7- {~İLK KIVILCIM~}

17.6K 491 38
                                    

"Pars..."dedi bir an mutlulukla.

"Efendim?"

"Şey...gelmişsin."

"Evet gelicem dedim."

"Dün gece..."

"Unut dün geceyi önemli bir şey değildi."

"Nasıl önemli değildi?"

Sara o anda düşmenin etkisiyle iki eliyle Pars'ın yakasını sıkıca tuttuğunu fark etti ve bunu görünce gözleri büyüdü. Hemen kendini toparlamaya çalıştı. Doğrularak üstünü başını sirkeledi. Pars mesafeyi kapatarak;

"Seni ve dava sürecini ilgilendiren konular hakkında sorular sor avukat." dedi. Sesindeki boğukluk gitmişti.

"Dün belli ki birileri olduğumuz yere baskın yaptı yada yapacaktı ki beni apar topar malikaneye yolladın."

"Avukat sen bunları düşünerek vakit öldürme." dedi ve kulaklıkları tekrar Sara'nın kulağına taktı.

Pars'ın bu hareketiyle Sara'nın ağzı açık kalmıştı. Bu ne kaba bir hareketti böyle! Sara tam Pars'a karşılık verecekti ki Demir denizden çıkarak Pars'ın yanına geldi. Daha selam bile vermeden Pars Demir'i azarlamaya başlamıştı.

"Demir ne yapıyorsun?!" Sara Pars'ın Demir'e karşı tavrınıda görünce şezlonguna doğru yürümeye başladı. Demir ise ıslak saçlarını geriye doğru atarak;

"Sakin olsana oğlum. Sadece yüzüyorum ne var bunda?" diyerek sitem etti

"Çok şey var. Ben sana ne dedim sen ne yapıyorsun Demir?"

"Yoksa sen benim Sara'nın yanında yüzmeme mi kızdın?" dedi Demir Sara'nın duymayacağı bir sesle.

"Ne alakası var lan? Ben sadece dediğimi yapmadığın için sinirleniyorum."

"Güzel kız ama baya da çekici. Yakışır. Hem de avukat." dedi Demir bilmiş bir ses tonuyla.

"Demir saçmalamayı kes."

"Yok yani gram içinde kıpırtı- "

Pars çok sinirlenmişti. Demir'in lafını kesti.

"Yeter!"

"Vay be senden kaçar mıydı böyle bi kız ?"

"Demir uzatma git üstünü giy. Sonra da nereye gidiyorsan git. Burada bir işin kalmadı zaten."

"Eyvallah. Zaten sıkılmıştım burada."

Sara arada onları izliyor sonrada dosyasına dönüyordu. Demir evde giyinip geldikten sonra Sara'nın yanına gelerek, "Sara benden bu kadar. Tekrardan tanıştığımıza çok memnun oldum." dedi elini uzatarak.

"Bende öyle." dedi Sara istemsizce Demir'in uzattığı elini sıkarken. Onu yolcu ettikten sonra da eve girdi. Pars'ı salonda göremeyince odasında olduğu düşündü. Dosyayı tamamen bitirip her belgeyi tek tek incelemişti. Kafasında suçlunun hangi yöntemi uyguladığına dair iki yöntem belirmişti. Ama emin olamadan Pars'a bir şey diyemiyordu. Hayatının en önemli ve tehlikeli davası olduğu için ince dokuyup ince elemeliydi ve hakkıyla bu davayı kapatmalıydı. Böylece Pars'tan tamamen kurtulacaktı. Pars kendisine karşı iyi görünmeye çalışıyor gibi olsada bir mafya ne kadar iyi olabilirdi. Pars'ın Sara'ya hareketleri Sara'yı bu ikilemde bırakıyordu.

Gece olduğunda Sara'nın aklına bir fikir geldi. Dosyayı çok fazla okumuş ve üstünde durmuştu artık tek yapması gereken şey kafasındaki belirlediği iki yöntemden hangisinin doğru olduğunu bulmaktı. Bunu yapmak içinde kendince bir kaç yöntem belirledi. Belirlediği yöntemlerden ilkini uygulamak için kendisini hazır hissedince Pars'ın odasının kapısını açtı. Kapı çok hafif gıcırdasa da Pars bu sese uyanmamıştı. Sessizce odada dolandıktan sonra Pars'ın baş ucunda ki komidine doğru yürümeye başladı. Komidinin üstündeki cep telefonu almak için hamle yaptığında Pars aniden gözlerini açtı. Sara'nın bileğinden yakalayıp tuttu, Sara o an korkuyla irkildi.

Sara'yı adeta yatağa fırlattı ve üstüne çıktı. Uykunun verdiği sersemlikle altındaki kişinin Sara olduğunu sonradan anlayarak gözlerini kapattı ve kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. Sinirden derin nefes alıp verirken ona doğru eğildi.

"Gecenin bu saatinde benim odamda ne arıyorsun?" Her kelimenin tek tek üstüne bastırarak sormuştu bu soruyu. Dudaklarının arasında sadece santimler vardı. Pars o mesafeyi kapatmamak için kendiyle mücadele veriyordu.

"Çünkü?" dedi ve sustu. İkiside bu pozisyondayken konuşamıyordu. Sara'nın susmasıyla afallayan Pars'ın yüzünde sersem bir ifade belirdi ve uykulu sesiyle;

"Sara sakın benimle oynamaya kalkma!" diye tısladı adeta.

Pars'ın uykudan yeni kalkmış hali ve afallığı Sara'nın komiğine gitmişti ve o sırada kendini tutamadığı için önce gülmeye ardındanda kahkaha atmaya başladı. Pars sinirli bakışlarla suratına baktıktan sonra gözlerini devirerek bir hışımla Sara'nın üstünden kalktı. Sara gülmeyi kestiğinde Pars'ın ayakta dikilip kollarıyla bağdaş kurduğunu gördü. Oda ayağa kalktı ve boğazını temizleyip;

"Katil senin tanıdığın biri." dedi.

"Ne?" diye sordu Pars gözlerini kısarak.

"Diyorum ki katil senin izninle senin odana giren biri." Sara odada gezerek;

"Şimdi-dedi derin bir nefes alarak-senin maktülün cinayetinde katil olabilme ihtimaline karşı tek suçlandığın delil, maktülün kafasına vurulan içki şişesindeki parmak izin değil mi?"

"Evet."

"Peki sen maktülle yemek yediğin akşam masanızda ki herhangi bir içki şişesine dokundun mu?"

"Hayır."

"Bingo?"

"Eeeee..."

"Maktulün odasına giden içki şişesinde senin parmak izinin bulunması için iki ihtimal var."

Sara'nın son cümlesiyle Pars'ın uykusu yavaş yavaş açılmaya başlamıştı. Pür dikkat Sara'ya odaklanarak onu dinlemeye başladı.

"İlk ihtimal şöyleki, birisinin gece sen uyurken sessizce odana girip, senin parmak izinin olduğu içki şişesini almış olması lazım. İkinci ihtimal ise senin izninle senin odana girmiş, birisinin senin parmak izinin olduğu içki şişesini almış olması gerekiyor."diyerek bir an sustu ve Pars'a baktı.

"Devam et dinliyorum."

"İşte bu yüzden odana sessizce girip telefonunu almaya çalıştım. Ama sen çok sessiz hareket etmene rağmen çabucak uyandığın için ilk ihtimal ortadan kalktı."

Parsa yaklaşarak tam önünde durdu.

"Katil senin tanıdığın biri. Sen uyanıkken senin izninle odana giren biri. O gece odana kimler girdi?"

Pars anlamaya başladığını gösteren bir işaret yaptı.

"Yemekten sonra odaya Demir ve Alp geldi."

Sonra birden aklına bir isim daha gelince,"Bir kişi daha var!" dedi. Düşünceli bir tavır sergilerken. Sara merakla Pars'a baktığında, "Kim?"diye sordu.
Pars nefesini sinirle dışarı verirken yüzündeki kaslar belirginleşmişti. Sessizliğini Sara'nın bir kez daha,"Kimdi o Pars söylesene?" demesiyle bozdu.
Pars'ın, "Azra!" diye cevap vermesiyle Sara bir an afallayarak bir adım geriye çekildi. Kollarıyla göğsünde bağdaş kurdu.

"Azra mı? Oda kim?

"Eski nişanlım." Sara Pars'ın bir sevgilisi olabileceğini hiç sanmıyordu. Pars dışardan bakınca sadece kızlarla takılan bir tip gibi duruyordu. Pars'ın bu cevabıyla Sara bir kez daha Pars'ın hakkında yayıldığını anladı.

"O saatte eski nişanlının otel odanda ne işi var?" diye sorunca Pars bu Soruyu avukatından değilde ilişki yaşadığı bir kadından duymuş izlenimine kapıldı.

"Azra'nın bir takım sorunları var bunlardan beni sorumlu tuttuğu için bazen bu şekil saçma davranışlarda bulunuyor."

"Peki Alp ve Demirle neden gece odanda buluştun?" diye sorunca Pars gecenin bu saatinde bu vaziyette sorguya çekildiği için gerilmeye başlamıştı.

KARANLIK +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin