17

346 34 10
                                    

Baekhyun kucakta taşındığı için umutsuzca memnun olmuştu çünkü bacaklarının onu taşımayacağından fena halde endişeliydi.
Karanlıkta, sessiz evin içinde Chanyeol'ün üst katta koridor sonundaki havadar ana yatak odasına gittiler. Oda karanlıktı, içeriyi aydınlatan tek şey  penceren sızan ayın ışığıydı.

Chanyeol onu dört köşesi direkli büyük yatağa oturttu ve ışığı yaktı. Bakışlarını Chanyeol'ün yüzüne kaydırdı.

Chanyeol sadece kaslı vücuduyla alakalı olmayan tüm varlığıyla hissettirdiği bir güç yayıyordu. Sanki onun dokunduğu herkes ya da her şey korunuyordu. Kirpiklerini indirdi. Herkes bunu isteyebilirdi. Biri buna sahip olacağına inanırsa bu sarhoş edici duyguyu yaşayabilirdi.

Chanyeol yüzünü avuçlarının içine aldı. "Ne oldu?"

Bu aptalca düşüncenin etkisinden kurtulmak için başını salladı.

"Tek bir gece, Baek. Var olanın tadını çıkar."
" Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez."

Bunu şimdiye kadar yaşadıklarından öğrenmemiş miydi? Parmaklarını Chanyeol'ün gömleğinin en üst düğmesine götürüp, "Üzerinde çok fazla kıyafet var." dedi yumuşakça.

"Ne yapmalıyız şimdi?"

" Bunu." Gömleğinin ilk düğmesini açıp, İkincisine uzandı.

Birinin gömleğini çıkarmanın nasıl bu kadar tahrik edici olabileceğini merak ederek, Chanyeol Baekhyun'un kontrolü ele almasına izin verdi.

Baekhyun gömleğin bütün düğmeleri açıp, omuzlarından aşağıya doğru kaydırıp, gömleği yere bıraktı. Güzelliği karşısında midesinin kasıldığını hissetti. Bedeni bir sanat eseriydi, güneşin altında uzun saatler boyu çalışmasından kaynaklı bronzlaşmış, ağzının suyunu akıtan kaslarıyla.

Dudaklarını, pürüzsüz, lezzetli kaslarının üzerinde gezdirdi. Dilini göğüs uçlarında gezdirerek bir oyun başlattı. Chanyeol'ün iç çekişi onu gülümsetti. "Yoksa erojen noktalarından biri mi?"

" Böyle birçok yer var."

Kemerine uzandı ve onu çıkarmaya başladı, aşağı indirip parmakları Chanyeol'ün tahrik olmuş erkekliğine değince içindeki her noktanın kasıldığını hissetti. Odaklan, dedi kendine. Pantolonunu uzun bacaklarından aşağı kaydırdı. Onun güzelliği benliğini sardı ve nefesini kesti. Baldırları veya kalçasında bir gram fazladan yağ yoktu, mükemmel kaslıydı. Baekhyun bakışlarını yukarı kaydırdı. Kesinlikle hayal kırıklığına uğramayacaktı.

Chanyeol bir elini beline koyarak onu kendine çekti. Her kemiğini eritecek bir şekilde onu öptü. Tanrım, bu adam gerçekten öpüşmeyi iyi biliyordu.
"Bu senin gizli silahın değil mi?" diye mırıldandı.

Chanyeol dudaklarını onunkilerden uzaklaştırıp onu etrafında döndürürken. "Ne?" Fermuarının açıldığını işitti.

"Öpüşmen." Kıyafeti sessizlikle yere indi.

" Onlardan hoşlandın mı? " diye sordu, onlardan bir tanesini kürek kemiğine bırakırken.

"Onlardan hoşlandım." Baekhyun'un sırtından aşağıya doğru öpücüklerine devam etti, her bir santimetresine saygısını göstererek.
Baekhyun, sırtının hiçbir zaman bu kadar zevk verebileceğini düşünmemişti ama Chanyeol'ün ona taptığı şekilde daha seksi olabilecek bir şey hayal edemedi.

Sırada ayakkabıları vardı. Ayaklarla arası iyiydi, bunu hatırladı ve Chanyeol de onu hayal kırıklığına uğratmadı. "Ah."
Diğer ayağını da ona uzatarak ayakkabısını çıkarmasını bekledi. Chanyeol durdu. Baekhyun onu göğsünden iterek yatağın kenarına gelene dek iteledi. Son bir hamleyle oturmasını sağladı. "Sen her erkeğin fantezisisin, Byun Baekhyun."

time bomp-ChanbaekWhere stories live. Discover now