6

340 37 13
                                    

Pazartesi sabahı Baekhyun bir kez daha Park'ların San Francisco'daki ofisinde koşturuyordu. Bu sefer Chanyeol' de beklemedeydi. Sabırsızlıkla ayağım yere vurdu. Zaten az olan sabrı da git gide tükeniyordu. Eğer lütfedip onay verirse işe koyulacaktı.

Ayağını yere vurması asistanin dikkatini çekti. "Çok gecikmeyecektir." Dedi anlayışlı bir ifade ile. "Biraz önce hattaki meşgul ışığının söndüğünü gördüm, eminim en kısa sürede gelecektir."

Baekhyun önce saatine sonra da kapıya öfkeyle baktı. Kırk dakika gecikmişti. "Her zaman diğer insanların zamanından çalacak kadar saygısız mıdır?"

" Eminin dünyanın senin etrafında döndüğü fikri, kaçınılmaz bir şekilde kendi zamanının diğerlerinkinden daha değerli olduğunu düşündürüyordun Ama ben-"

Asistanin gözlerinin sağ tarafa doğru kaymasıyla cümlesini yarıda kesti. Ah hayır.
Arkasını döndü ve Chanyeol'ü kapıya yaslanırken gördü, son derece rahat bir pozisyondaydı. "Per favore." Diye mırıldandı.
"Devam et. Benim hakkımda gerçekten ne düşündüğünü bilmeye can atıyorum."

Baekhyun, bakışlarını aşağı kaydırdı. Her şeyi berbat etmiş olabileceği fikri benliğini sardı. "Ben sadece içimi döküyordum. Senin ofiste olman gerekiyordu. Gizlice etrafla dolaşman değil. "

"Saat yediden beri çalışıyorum. Lavaboya gitmem gerekti."

Baekhyun ayağa kalktı bu burnu büyük, kibirli tavrı hoş görmeyi reddediyordu. "Eğer bunu bir yarış haline getireceksek ben sabah beşten beri ayaktayım."

Chanyeol'ün gözleri parladı. "Getirmeyecektim ama sen beş yaşındaymış gibi davranıyorsun." Asistani sanki televizyonda bir program izler gibi ikisini izliyordu.
Chanyeol başı ile ofisini işaret etti. "Başlayalım mı?"

Baekhyun dosyalarını aldı ve onu takip etti, dosyaları pencerenin yanındaki yuvarlak masanın üzerine koydu. Grafik tasanmcı genel konsept ve etkinliğin görsel sunumlarında harika bir iş çıkarmıştı. "Gezimizde," diye başladı. "Sen karmaşadan ve şarabın özgünlüğün kimyaya dayandığından bahsettin. Şarap üreticilerinin yaptığı tercihlerden, mayalanmayı doğal sürece bırakmak ve müdahale etmek arasında yaptığınız seçimlerden söz ettin. Farklı çeşitlerin yıllanma sürecinden, birinin diğerine göre miktarının farklılık gösterdiğinden."

Chanyeol başı ile onayladı.

"Konsepti kimya üzerine kurmaya karar verdim. Bunun bir tema olarak nasıl kullanılabileceği üzerinde çalıştım. Ve bu fikirlerle geldim." Taslaklardan birini gösterdi, "öncelikli nokta davet, konuklar PW'nin Devil s Peak tanıtımında eşlerine aşık olmaya davet ediliyorlar." Sayfayı çevirdi.
"Partiye geldiklerinde ellerine bilgisayarda hazırlanmış kimya çıktısı verilecek. Partiye katılan benzer fikirde olan diğer konuklardan biri ile uyuşması sağlanacak. Bu iş ile ilgi bir eşleşme de olabilir, romantik bir durum da. Etkinlik boyunca kiminle eşleştiklerini bulmaya ve nerede olduğunu keşfetmeye çalışacaklar."

Chanyeol tek kaşını kaldırdı. "Ya sıkıcı, hayal gücünden yoksun, zahmete bile girmeyecek tiplerse?"

Diğer sayfayı çevirdi ve Park Wine'ın Toskana' daki üzüm bağlarından birinin fotoğrafını gösterdi. "Onları harekete geçireceğiz. İtalya'ya bir seyahat gibi muhteşem ödüllerle motive edeceğiz. Ama sadece parti şuasında eşlerini bulabilir ve tanıştıklarını kanıtlarlarsa"

Chanyeol şüpheyle baktı. "Devam et."

Bir diğer sayfayı çevirdi. "Etkinlikte olacak her şey kimya bileşenleri ile ilgili olacak. Dekor, müzik, hediye paketleri, barda konukların kendilerine en uygun PW şarabını bulmaları için bir test olacak. Hediye poşetleri her bir elemente özel olarak tasarlandı. Son olarak şarap tadımı yapıp, büyük bir etki yaratmak için havai fişek gösterisi ile geceyi noktalayacağız."

time bomp-ChanbaekDonde viven las historias. Descúbrelo ahora