18.Bölüm

46.3K 1.5K 498
                                    

Eve gelmiş yatağımda uzanıyordum. Yol boyunca o içimde ki buruk histen kurtulmaya çalışsamda yapamadım. Nedense Karahanın yanımdan geçip gitmesi beni tedirgin etmişti. Sanki bir şeyler kopmuş gibi hissediyordum. Bu da beni korkutuyordu. Yatakta doğruldum.

Haftalık program hazırlayıp, yarın hocaya vermem gerekiyordu, ama şuan düşündüğüm tek şey Karahandı. Nefesimi sesli verdim. Bir yanım onun kırıldığını düşünüyor, ama bir yandan da neden kırılsın ki? Sonuçta doğruyu söyledim."Bazen her doğru söylenmez." Zaten kendimi kötü hissediyorum, bir de seni kafama takamam. İç sesime söylenerek yataktan kalktım.

Haftalık çalışma programımı hazırlamaya başladım. Bu yıl son senemdi ve ben kendimi derse vermeliydim. Onun gibi biriyle konuşmaya devam edersen ya da kafama takarsam, bir sonra ki yıl evde oturuyor olacağım. Aynadan kendime baktım. Moralim bozuk olduğu için kendimi çok yorgun hissediyordum. Okul kıyafetlerimi bile hala çıkarmamıştım. Kendime artık çeki-düzen vermeliydim.

Okul kıyafetlerimden kurtuldum. Ve rahat bir şeyler giyindim. Çalışma masama oturup, ilk hafta ki çalışma planımı yazmaya başladım. Bütün derslerimi ve programları gözden geçirdim. O gün hangi dersim varsa, bir önce ki gün ona çalışacaktım.

Yaklaşık bir saatlik ayarlamalarım sonucundan, hazırlayabilmiştim. "Günü gününe buna uysan çok iyi olur." Tabiki uyacağım. Haftalık programımı çalışma masamda görebileceğim bir yere astım. Diğerini de çantama koydum. İki tane yapmıştım ve gözümün önünde durmalıydı bir tanesi. Bir hafta sonra da hocaya rapor vermem gerekiyordu. Şimdiden çalışmaya başlasam iyi olacaktı.

Yarın matematik dersim olduğu için bugüne matematik koymuştum. Ah bu dersi hiç sevmiyorum. Test kitabımı açtım, TYT çalışmaya başladım. Sonuçta dokuz ve onuncu sınıfı tekrar etmem gerekiyordu.

*

Saat gece on ikiyi geçiyordu ve ben beş saattir matematik çözüyordum. On birinci sınıf test kitabımı açtım ve mutfağa atıştırmalık almaya gittim. Cips, meyve suyu ve mısır patlatmıştım. Uykum yoktu, matematiği sevmesemde dokuz ve on kolaydı. Asıl problemim on birleydi. Odama atıştırmalıkları aldım, yukarı çıktım.

Parabolde takılmıştım, her soruda işlem değişiyor ve ben hepsini konu anlatımını izleyerek çözdüm. Kalemi masaya attım. Atıştırmalıkları yemeye başladım. Karahanın evinde meyve suyu içmekten burada da canım çekmişti, alışmıştım.

Telefonuma bildirim gelmesiyle yatağıma oturdum. Saat bire geliyordu, bu saatte kim olabilirdi ki. Telefonu açtığımda, Karahan mesaj atmıştı. "İyi insan lafın üstüne mesaj atar." O öyle değil.

Karahan: Sen niye uyumuyorsun?"
                                                      00:50

Adam kendi evimde bile bana karışıyor ya. Bir dakika Karahan benim uyumadığımı nerden biliyordu? Yataktan kalktım, dışarı bakmak için perdeyi açtım. Karahanın arabası sokağın başında duruyordu. Yerimde huzursuzca kıpırdandım.

"Sen neden buradasın?"
                                    00:54

M

Mesajı attıktan sonra bir sağ, bir sola ilerlemeye başladım. Cevap yazmasını beklemeye başladım. Mesajımı gördüğü halde cevap yazmıyordu. Uyuz şey. Camdan tekrar baktığım da Karahanın, arabasından inip evin önünde dikilmiş ve benim camıma bakarken buldum. Bu adam ne yapmaya çalışıyordu? Sonra evin bahçesine doğru yürümeye başladı. Karnıma giren ağrıyla, panikle odamdan çıktım, kapıya koştum. Kalbimin bu kadar hızlı atması odamdan, kapıya koştuğum için olmalıydı.

MAHKÚMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin