42 ☆ negative

104 5 0
                                    

Dorukhan'dan

Son kemoterapinin sonucuyla birlikte ameliyat kararı netleşmişti.

Korkularla, sevinçlerle, endişelerle, meraklarla...

Elimden geldiğince kara bulutları dağıtmaya çalışıyordum. Sanki piyango vurmuş da bütün dileklerimiz gerçekleşecekmiş gibi.

"Kızım yavaş sürsene şunu. Bak bir daha vermem ha!"

"Ben yıllar yılı araba sürüyorum. Ehliyetime leke sürdürmem. Hem ne var hızlı gidiyorsak, arkadakiler çok yavaştı."

Yolculuğumuz İstanbul'du, çünkü hazırlıklarımız vardı ve başında durmazsak istediğimiz gibi olmayacaktı.

Yolda giderken bir yandan da Üçüzlerle konuşuyorduk.

"Aman enişte dikkat et bizim kız arabayı hor kullanır. Arada dur da şanzımanı kontrol et, yolda bırakmasın." dedi Alperen.

"Zırlama Alpi. Bir kere senin şanzıman ölükdü. Bana denk geldi, suçu bana yıktınız."

"Ablanıza laf etmeyin bakayım. Tamam direksiyona geçtiğinden beri götümü sıkmaktan kaskatı kesilmiş olabilirim ama-"

"Doruuuk?!"

"Efendim canım?"

"Bak şurası şarampol ha, ona göre."

"Beyler ben sizi mola verince arayayım. Dua edin de gelemeden ölmeyeyim."

Kahkahalar patlak verince Hilal yargı modunu açtı.

"Gelince mangalı yakmayan Ermeni."

"Yaa, off! Hep bize kilitliyorsun ya." dediler hep bir ağızdan.

"Mangalı yakın dedim. Etler benden, Allah'ın cimrileri."

"..."

"Ben sizden daha uyuşuğunu görmedim. Allah cezanızı vermesin. Hadi oyalamayın beni görüşürüz."

"Hadi hayırlı yolculuklar size."

Eve geldiğimizde Hilal kendini yatağa atmıştı. Biz de karışmadık dinlensin diye.

"Eee enişte anlat bakalım biz yokken neler oldu?"

"Yani olaylara az çok hakimsiniz. Sakatlandım, sürecim çıkmaza girdi. Ama bu demek değildir ki ne işim ne aşkım bitti. Hala aynı Dorukhan var yani. Ameliyat var biliyorsunuz. Onun için güçlü durmaya gayret ediyoruz. Sağ salim çıktığında güzel haberler vereceğim ona."

Olayların belli bir kısmını görmemeleri normaldi çünkü sosyal medyaya bir süre ara vermiştim. Bu süre taraftarı ve fanlarımı meraklandırmıştı tabi.

Daha iyi döneceğim için sorun yoktu. Sadece kendime ve müstakbel karıma yönelmiştim.

Şu ameliyat bir bitsindi.

...

"Neşe dur kız saçım bozulacak."

"Aşkım ameliyata girerken bunu düşünmen akıl sağlığını ortaya koyuyor gerçekten." dedi gülmekten yarılarak.

"Ayy şimdi bitecek değil mi tüm bunlar?"

"Eveeeettt!"

"Allah'ın izniyle sağ salim çıkacak inşallah güzel kızım benim." dedi annem.

Aşk kadın şimdi yalan yok.

Güzelimi ameliyathaneye yolcu ettikten sonra oturup beklemeye başladık.

Çok sürmeyecekti ama inşallah sonu güzel olacaktı.

Hakim Bakış Açısı - Ameliyathane

Büyük umutların bekleyişi Hilal'in çıkışıyla son bulacaktı. Ama nerdeeee..

Ameliyatın kısa sürmesi beklenirken aniden gelen takviye kanın gerekliliği herkesi paniğe soktu.

İlaçlar ve çalışma temposu Hilal'in kan değerlerine yansımış olacak ki bu ihtiyaç ortaya çıktı.

"Arkadaşlar kan merkezine bilgilendirme yapalım, acil. AB Rh negatif kana ihtiyacımız var."

Bu grubun nadirliğini hepimiz biliriz. Paniğin asıl sebebi de bu kanın kimde olduğuydu.

"Tamam kardeşim yakınlardan herkese haber saldık. Bulunur elbet, sıkma canını Hilal güçlü kızdır. Bunda mı yıkılacak?" diyerek Dorukhan'ın sırtını sıvazladı Necip.

"Abi benimkini versinler olmaz mı? Benimki de 0 negatif. Uyuyor işte! Hemşire hanım siz bir şey söyleyin, benimki uyar değil mi?"

"Oğlum saçmalama seninki nasıl uyacak?!"

"Ya ne demek değil? Benim içerde canım gidiyor. Hemşire hanım lütfen benimkine de bakın."

"Eğer negatif değilse alamam beyefendi. Ama sizi de test edebiliriz. Beni takip edin."

Dorukhan hemşireden aldığı umutla yerinden sıçrayıp kan merkezine doğru yarım koşuyla ilerledi.

Görevliler damar yolunu açıp test icin gereken kanı aldılar ve bekleyiş sürdü. Meraklı gözlerle etrafa bakan Dorukhan'ı sevindiren şey hemşirenin onay haberiydi.

Kanından vereceği sevdiğiyse ameliyat masasında baygınlığını sürdürmekteydi.

Hilal'den

Çok çalkantılı bir vakit geçiyor.

Annemi görüyorum. Onu sakın yalnız bırakma diyor. Doruk için mi babam için mi diyor bilmiyorum. Ama bunun bir önemi var mı bunu da bilmiyorum.

Ne haldeyim, toparlanabilir miyim bilmiyorum. Bu bilinmezlik can yakıcı. Gaipten bir ses mi duyuyorum ne? Çevremde birkaç kişi koşturuyor. Ama neden bilmiyorum.

Ne kadar çok bilmiyormuşum. Hayatım belki bir damla kana bağlı değil ama yine de benim için bırakın damlayı, torba torba bulacak insanlar var kapının ardında.

Acaba Doruk çok korkmuş mudur koşturanları görünce? Ah benim minik kuşum, yüreği pır pırdır şimdi. Gönül ister ki şuradan kalkıp gideyim yanına. Gücüm olsa keşke. Biraz fazla uyuşuk bedenim. E ben de uyuşuğum ya zaten.

O koşturan takım dönüyor görev yerine. Aranan kan bulunmuş ha sanki.

Hadi gidin de ne oluyor orada görün.

Hakim Bakış Açısı 

"Oldu abi oldu." diye sıçraya sıçraya geldi Dorukhan.

Şimdi sadece beklemek kalıyordu meraklı gruba.

Hilal hepsinden soyut olarak gördüğü rüyalarla geçiriyordu vaktini.

Tüm sevdikleri bir araya toplanmış ve bir mesafeden onlara doğru gelmesini bekliyorlardı.

Fakat adım attıkça aralarındaki mesafe değişmiyordu. Sağa sola koşup ilerlemeye çalışsa da sonuç aynıydı. Ardından omzuna bir el dokundu.

ooooops gacılars naber

evet asirlardir yokuz ve biraz acisini cikaralim

kolay seyler  yasamadik

bu arada finale de çok bir sey kalmadi

bir interactive yazmak istiyorum o yuzden yakin zamanda bir duyuruyla gelebilirim

haberiniz olsun askimsular

Pelo yengemiz Hilal'den level olarak 40 fırın ekmek seviyesinde dusuktur tsk

delight • Dorukhan ToközHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin