35

5K 291 57
                                    

Miran yapmıştı. Artık emindim. Çünkü kavga ettiğimizi  bilen bir tek oydu. Bildiğim kadarıyla neden yaptığını da Akın'ın söylediği gerekçe olmalıydı. Para. Ama şöyle de bir durum vardı abimlerden istese düşünmeden verirlerdi. Bu işe para için girmiş olması bana mantıksız geliyordu. Altında başka bir neden vardı. Ama neydi? Bunu öğrenmem lazımdı.   Dün akşam Akın ile ayrıldığımız da saat 1'e geliyordu. Selin teyzeye anahtarı verdikten  sonra eve davet ettiğinde kırmamak için kabul etmiş ve 1 saat havadan sudan sohbet etmiştik onunla tatlı bir kadındı ama o buzdağının görünen kısmı olduğunu bildiğimden içimde ki o tatlı kadın sönüyordu. Hürrem'i de dün akşam almıştık Akın ile. Kızımız ondaydı otele almayacaklarını düşündüğümden  eve geçene kadar onda kalacaktı. 

Simay "Mehir, bu elbiseyi denesene." 

Simay ile alışverişe çıkmıştık. Siyah dizimin üstünde sade ama hoş bir elbiseydi. Elbisenin bedenini alıp kabinlere ilerledik. Eflah, Emre ve Cansu üçlüsünü görmeyi beklemiyordum. Tam arkamı dönüp gidecek iken 

Simay "MEHİR! Beyaz sana daha çok yakışır. Bedenin neydi onu da getireyim." Simay keşke bağırmasaydın. Cansu beni görünce önce Emreye bir bakış attı. Sonrada yanıma geldi. 

"Mehir, nasılsın? "

Sizi gördüm günüm aydı bir güneş misali. 

"İyiyim sen nasılsın?"

"İyi olmaya çalışıyorum." 

Hani Emre Ilgaz'ın günahsız meleğin haberini satmasaydın demişti ya galiba ondandı. 

"Olanları duydum. Geçmiş olsun. Neyse daha sonra görüşürüz." 

Elbiseyi alıp boşalan ilk kabine girdim. Elbiseyi giydikten sonra kabinden çıkıp aynadan kendime baktım. 

"Acaba daha kaç kez kendine aşık edeceksin." 

Akın'ın sesi ile ona döndüm. Geleceğini söylememişti. Doruk ile ikisi gelmişlerdi. Gelip saçlarımı koklayıp öpücük kondurdu. Gözüm saniyelik arkaya kaydı. Eflah gözlerini Akın'a dikmiş sinirli sinirli konuşuyordu. Yanlarına bir kız daha geldiğinde üçü de ayağa kalkıp çıkacak iken Cansu yanımızda durdu. 

"Canım bu ayın 22 sinde düğünümüz var. Sizi de bekliyoruz gençler. Görüşürüz." 

Tabi kaptın gül gibi çocuğu evlen hemen. Aman kaçırırlar falan maazallah! 

"Şimdiden hayırlı olsun ama maalesef katılamayacağım. Mezuniyetim ile aynı güne denk geliyor. Görüşürüz." 

 Kabine girip üzerimi değiştirdim. Yalan değildi doğruydu. Okulda ki mezuniyet 22 Mayıstaydı.  Sınıfça yapacağımız mezuniyet de 1 Hazirandaydı. Sınıftakiler anca o tarihe ayarlayabilmişlerdi. İçkili bir mekanda olacağı için hiç bir hocayı davet etmemiştik. Ki zaten onların  ne işi vardı ki? Tamam sevdiğim hocalar var ama okulda bile sürekli aman içkili yapmayın aman çok makyaj yapmayın diye karışıyorlardı. O yüzden okuldaki yeterliydi. Kabinden çıkıp Akın ile kasaya ilerlediğimize Simay ve Doruk yemek katına çıktığını söylemişti. Hafta sonu olduğundan mıydı bu kalabalık ? Dört kişi kadar önümüzde Eflah ve sevgilisi vardı. Sevgilisi olduğunu da şuan öğreniyordum. Eflah bir an da arkasını döndüğünde göz göze gelmiştik. Sevgilisinin elinden tutup gerizekalı önde ki sırayı bırakıp önümüze gelmişti. 

"Naber Mehir?"

Şaka mıydı bu? Ben 2 koca gündür evde yoktum. Ve asla o günden sonra yazmamıştı. Cevap vermeyip yüzümü Akın'a çevirdim. 

"Aşkım, bu hafta ki sınavlardan sonra okula gitmeyelim. Zaten yok yazılma olayımız da yok." 

"Haklısın sevgilim." 

MEHİR-Gerçek Ailem-Onde histórias criam vida. Descubra agora