"Bir yolu var. Yeni geleni saf dışı bırakıp onlarla biz ilgileneceğiz. Mutlaka işleri uzun sürecek. Bize de açık fırsat!"
Yeni gelenden kastlarının ben olduğum çok açıktı.
"Ehehemm!"
Kendilerine çekidüzen vermeye çalıştılar.
"Çocuk servisiyle hanginiz ilgileniyordu? Zira biraz daha sallanmaya devam ederseniz kendim ilgileneceğim. Hem sizinle hem de onlarla!" dedikten sonra koşarak çıktılar.
Şu zenginlerden ne anlıyorlarsa? İşleri güçleri para!
"Hilal, sen nerdesin? Sabahtan beri seni arıyorum." dedi Eren.
"Buradayım. Ayrıca samimiyetinize hastane sınırları içinde ara vermenizi rica ediyorum." dedim odamın olduğu koridorda yürürken.
O da arkamdan koşuyordu. "Dinle, amacım o değildi. Telefona cevap vermedin."
"Meşgulüm ve her katta telefon çekmiyor Eren Bey!"
Cümlemi tamamlamamla birlikte Doruk karşımdaydı. Ve Eren'le olan gerginlikten haberi vardı.
Demek ki sağlık kontrolü Trabzonspor'undu.
yazar: Lan insan bir haber verir geliyoz diye.
Sen yazıyon, ben mi yazıyom?
yazar: Ben yazarım sen yaşarsın beybi 😉😎
"Hah sağ olun hemşire hanım." deyip listeyi elime aldım. Hızlıca göz gezdirdim. Doruk ve Eren bu sırada birbirine sert sert bakmakla meşguldü. Sonra Eren buna daha fazla dayanamayıp gitti.
"Tripli miyiz?"
"Yoo neden ki?" dedim listeye bakmayı bırakıp.
"Ya off, bırak şimdi tribi falan. Bu zibidi ne dedi sana? Sinirlendiysen ben çıkışta işini bitiririm."
"Seviyesizlik yaptı, uyardım. Hepsi bu. Ayrıca ne demek 'işini bitiririm' falan. Nesin sen, Polat Alemdar mı? Her şeyden önce ona zibidi demek ne? Hastanenin diplomalı doktoru o. Duysa sağlıkçıya hakaretten dava bile açar."
