11- (~ TANIŞMA 2 ~)

16.4K 427 27
                                    

Pars yerde yatan Mert'e baktığında bakışlarını hızla yukarı kaydırdı. Pencerede Sara'yı görmeyince gözlerini yumarak havayı soludu. Ona ne olduğu anlamak için koşarak depoya girdi. Sara Demir'in son anda kolundan sıkıca kavramasıyla kurtulmuştu. Minnet dolu bakışlarıyla Demir'e baktı. Yaşadığı şokun etkisiyle hafiften başı dönünce tökezledi. Pars Sara'nın bu halini görünce silahını beline koyarak hızlı adımlarla yanına gitti. Titreyen ellerini tutup buz kesilen tenine dokunduğunda Sara irkilerek yaşlı gözlerle ona baktı. Pars Sara'yı sakinleştirmek için tebessüm etti.

"Buradayım." Fakat Sara etrafındakilerin sesini uğultulu duymaya başlamıştı. Pars yüzünü elleri arasına aldı ve gözlerinin içine baktı.

"Geçti."

Sara Pars'ın dudak hareketlerine bakarak ne dediğini anlamaya çalışıyordu. Duyduğu tek uğultuda kaybolunca kendisini Pars'ın kollarına bıraktı. Pars Sara'yı hafifçe yere doğru yatırırken başını dizlerinin üstüne koydu. Başını yan tarafa çevirdiğinde Sara yavaş yavaş kendisine gelmeye başlıyordu. Pars yürüyemeyeceğini anlayınca kucağına alarak arabaya kadar taşıdı. Arabanın ön koltuğuna oturttuğunda Sara tamamen kendisine gelmişti. Pars,"İyi misin?" diye sorduğunda içindeki telaş bakışlarına yansımıştı. Sara başını tutarak,"Evet." dediğinde yan koltuğuna binerek aramayı malikaneye doğru sürmeye başladı.
Malikaneye geldiklerinde Sara arabadan inmeden önce yol boyu içini kemiren o soruyu sordu.

"Mert ona ne oldu? " Pars, Mert'i sormasına sinirlenmişti ama belli etmemeye çalıştı. "İkinci kattan düştüğü ve Demir'in sadece eline sıktığı için çok şanslı."

"Peki Azra? Ondan haber var mı ?"

"Yok ama Mert'in elimizde olduğunu öğrendiğinde ortaya çıkar merak etme."

"Peki abim..."

"Güvendeler. Adamlarım takip ediyor."

" Teşekkür ederim."

Pars bir şey demeden arabadan indiğinde Sara ilk defa ona karşı minnet duymuştu. Sonuçta onu abisinin canıyla tehdit ederek zorla tutuyordu. Şimdi ise abisini koruduğunu söylemesi Sara'nın kafasını karıştırmıştı ama bu karışıklık kısa sürdü. Sonuçta abisine bir şey olsa Sara'yı burada tutamazdı. Bu yüzden abisini de korumuştu. Malikaneye girdiklerinde büyük salonda daha önce görmediği bir kadın ve bir adamla göz göze geldi. Koltukta oturan sarı saçlı, yeşil gözlü zarif kadın hemen ayağa kalkarak Sara'nın yanına geldiğinde Sara kadının güzelliğinden gözlerini alamamıştı.

"Merhaba ben Alev." dedi içten bir gülümsemeyle elini uzatarak.

Sara'da uzattığı elini sıkarak, "Merhaba ben de Sara." dedi aynı içtenlikle. Bunun üzerine Alev koltukta oturan Kerem'i işaret ederek, "Pars'ın Abisi Kerem. Bende onun nişanlısıyım."diyerek ekledi.

"Merhaba desene Keremciğim." diyerek sertçe gülümsedi Alev.

"Merhaba." dediğinde Kerem'in memnun olmadığı her halinden belliydi.

"Merhaba." dedi Sara. İçinden 'Pars'ın kardeşi olduğu ne kadar belli. Ailecek konuşma sorunları var.' diye geçirdi.

Sara yaşadıklarından sonra tanışma faslını kısa tutarak dinlenmek için kaldığı odaya çıktı. Yatağa uzandığında gözlerini yumarak yaşadıklarının bir rüya olmasını diledi. Lakin sızlayan bilekleri kısa sürede onu gerçek hayata döndürdü. Sızlayan ve moraran bileklerini sıvazlarken Pars'ı ve bugün kendisi için yaptıklarını düşündü. Pars'ın artık onu burda dava gününe kadar tutsak ettiğini düşünmüyordu. Pars'ında dediği gibi dava gününe kadar kendisinin can güvenliğini sağlamaya çalışıyordu ama son yaşananlardan sonra pekte faydalı olamamıştı. Düşünceleri uyumasına izin vermeyince temiz hava almak için odasında bulunan küçük balkona çıktı. Gökyüzüne baktığında yıldızları daha önce bu kadar net ve çok görmediğini düşündü. Adeta büyülenmişti. Neredeyse gecenin rengine bürünmüş denize baktığında ise bahçedeki çardakta oturan Pars ve diğerlerini gördü.

Görünürde dört arkadaşın bir araya gelerek sohbet ettiği düşünülürdü. Fakat durum çok daha farklıydı. Masada oturan bu dört kişi Türkiye'nin ve İspanya'nın önde gelen mafya ailelerinin birey üyeleriydi. Masadada dört sıradan arkadaşın konuşacağı şeyler değil ölüm kalım meseleleri konuşuluyordu. Sara tek elini masaya koymuş Pars'a dikkatlice baktı. Diğerlerinin dediklerini dinlemiyor gibiydi. Gözlerinin içine bakınca insanın içini ürperten soğuk ve duygusuz bakışlarını masaya sabitlemişti. Yanına yaklaşanı bir girdap gibi karanlığına çekiyor şimdide karanlığına çektiği Sara'yı nasıl kurtaracağını düşünüyordu.

Sara bakışlarını Pars'tan kaşlarını çatık elini yumruk yapmış Kerem'e kaydırdı. Sinirlendiği her halinden belli oluyordu. Yumruğunu masaya doğru vurduğunda Alev  bir eliyle yumruğunu masaya koyduğu elini tutuyor. Diğer eliylede sakinleşmesi için sırtını sıvazlıyordu. Bu sefer bakışların iki Demir'e kaydırdığında Demir'in rahat tavırları ve güleş yüzünün yerine telaşlı ve kaygılı tavırları hakimdi. Yanlarına Demir'in sağ kolu Kemal, Pars'ın sağ kolu Emre gelince Pars,Kerem ve Demir masadan kalkarak onları bekleyen arabaya doğru yürümeye başladılar. Alev ise tek başına kaldığı için malikaneye girmişti. Pars arkasını dönüp Sara'nın olduğu yere bakınca Sara omuzlarına aldığı şala sarılarak içeri girdi. Koltuğa uzanarak gözlerini kapattığında anında Mert'in yüzü gözünün önüne geliyordu. Hızla gözlerini açtı. Koltuğa iyice sinerek şalına iyice sarıldığında  kapısının çakmasıyla irkilerek ayağa kalktı.

KARANLIK +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin