18

8.8K 438 82
                                    

"Abi!"

Gece bu saatte uykumdan uyandıran  Selçuk'a sövdüm. Yatakta oturdum. Baktım ibneye

"Ne var lan bu saatte uyandırdın? "

Selçuk gözlerini kaçırdığın da bu ibnenin yine verdiğim bir işi beceremediğini anlamıştım. Umarım bu konu Mehir ile ilgili değildir.

"Selçuk! Söyle."

Bağırmam ile söyledi hemen.

" Abi. Yenge bugün kaza yapmış annesiyle. "

Kalbimin sıkıştığını ve aynı anda sinirim kendini gösterdiğin de yataktan kalkıp Selçuk'un boğazına yapıştım. Boğazından tutup tekrar kafasını duvara vurdum.

"Ben. Sana. Demedim mi lan? Onun kılına bir zarar gelsin ilk senin canını alırım diye? Kaza da olsa gökten taş da yağsa senden bilirim demedim mi?  8 adamın tek görevi onu izlemek ve korumaktı. Kodumun ibneleri. Bunu da yapamayacak iseniz ne sikime varsınız?"

Gıkı bile çıkmıyordu ibnenin. Bu beni daha da sinirlendirmişti. Hakim ol kendine oğlum. Hakim ol aldığın tedavileri hatırla. Bir gün Mehir'in yanında da kendimi kaybetmekten korktuğum için tedavi görmüştüm. Selçuk'un boğazını bıraktım. Yatağa oturdum. Ellerimi başımın arasına alıp ovdum. Sakin sesim ile konuştum.

"Nasıl olmuş?"

"Abi, annesi ile beraber eve dönerken araba kazası olmuş. Kim olduğunu bulamadık. Kasten olduğu bariz belliydi. O araba da yengenin olduğunu bilerek yaptı yapan kişi. Ben Muştadan şüpheleniyorum. Adamların ikisi hastanede durumu takip ediyorlar. Geri kalanı da çarpan adamı bulmaya çalışıyorlar."

Muşta... Tabi o yapmıştı. İntikam alacaktı aklınca.

"Sana bugün ne dedim ben?"

"Yarın sabah yengeyi uçakta istiyorum dedin abi."

Başımı kaldırıp Selçuk'un gözlerine diktim.

"Sabah 8 de uçağı hazırla. Doktorları da ayarla. Yarın sabah  Mehir o uçakta olacak. "

EMRE ILGAZ'DAN

"H-Hayır  bu kadar erken olamaz."

Mehirim, küçük kızım beni bu kadar erken bırakamazdı. Peki ya annem. Hayır Emre onlar seni asla bırakmaz. Siktiğimin uçağı bir türlü İstanbul'a varamamıştı. Mehir ve annem trafik kazası geçirmişti. Durumları hakkında hiçbir şey bilmemek beni daha da geriyor ve çıldırtıyordu.

"Sakin ol. Hemen koy verme kendini. Bir şey olmayacak." 

Enis'in sesi ile ona döndüm. 

"Keşke gelmeseydim. Ya da onları da ikna etseydim gelmek için. Bunlar olmazdı."

Bu sefer Mina konuştu.

"Emre kendini suçlaman yersiz. Sen orada yanında olsan veya onlar buraya gelse yine olurdu. Kader." 

28 yaşında ki koca adam çocuk gibi ağlıyordu şuan. Kaybetme korkusu. Ben daha kardeşimle hiç bir hayalimi gerçekleştirememiştim. Annemin yanında olamamıştım.  Babama mesaj atmıştım. Belki hastanededir şuan. Umarım öyledir. Biz oraya gidene kadar onların yalnız olmasını istemiyordum.

...

"Emre."

Berk yanıma oturup omzuma iki kez vurdu. Telefonu uzattığında telefonun Mehir'e ait olduğunu anlamıştım.

"Kazadan hemen önce çekilmiş bir video var. Belki görmek istersin diye getirdim. Karakoldan çağırdılar kardeşim. Geçmiş olsun. Bana haber verirsin bir şey olursa."

MEHİR-Gerçek Ailem-Where stories live. Discover now