8

8.1K 706 64
                                    

Omega, koltuk altlarında hareket eden parmaklar içini kıpır kıpır yaparken kahkahalarla gülmeye başladı. Onun tatlı sesi alfayı daha da çok eğlendirirken parmaklarının hareketini hızlandırdı.

Omega katıla katıla gülmeye devam ederken eşinin uzun bacakları arasında kımıldanmaya başladı. Kollarını vücuduna bastırıyor, kendince alfayı engellemeye çalışıyordu fakat pek başarılı olduğu söylenemezdi.

Alfa eşinin gülmekten nefessiz kaldığını farkedince onu gıdıklamayı bıraktı, ellerini omeganın beline atıp bedenini kendisine doğru çevirdi. Omega bu sırada gözlerinden akan yaşları silmekle meşguldü.

Alfasının ellerinin tişörtünden içeri girmiş, hafif hafif bel boşluğunu okşuyor olduğunu farkedince yutkunarak onun gözlerine odaklandı. Alfayla her teması tüylerinin diken diken olmasına neden oluyor, damarlarında akan kanı sımsıcak yapıyordu. Öyle ki omega yanıyormuş gibi hissediyordu.

Artık eşinin yüzünü görmek için yalvarmayı bırakmıştı, zira umudunu kaybetmişti. Kendini rüyanın içinde bulduğunda yapabildiği tek şey ortama ayak uydurup alfanın kendisiyle ilgilenmesine izin verebilmekti.

Dolgun ve yumuşak dudaklar ağır çekimdeymiş gibi incelerin üzerini örterken omega seslice yutkundu ve kollarını alfanın boynuna dolamak dışında hiçbir şey yapmadı.

Taehyung gözlerini açtığında kendine gelebilmek için birkaç saniyeye ihtiyaç duydu. Dış dünyaya dönebildiğini hissettiğinde de hiç düşünmeden yerinden doğruldu.

Yan tarafına baktığında kalın dudakları uyuduğu için daha da fazla büzülmüş olan Jennie'yle karşılaşıp kıkırdadı. Kız kardeşi ortadan kaybolduğu günden beri onunla yatıyordu ve Taehyung her ne kadar sızlanıp dursa da bu durumdan bir şikayeti yoktu. Hatta memnundu.

Jennie mırıldanarak arkasını döndüğünde Taehyung gülerek başını iki yana salladı ve yataktan kalktı. Dönüp saate baktığında sabahın çok erken bir saati olduğunu görüp ofladı, ardından evde yapacak bir şey bulamayıp ormana gitti. Haftalardır hiç koşmamıştı ve maalesef ki gün geçtikçe kilo alıyordu. Şişman bir omegaya dönüşmek üzereydi kendince.

Kısa bir koşunun ardından uzun bir çam ağacının önünde dinlenmek için durdu, fakat saniyeler sonra hiç tanıdık olmayan bir koku aldığında vücudu korkuyla kasıldı. Hızlıca arkasına döndüğünde kıpkırmızı gözlerle kendisini izleyen alfaları görüp seslice yutkundu. Evet, minicik bir omega olan Taehyung ve kocaman cüsseleriyle yolunu kapatan 3 alfa. Harika!

"Şafak daha yeni sökmüşken, okyanusları küçük gözlerinde taşıyan bu savumasız omega, yemyeşil bu cennette ne yapıyor bakalım? Yoksa sen buraya düşmüş bir melek misin beyaz kanatları olan?"

Taehyung en ortada duran alfanın söylediği saçma şeyler bir anlam veremezken kaşlarını çattı. "Ne meleği be?! Kurdum ben kurt!"

Sinirli bir şekilde konuştuğunda alfalar kahkaha atmaya başladı. Bu durum Taehyung'u daha çok korkuturken bir adım geriledi, fakat alfalar da onun üzerine yürümekte gecikmedi.

Sırtını çam ağacına çarptığında etrafı çoktan sarılmıştı. Alfaların yoğun kokularını burnunun dibinde hissedebiliyordu ve bu alfalar kesinlikle Jungkook gibi güzel kokmuyordu.

Tamam Taehyung kabul ediyordu, Jungkook güzel kokuyordu. Ama hey, konu bu değildi!

Siyah saçları olabildiğince dağınık duran alfa bir elini Taehyung'un kalçasına attığında Taehyung geri kaçmaya çalıştı fakat kaçacak yeri kalmamıştı. Büyük eller kalçalarını sıktığında elini -sanki çok büyük bir etkisi olacakmış gibi- alfanın göğsüne koyup onu itmeye çalıştı. Bu hareket alfanın suratındaki pis sırıtışın büyümesine neden olurken Taehyung seslice yutkundu. İşte şimdi sıçmıştı! Ne vardı da evde oturup krep yememişti ki?!

𝑺𝒖𝒏𝒇𝒍𝒐𝒘𝒆𝒓𝒔&𝑲𝒊𝒔𝒔𝒆𝒔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin