(19) Kırılmışsa Kanatları.

437K 22.3K 35.6K
                                    

Bölüm şarkısı: Another love(Tom Adell) Unstoppable (Sia)

"Beni usul usul terk et dediğinde ne demek istediğini anlamadım ama hızlıydı ondaki gidişim."

Elimde sıkıca tuttuğum kasap bıçağını kaldırıp tüm gücümle ete vururken sinirden deliye dönmüştüm. Karun Bey hazır buraya gelmişken Adana'daki dostlarını ziyaret etmeye gitmiş. Evet, korumalarından onu çağırmasını istediğimde bana aynen bunları söylemişlerdi! Dün bana ait evlerden birine taşıdığından beri apartmana giren çıkan belli değildi. Ne zaman pencereden kafamı uzatsam birileri kek börekle bizim binaya giriyordu. Sitedeki tüm kadınlar mı bekar Allah aşkına, neyin merakıydı bu? Karşı dairedeki zil sesleri dünden beri hiç susmadı. Sırf onun yüzünü görmemek için dışarı bile çıkmıyordum. Artık buraya taşındığı için ondan ne hesap sorarım ne de gitmesini isterim. Nasıl olsa ben ne söylersem söyleyeyim yine kendi bildiğini yapacaktı. Bu yüzden duruşmaya kalan dört günü sabırsızlıkla bekleyip duracağım. Onu boşadığımda bakalım yine karşı dairemde kalabilecek miydi?

"Kiraya zam yapayım da çıksın diyeceğim ama adam milyon dolarlık biri!" Satırı kaldırıp parçalamak ister gibi ete geçirdim. "O emlakçıya vekalet veren kafamı silkelesinler!"

"Bige," diyen büyükbabamın sesini duyunca kaşlarımı çatarak, "Sen hâlâ burada mısın?" diyerek elimdeki satırla üzerine yürüdüm. Biraz daha mutfakta ayağımın altında dolanırsa Karun'a olan öfkemi ondan çıkaracaktım. "Seni ekmek almaya göndermedim mi ben?"

Pencerenin yanına sinerek bana sırtını döndü ve kafasını perdenin altına soktu. "Beni kesersen babana evli olduğunu söylerim!" dediğinde sırtıyla bakışırken donup kaldım. Kesmek mi? Onu kesmek istediğimi de nereden çıkardı?

Onu daha fazla korkutmamak için durduğum yerde hiç kıpırdamadım. "Çıkar kafanı oradan devekuşu," diyerek sabırsızca onu beklemeye başladım. "Neden seni keseceğimi düşünüyorsun?"

Sırtıyla bakışırken inatla kafasını perdenin altından çıkarmadı. "Elinde bir satır var ve dünden beri birini öldürmekten bahsediyorsun," dediğinde başımı eğdim ve üzerimde duran mutfak önlüğüne baktım. Önlüğe kan sıçramıştı. Sağ elimde tuttuğum kanlı satırı da görünce gülmeye başladım. "Büyükbaba kocamı öldürmek varken seni ne yapayım?" dedim gülmelerimin arasından. "Çıkar hadi şu kafanı." Bu adam inanılır gibi değildi.

Nihayet kafasını perdenin altından çıkartıp bana doğru döndüğünde şaşkındı. "Yani bana kızgın değil misin?"

Fazla saf olduğu için göz devirir gibi ona bakmaya başladım. "Yapacağın hiçbir şey seni öldürmem için yeterli olmaz."

Suçlu çocuklar gibi gözlerini kaçırdı. "Balkondaki sandalyeyi kırmış olsam bile mi?" Çoktan kırdı, değil mi?

Omuz silktim. "Yenisini alırız."

"Menekşelerini de tokatladım," dediğinde ağzım bir karış açık bir şekilde ona baktım. Bunu görünce hemen savunmaya geçti. "Bana yaşlı dediler, gözlerimin önünde dedikodumu yapıyorlardı," dediğinde bu çiçek katili adam yüzünden kafamı duvardan duvara vurmak istiyordum.

Sinirden deliye dönmüş bir haldeyken ona gülümsemek için kendimi zorladım. "Ben konuşurum onlarla bir daha senin hakkında ileri geri konuşmazlar," dedim. Sakinleşmek için derin derin nefesler alıp içimden birden on üçe kadar sayıyordum. Çiçeklerimi öldürdü değil mi?

Sanki buradaki tek haklı oymuş gibi hızlıca başını salladı. "Konuş tabii menekşelerin dili çok uzadı." Hâlâ yaşıyorlarsa konuşurum tabii!

Bir, iki, üç, dört, beş, saymaya devam et Bige.

Kaşlarımı sorgularcasına yukarı kaldırıp, "Başka bilmem gereken bir şey var mı?" dediğimde duyacaklarımdan korkuyordum. Belki de elimdeki satırdan kurtularak onu dinlemeliydim. Pekâlâ, sakinleşmek için saymaya devam! Sanki işe yaramıyor gibiydi.

SAKA VE SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin