açacağım."dedi. Kız şaşırarak"Tel tokayla mı?"diye sordu.

Sara bundukları durumdan dolayı korkudan titreten kıza bakarak onu sakinleştirmek, aklını dağıtmak için abisinin ona kelepçe kilidini nasıl açmayı öğrettiğini,tel tokayı kilite sokarken anlatmaya başladı.

"Benim abim Komiser. Bana o öğretti. Kelepçenin, kapının vb yerin anahtarsız nasıl açılacağını. Onun polislikteki ilk yılıydı. Ben ilkokula gidiyordum. O zamanlar çok yaramaz bir çocuktum. Bir gün abimin kelepçesiyle oynarken, kelepçeyi bileklerime takmıştım. Bileğim ince olduğu için içinden çıkar diye düşündüm ama kelepçede ayar varmış ve biraz sıkınca bileğimi çıkaramayacağım kadar daralmıştı. Tabi o korkuyla hemen abimin odasına gittim. Abim beni o vaziyette görünce eşyalarını karıştırdığım için çok kızdı. Hemen anahtarı aramaya başladı ama bulamadı çünkü anahtarlada oynuyordum ve anahtarı nereye koyduğumu unutmuştum. Ben hüngür hüngür ağlamaya başlayınca abim saçımda ki tel tokayı çıkararak kısa sürede kelepçenin kilidini açmıştı. Bu durum çok hoşuma gitmiş. Banada tel tokayla kelepçenin kilidini açmayı öğretene kadar abimin peşini bırakmamıştım."dediğinde kiliti açarak kızaran bileklerini ovdu.

Yanındaki kız şaşkın ve meraklı bakışlarıyla Sara'ya bakıyordu.

"Şimdi ne yapacaksın?"diye sorunca Sara kıza ve Kamaradaki diğer kızlara bakarak;"Bizi kurtaracağım."dedi.

KARANLIK +18 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now