(2) Aşkın En Çirkin Olanı.

306K 21.8K 40.8K
                                    


Bige.

"Bazen büyük mutluluklar büyük felaketlerin arkasına gizlenir. Birinin kahrını çekmeden diğerinin güzelliğini göremezsin."

Bir saat önce üzerimde bir gelinlik vardı, hayallerim vardı ve gelinlikle o hayallerin içinde mutluydum. Şimdi ise gelinliğim bir köşeye atılmıştı, hayallerim yıkılmıştı ve bir enkazın altında kalarak ne yapacağımı düşünüyordum. Ben şimdi ne yapacağım? Ne yapmalıyım? Her şey o kadar karışık ve anlamsızdı ki içine çekildiğim bu karmaşanın içinde çıkamıyorum. Ortada tek bir adam ama iki kadın vardı. İkisiyle de evli bir adam odamda, tam karşımdaydı. Gözlerimin içine yoğun bir aşkla bakıyor, elimdeki silahı sorguluyordu.

Benimde sorularım vardı hem de onun sorularından çok daha büyük ve ağır sorular. Alacağım cevaplar bugün kaderimizi belirleyip bize yön verecekti. Belki de istediğim cevaplar bugün yollarımızı ayıracaktı. Ya düşmanca bir ayrılık olacaktı ya da daha beteri. Fakat seçeneklerin arasında dostça veya medenice bir şeyler olmayacaktı. İki kişi arasında yaşanan bir ilişkinin içine üçüncü kişi dahil oluyorsa, o ilişkideki tüm saygı biterdi. Bugün bu odada çok şey yaşanacaktı, belki de bugün bu odada her şey bitecekti. Ağır kayıplar verilecek ve ikimizde kaybedecektik.

Oysaki ben çoktan kaybetmiştim değil mi?

Yaşayacağım şeylerin büyüklüğünden korkuyorum ama bunu yaşamam gerektiğini de biliyorum. Eğer ortada benim tarafımdan yapılmış bir yanlış varsa payıma düşen gözyaşını almalıyım. Evliliğim en büyük hatam olmaya başlamıştı. Çok mu hızlı karar verdim diye düşünüyorum. Evlenmek için fazla mı acele ettim? Kimse dört ayda tanıdığı biriyle evlenmezdi ama ben evlendim çünkü zamanlaması mükemmeldi. En son lisede erkek arkadaşım olmuştu. Ondan sonra yaşadığım körlükler çoğaldığı için kimse beni sevmedi.

O kadar çok geçici körlük yaşadım ki, üniversiteyi bitirmek benim için hiç kolay olmadı. Bazıları birkaç gün sürüyordu ama bazıları da birkaç ayı buluyordu. O süre boyunca hep karanlığı yaşardım. Kabartmalı harflere tutunur, koltuğumun altına sıkıştırdığım değneği açıp yolumu bulmaya çalışırdım. Taciz edilmişliğim de vardı akran zorbalığına uğramışlığımda. Hatta görmeyen gözlerim yüzünden çok daha fazlasını yaşamışlığım bile vardı. Anlatamayacağım kadar korkunç, atlatamayacağım kadar ağır şeyler. Şimdiki Bige'ye dönüşmem hiç kolay olmamıştı çünkü insanlar sizi en çok kusurlarınızdan vurur.

Kalıcı olarak kör olmadan da karanlığı yaşamaya başlamıştım aslında. Daha sonra gözlerimi tamamen yitirdim ve asırlar gibi gelen üç yıllık bir karanlıkta aralıksız kaldım. İşte bu adamın zamanlaması bu yüzden müthişti çünkü gözlerime yeni kavuştuğum bir dönemde çıkıp gelmişti. Koskoca bir yalnızlıktan sonra çıkıp gelmişti. Bana geldiğinde artık bir annem yoktu, ablam kayıptı, dedem hastaydı ve babam hayatla bağlarını koparmıştı. Yani birinin sevgisine en çok ihtiyacım olduğu bir dönemde çıkıp gelmişti. Bu yüzden çok kolay sevdim onu, bu yüzden çok kolay âşık oldum ve hiç düşünmeden evlilik teklifini kabul ettim. Ben aptal bir âşık değildim sadece onun zamanlaması fazla mükemmeldi.

Sanki bunun için seçilmiş gibiydim.

Silah tehdidiyle karşılaşmak Karun'u ya da Serhat'ı çaresiz bıraktığı için mecburen kapıyı kilitledi. Odanın içini işaret ettiğimde gösterdiğim yere doğru yürüyüp kapıdan uzaklaştı. Gözlerini elimdeki silahtan ayırmadan, "Bütün bunlar da ne demek oluyor?" diye sordu. Soru soracak kişi değil cevap verecek kişi olduğunun henüz farkında değildi.

"Cüzdanını ve telefonunu çıkartıp yatağın üzerine at," diyerek ona baktım. Bakışlarıyla bunu yapmayacağını haykırırken, "Nedenini söyle?" dedi inatçı bir tavırla. "Hiçbir açıklama yapmadan eline bir silah alıp beni tehdit edemezsin." Kızmaya başladığı için dişlerini sıkıp, "Bige kendine gel!" diye bana bağırınca ateş ederek onu kolundan vurdum. Bana bağıracak konumda değildi.

SAKA VE SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin