12

11.2K 543 54
                                    

Neden kimse bana inanmıyordu? O internette yazılanlarda ki gibi mi duruyordum? Kafam o kadar allak bullak olmuştu ki. Dün gece de Emre abimin eve gelmesi ve benim yüzüme bile bakmaması daha da kırılmamı sağlamıştı. Evet dün gece Emre abim gelmişti ve annemin iyi olup olmadığını kontrol etmiş sonrasında beni yanından kovmuştu. Konuştuğunu sanmayın he gözlerime öyle bir bakmıştı ki istenmediğimi anladığım da odama çekilmiştim. Gerçekten bu ailede bana düşmanca bakmasını isteyeceğim son kişi bile değildi. Aradığı kız  kardeşinin böyle rezil biri olmamasını veyahutta bu rezil kızın hayatına hiç girmemiş olmasını diliyordu. Kapı zili çaldığında bu saatte kim gelmiş olabilirdi ki? Saat sabah 6 idi. Vay be 6 saattir ağlıyordum ve bayılmadım bu büyük bir başarı benim için. Odamdan çıkıp kapıya ilerledim. Kim olduğuna kapının deliğinden baktığım da Emre abim ile şaşırdım. Daha dün gece buradaydı. Kapıyı açtım. Beni görünce ters bakışlarını göndermeyi ihmal etmemişti.

"Annem uyuyor mu?"

Hala annesi olarak görüyordu. Çünkü dün akşam ilk geldiğinde demişti. Ne olursa olsun benim annem sensin o kadın sadece beni doğurdu. Doğurmakla da anne olunmuyor demişti.

"Evet. Uyandırayım mı?"

Başını olumsuz anlamda sallayıp içeri geçti. Bende kapıyı kapatıp mutfağa geçtim. Yüzümü dahi görmek istemiyordu. Onun yanına gitmedim bu yüzden. Mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım. Dün dedemle olan konuşmamızdan sonra annemin toplantısı da bitmişti. Boşanma dosyasını avukatına vermiş imzalar atılmıştı. Benim alnımı gördüğünde ona  gerçeği söylemek istemedim. Miraç'ın ona hanım demesine üzülebilirdi. O yüzden yalan söylemiştim. Pansuman yaptıktan sonra da okul bakmıştık. Hiç bir okul içime sinmemişti. İnternetten kendi araştırdığım bir okula gitmeyi teklif ettiğim de annem seve seve kabul etmişti. Tabi okula gittiğimiz de annem biraz istememişti. Çünkü devlet okuluna sıcak bakmıyordu.  Fakat müdür ile konuştuktan sonra okula biraz da olsa ılımlı yaklaşmıştı. Okulu dün gezdiğimiz de hoşuma gitmişti. Dün okulda nakil işlemlerini yapmıştık. Cuma günü belli olacaktı. Müdür o güne kadar misafir öğrenci olarak gelebileceğimi söylemişti. Zaten o okula puanım fazlasıyla yetiyordu. Kahvaltıya büyük ihtimalle Emre abim de olacaktı. Onun için menemen yapmaya başladım. Tabi yer mi bilmiyorum. Çayı demledim. Kahvaltılıkları da masaya koyduktan sonra menemen için domateslerin pişmesi için ocağın altını kıstım. Odama gidip üstümü değiştirdim. Okul için müdür dün okul forması şimdilik almama gerek olmadığını ve siyah giyinmemin yeterli olduğunu söylemişti. Siyah pantalon ve siyah sweatshirt giydikten sonra kot ceketimi aldım. Sırt çantama defter ve kalem koymuştum. Onu da aldıktan sonra parfüm sıkıp odamdan çıktım.  Mutfağa girdiğim de menemenin yumurtasını da attıktan sonra yumurtaları da pişince altını kapattım. Masa hazırdı. Banyoda elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı düzelttim. Göz altlarım da çok hafif bir şişlik vardı.  Umursamayıp banyodan çıktım. Saat 7 olmuştu. Dersim 8 de başlıyordu. Okul biraz uzak olduğu için şimdi çıksam anca yetiştirdim. Çıkmadan önce Emre abiye haber vermek için salona geçtim.

"Şey, ben çıkıyorum da annem uyanınca söylersin. Olur mu?"

Bana döndü. Göz göze geldiğimiz de tek kaşını kaldırıp

"Nereye bu saatte?"

"Okula."

Ayağa kalkıp ceketini giydikten sonra

"Ben bırakırım seni. "

Beraber evden çıktığımız da anneme mesaj attım. Uyanınca evde bulamayıp merak etmemesi için. Emre abimle asansöre bindik. Benim ona kırgın olmam gerekirken neden böyle davranıyordum? Hiç kırgın değilmiş gibiydim.  Çünkü sende yıllardır bir abin olsun diye bekledin Mehir. Yıllardır beklediğin şeye kavuşmuş iken hemen ondan vazgeçmek istemiyorsun. Haklı olabilirsin iç ses. Otopark kısmına geldiğimiz de arabaya bindiğimiz de

MEHİR-Gerçek Ailem-Where stories live. Discover now