8

273 39 15
                                    

Chanyeol üzüm bağına saat ikide geri döndü ve doğruca başka bir toplantıya girdi. Baekhyun saat üçü çeyrek geçe adamlardan birinin ayrıldığını görünceye kadar bekledi. Onaylanması gereken işlerin dosyaları koltuğunu altına aldı ve kararlı adımlarla Chanyeol'ün yanına doğru gitti. Chanyeol'ün ofisine giden görkemli koridorun sonunda kapalı bir kapı ile karşılaştı. Kapıyı vurdu, tokmağa uzandı. Yujin elini kaldırdı. "Bence onu-"

"Rahatsız etme." Diye bitirdi Baekhyun. "Biliyorum." Kapı koluna uzandı ve kapıyı ardına kadar açtı. Bacaklarını kavgaya hazırlanır gibi iki yana ayırdı. "Bu sefer bekçi köpeklerin beni durduramayacak,bunları onaylamana-"
Pencere kenarında oturan iki adama ona bakıyordu. İkinci kez kontrol etti. Sadece bir tanesi gitmişti. "Be-ben" Diye mırıldandı.
"Bitirdiğinizi zannettim. "

Odada sessizlik hakimdi. Chanyeol hiçbir şey söylemeden ona baktı. Muhteşem yeşil gözlerindeçelik gibi soğuk bir ifade vardı. "Neredeyse bitiriyoruz. " Dedi kısık bir sesle. "Oturma odasında bekler inisin lütfen?"

Baekhyun odadan çıktı. Bu sefer başı belada olabilirdi ama umursamadı. Chanyeol imkansız biriydi ve onun da işini yapması gerekiyordu. Kapıyı kapattı ve oturma odası yerine mutfağa yöneldi. Bu onun küçük isyanıydı. Chanyeol'ün ona emir vermesini reddediyordu.
"Limonata." Diye fısıldadı.

Yujin meraklı gözlerle bakıyordu. "Başın belada mı?"

"öyle söyleyebiliriz." Buzdolabından karton sütü aldı ve bir bardağa doldurdu.
"Herhangi bir tavsiyen var mı?"

" Normalde yumuşak tarafinı bul derdim ama bugünlerde. Başını eğ."

*

Chanyeol on dakika sonra onu bulmaya geldiğinde, bu Baekhyun'un kesinlikle yapmadığı bir şeydi.
"Sen." Dedi öfkeyle.
"Hemen ofisime."

Baekhyun onu sessizce takip etti ve Chanyeol kapıyı çarparak kapattı. "Toplantımın ortasına dalarak ne yaptığını zannediyorsun?"

"Bitirdiniz sanmıştım, devam ettiğinizi bilmiyordum. Özür dilerim."

" Sana yanına geleceğimi söyledim."

Baekhyun limonatayı masaya bıraktı. "Ortadan kaybolup duruyorsun Chanyeol. Bariz bir şekilde programın gerisindeyiz. Dün Suho yemek şirketi için onay bekledi, benim bu röportaj listesi için onayına ihtiyacım var. Ya da bu etkinlik için bire bir basın görüşmesi yapmayalım."

" Basının cam cehenneme!" Diye bağırdı Chanyeol.
Baekhyun bir adım geri gitti. "Bekleyebilirler. "

Chanyeol'ün sert ifadesi karşısında, karnına bir sancı girdi. "Bağırmana gerek yok. "Diye mırıldandı.
"Ve bekleyemezler Chanyeol eğer bu etkinliğin başarılı olmasını istiyorsan, onlara ihtiyacın var. "

"Ne düşünüyorsun Baekhyun? Başarılı olmak istemediğim için mi yirmi dört saat çalışıyorum."
Bir adım daha yaklaştı.
Baekhyun'un kalbi onun öfkesi karşısında yerinden fırlayacakmış gibi atmaya başladı. Birden geçmişi hatırladı, yine böyle büyük bir odada böyle sinirli bir adamla birlikteydi
Adam üzerine eğilmişti, elleri Baekhyun'un bedenindeydi. Güçlükle nefes aldı. Bu Chanyeol, o adam değil diye hatırlattı kendine. Tekrar nefes aldı.

Chanyeol sinirle "Emirlerime karşı gelmeyi bırakmanı ve ne söylediklerimi yapmanı istiyorum çünkü sınıra çok yaklaştın hem de çok."

Baekhyun terslendi. "Hangi sınır?" diye sordu.

"Yaratıcı fikirlerin farklılığı, seni kovacağım yer. "

"Beni kovmak mı?"
Üzerindeki gerginliği atmasını sağlayan yüksek sesli bir kahkaha attı. "Keşke beni kovsan, sen tam bir baş belasısın. "

time bomp-ChanbaekWhere stories live. Discover now