Bölüm 1; Ortaklık

1K 156 149
                                    

Evet söz verdiğim gibi ben geldim. Hem de sınır geçilir geçilmez yazmaya başlayarak ehehe.

Neyse uzatmadan sınır koymaya devam bildiğiniz gibi bu sayede yazma hevesim artıyor. +50 ve +80 yorum canlarım. Böyle devam ederse günde bir bölüm yazarım ;)
🗡

Kafamın içinde tükenmez kalemle yazılmaya başlayan düşünceler bazı olacakların görüntüsünü zihnimde canlandırırken derin bir iç çekmiştim. Bana verilen rahatsızlık kalbimin sıkışmasına neden oluyordu. O kadar bunaltıcı bir durumun içindeydim ki bulunduğum ortam bile beni içine çekiyormuş gibi hissettiriyordu.

Polis merkezinde hızlı ve sert adımlarla uzun ama dar koridorda ilerlerken boyunun avantajı nedeniyle birkaç saniyenin sonunda yanıma ulaşan iri beden  gözlerini açarak şaşkınlıkla konuşmuştu.

"Hey, orada soramadım ama ne için ortak olduk? Senin çözemediğin hiçbir dava olmamıştı şu ana kadar ve birdenbire aynı davaya ortak olarak atanmak biraz garip geliyor." dediğinde uzun koridorun sonundaki bana ait olan odanın kapısını açıp sinirimi içime atmaya çalışarak onu içeriye geçmesi için hareket yaptım.

İçeri geçtikten sonra tek kaşı kalkmış, dudakları düz çizgi almış iri bedeni ciddiyetle bana bakarken sıkkın bir nefes verip kapının karşısındaki masama ilerleyip rahatsız bir şekilde sandalyeme oturdum ve masanın kenarında duran kalın dosyayı masanın karşısında ayakta bekleyen Jungkook'un önüne doğru iterek konuşmaya başladım.

"Hiç duydun mu bilmiyorum ama 3 ay önce bir cinayet ihbarı geldi. İhbar eden kişi araçla Seul'den Ilsan'a giden bir sivilmiş. Soruşturmasında garip bir duruma rastlanmadığı için serbest bırakılmıştı. Her neyse bundan sonra bu cinayetlerin sayısı artmaya başladı ve dava bir seri cinayet davasına döndü."

Masamın yan tarafında kalan sandalyelerden birine kendini rahatça atıp beni umursamadan bacaklarını genişçe iki yana ayırmış ve tek kolunu sandalyenin arkasına atmış diğer eliyle de kalın dosyayı eline alıp yüz hizasında tutarken hem dosyayı inceliyor hem de beni dinliyordu. Sözlerim bittiğinde elini çene kemiğine koyup iki kez kaşıdıktan sonra düşünceli bir sesle konuştu.

"Bu cinayetlerin aynı kişi tarafından yapıldığını nereden anladınız?" dediğinde elinde duran dosyayı oturduğum sandalyeden kalkıp alırken onun karşısındaki sandalyeye yerleşmiş ve onun gibi bacaklarımı rahatça iki yana açıp bedenimi onun sandalyesine yaslanmasının aksine öne doğru bırakmıştım. Bu hareketimle birlikte tek kaşını kaldırarak bakışları birkaç saniye yüzümde daha sonra da uzun bir süre vücudumda oyalandı.

Bakışlarını görsem bile umursamadan sadece gözlerimi devirerek bakışlarını benden çekmesini beklemeden elimdeki dosyayı ortamızda duran küçük siyah sehpaya bırakarak elimle dosyanın ikinci sayfasındaki resimleri işaret ederek tekrar ona baktığımda yüzünde muzip bir sırıtışla gördüğüme ve o şekilde bana dikkatle baktığına yemin edebilirdim ama bu benim ona bakacağımı anlamış gibi silindiğinde gözlerimin bu kadar keskin ve dikkatli olmasına dua ettim. Yoksa gerçek anlamda hayal gördüğümü düşünebilirdim bir an için.

Boğazımı sertçe temizleyip dikkatini dosyaya çekmeye çalışırken elimi yumruk yapıp sayfaya ses çıkartarak vurduktan sonra dosyayı ikimizin görebileceği şekilde ortaya doğru çevirdim ve ilk cinayetten başlayıp son cinayete kadar olan aynı yerleri ve seri katilin tekniklerini ona anlatmaya başladım.

"Seri katil 20 - 25 yaş arası erkekleri seçiyor, öldürmek için mekan fark etmiyor, boyunlarına bıçakla üçer darbe atıyor, ölümcül veya değil eğlenme şekline göre değişiyor. Sol göğüslerinin altına ölümcül yara bırakıyor. Öldürmeden önce kurbanların yüzüne dokunmuyor ama vücutlarına şiddet uyguluyor. Erkekleri ereksiyon haline getirdikten sonra karın kaslarının altına özel bölgesinin üstüne kullandığı cinayet silahını derin çizgiler çizerek çiziyor ve çizdiği kısımların kanını çekerek öldürüyor."

Crime Scene - KookMin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin