19

303 38 15
                                    

Sehun öne doğru eğildi ve kollarını masanın üzerine uzattı. "Dinliyoruz seni."

"The Devil s Peak hala harika bir şarap. Black Cellar Select ne yaparsa yapsın o da iyi gidecek. Onu sonbahar kampanyasına bırakalım, ama başlangıcımız ve esas yolumuz Meleklerin Payı olmalı."

Sehun ona dikkatlice baktı. "Üzerinde çalıştığın Malbec mi?'

" Evet.' Ayağa kalktı ve büfeye doğru yürüdü. 'Bu," dedi, şişeye konferans büfesinin üstüne koyarken, 'Şarap Park Wine'ı ülkenin en ünlüsü yapacak."

Jongdae'nin yüzü kıpkırmızı olmuştu. "Bir Malbec mi?" diye sertçe söylendi babası.
"Bir Malbec PW şaraplarının yıldızı olabileceğini mi düşünüyorsun?"

Chanyeol omuzlarını devirdi ve odaklanmaya çalıştı. Laptopının ekranını açıp hazırladığı sunumu duvara yansıttı. "Napa şarap üreticileri son birkaç yıldır Malbec le ilgileniyorlar diğerlerinden daha fazla hem de. California topraklarında çok güzel işler başarıyorlar."

"Bu gerçek üzüm değil," dedi Jongdae alaycı bir şekilde.
"Napa bağlarımızın geleceğini buna mı yatırmamı bekliyorsun?"

En küçük kardeşleri çenesini ovuşturdu. "Malbecs i severim. Etraflarında bir sürü dedikodu dönüyor. Peki ya Syrah ne olacak?
Bazıları California yı gelecekte onların yöneteceğini söylüyor."

Chanyeol başını salladı. "Yükseliyorlar. Ama ben oyumu Malbecs ten yana kullanırım."

Sehun ona uzun bir bakış fırlattı. "Ravi hazır olduğunu mu düşünüyor?"

Chanyeol başını salladı.

"Jihoon bunu da çalmış olabilir mi?"

" Meleklerin Payı için sadece ben, Rabi ve bir kaç kişi işin içindeydik. Bunun hakkında hiçbir fikri olamaz."

Jongdae ayağa fırladı. "Sen aklını mı kaçırdın Chanyeol?"

Sehun şişeyi göstererek, "Denemek istiyorum" dedi.

"Bende öyle. " Dedi küçük olanları.

Chanyeol büfeden üç bardak alıp hepsine uzattı. Onlar şarabı denerken nefesini tuttu. Sehun ifadesini koruyordu. Küçük olan açık ve meraklıydı. Jongdae'nin ki ise çileden çıkmak üzereydi.
İlk bardağım indiren Sehun oldu. Jongdae'ye doğru saygılı bir şekilde döndü. Babası küçümseyen bakışlarla bardağı uzaklaştırdı. "Beğenmedim."

Chanyeol dona kaldı." Nesini beğenmedin?"

Yaşlı adam omuz silkti. 'Bana hitap etmiyor."

"Bu, sana hitap mı etmiyor? " Chanyeol babasına doğru gitti ve şarap bardağını ona uzattı. "Bu şimdiye kadar yarattığımız en iyi şaraplardan biri. Söyle bana, "diye bağırdı, "Nesini beğenmedin?"

Jongdae bardağı uzaklaştırdı. "Bu şarap bizim ürünümüz değil. Bunun yerine Devil s Peak kullanacağız. Bu eski İtalya değil."

Chanyeol'ün kafasındaki basınç patlayıcı bir seviyeye yükseldi. "Kuzey Amerika pazarında sesimizi duyurmak istiyorsak yeni şaraplara ihtiyacımız var ve bu üzüm, bu şarap büyük yankı uyandıracak."

Babası ayağa kalktı ve karşısında dikildi. "Bana saygısızlık etme, Chanyeol," diye gürledi.

"Ben mi sana saygısızlık ettim? "
Chanyeol ona inanmayan gözlerle baktı.
"Bu şirkete katıldığımdan beri sen bana saygısızlık etmekten başka bir şey yapmadın. Sehun'u seçerek bana mücadele etme şansı bile vermedin ve Napa da başardığım şey için beni takdir bile etmedin. Bu yüzden bana saygıdan bahsetme."

time bomp-ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin