24

5.4K 412 24
                                    

"Taehyung!"

Dış kapının gürütüyle çarpmasının hemen ardından Jungkook'un gür sesi evde yankılandı ve Taehyung az önce yapmayı bitirdiği lazanyayı pişmesi için fırına atıp ellerini üzerindeki önlüğe sile sile kapıya yöneldi. Bu olayda ilginç olan şey ise lazanya yaparken önlük takması değil, lazanyayı koyduğu fırını çalıştırmamış olmasıydı. Ama eşinin sesini bu kadar negatif bir tonda duymak bunu maalesef ki fark etmemesine neden olmuştu.

Üzerinde resmen sıfır leke olan önlüğüne baka baka yürürken "Efendim alf-?" diyecek oldu ki, kafasını kaldırıp alfasına bakınca karşısında duran adamı bir an için tanıyamadı. "Uh-oh."

Jungkook omuzlarını düşürmüş, dudaklarını öne büzmüş şekilde eşine bakıyordu. Taehyung ise... Yani, Taehyung biraz şaşkındı. Sonuçta iki yıldır alfasının saçını hiç kestirmemiş olduğunu bildiğinden, onu tam şu anda saçları kısa bir şekilde görmek, gerçekten de dudaklarının hafifçe aralanmasına neden olmuştu.

"Namjoon denen şerefsizi öldüreceğim."

Alfa dişlerini sıkarak konuştuğunda Taehyung öne doğru minik minik adımlar atarak tereddütle alfasının omzuna dokundu.

"Jungkook, bence biraz sakinleşmelisin. İçeri gel, oturalım ve sakince konuşalım. Hm?"

Alfanın omzunda duran elini koluna sürterek bileğine indirdiğinde ve büyük eli bol bir şekilde tuttuğunda alfa hemen onun elini sımsıkı sardı. Bu, omegayı gülümsetirken oldukça mutsuz görünen alfayı tuttuğu eli sayesinde salona sürüklemeye başladı.

Jungkook tekli koltuğa bacaklarını aralayarak oturduğunda Taehyung da hiç beklemeden o araya yerleşti ve kollarını alfasının ensesine sarıp kısa saç dipleriyle oynamaya başladı. Parmakları arasında uzun ve kıvırcık tutamları hissedememiş olmak biraz ilgincine gitse de buna hemen alışacağından emin olup alfasına odaklanmaya çalıştı.

"Anlat bakalım."

Jungkook saçlarında dolanan parmaklarla her zamanki gibi biraz mayışırken gözlerini omegasının gözlerine kilitleyerek anlatmaya başladı.

"Yantchev sürüsünün alfası olan Namjoon kısa bir süre önce bir omegayla mühürlenmişti. Sürekli seviştiklerini ve eşinin hamile kalmasının an meselesi olduğunu söylüyordu."

"Bir dakika, bir dakika. Nasıl ya? O iş o kadar çabuk mu oluyor?"

Taehyung'un sorusu Jungkook'u afallatırken alt dudağını öne doğru büzüp tek kaşını yukarı kaldırdı. "Bilmem, birkaç kereden sonra oluyordur herhalde. Neden ki?"

"Ben..." diyebildi Taehyung dudaklarını dişlerken. "Sanırım hamile kalmak için hâlâ biraz fazla korkağım."

Cümlesinin sonuna doğru sesi kısılırken başını birazcık aşağı eğdi. Fakat Jungkook onun çenesini kavrayıp başını hemen geri kaldırmasını sağlamıştı.

"Bak, Tae. Korktuğunu biliyorum ama sana yemin ederim, istemediğin sürece seni hiçbir şeye zorlamam."

Jungkook'un söyledikleri Taehyung'un içinin ısınmasına neden olurken yüzünde ufak bir tebessüm de oluşturdu. Çok geçmeden alfanın dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu ve "Devam et." diye mırıldandı.

Jungkook'un aklına yine uzun buklelerini nasıl kaybettiği gelince de yüzü düştü.

"Namjoon sürekli eşinin dört çocuğa hamile kalacağını söylüyordu, ben de bunun mümkün olmadığını söyleyip duruyordum. Sonra, şey..." Taehyung'a masum bakışlar atmaya başladığında omega onu kızdıracak bir şeylerin gelmekte olduğunu fark etti ve tek kaşını kaldırarak "Evet?" diye sordu ciddi bir ses tonuyla.

"Omeganın kaç bebeğe hamile kalacağı hakkında iddiaya girmiş olabiliriz."

Taehyung ona hayretler içinde bakmaya başladığında Jungkook yerinden hafifçe doğrulup Omegasını sımsıkı sardı ve hemen kendini savunma moduna geçti.

"Tamam sen şimdi kızarsın 'Böyle bir şey hakkında iddiaya girilir mi?' diye, ama o çok ısrar etti. Ben ne yapabilirdim ki? Hem ben şu an çok üzgünüm. Baksana saçsız kaldım."

Ellerini kısa saç tutamlarına attığında omega onun bu haline gülüp başını tuttu ve saçlarının üzerine uzun bir öpücük kondurdu. Bunun üzerine alfa da yüzünde oluşan gülümsemeyle beraber başını eşinin boynuna gömdü ve mührüne ufak bir öpücük kondurup kokusunu içine çekti.

"Sonra omega nasıl olduysa resmen dördüzlere hamile kaldı. Bunun üzerine Namjoon da benim saçlarımı kesti."

Oyuncağı kırılmış masum bir çocuk gibi konuştuğunda Taehyung "Aww." diye mırıldanıp onun yanaklarını avuçladı ve başını yukarı kaldırmasını sağladı.

"Kıyamam ben sana. Çok mu üzüldün?"

Jungkook başını aşağı yukarı salladığında Taehyung bir an durup onu dikkatlice süzdü. Gerçekten de üzgün görünüyordu ve anlaşılan Taehyung'un bugün ortada hiçbir şey yokken içinde bir sıkıntı hissetmesinin nedeni buydu. Her zamanki gibi alfanın üzüntüsü ona da bulaşmış olmalıydı.

Aklına gelen fikirle bir hışımla yerinden fırladığında alfa anlamaz gözlerle ona bakmaya başladı. "Nereye?"

Taehyung onu uzun süre yalnız bırakmak istemediğinden işaret parmağıyla '1' işareti yaparak "Bir saniye." diye mırıldandı ve koşarak banyoya gitti.

Saniyeler içinde elinde tuttuğu tıraş makinesi, örtü ve havluyla geri dönünce Jungkook ona boş bakışlar göndermeye başladı.

Omega onun ayaklarının dibine örtüyü güzelce serdi, havluyu da kendi omuzlarına atıp hâlâ aralık duran bacaklarından faydalanarak önüne oturdu. Elinde tuttuğu makineyi de ona doğru uzattı. "Biraz fazlalıkları al lütfen, kel bırakma beni."

O önünde duran kapalı televizyonun siyah ekranını izlerken arkasında duran alfanın gözlerinin dolduğundan habersizdi. Alfa birkaç saniye boyunca olduğu yerde kalınca Taehyung kaşlarını çatarak başını arkaya çevirdi.

"Hadi."

Alfanın dolan gözlerini görünce yüzünde oluşan tatlı ifadeyle ayağa kalkmak için yeltendi. Fakat Jungkook ona izin vermeden aşağı eğilmiş, dudaklarını birleştirmişti. Kısa süren bir öpüşmenin ardından ayrıldıklarında alfanın söylediği ilk şey "Yapmak zorunda değilsin." olmuştu. Fakat Taehyung kafasını iki yana sallayıp ellerini dümdüz saçlarına attı.

"Zaten çok uzamışlardı, artık rahat edemiyordum. Kes hadi."

Jungkook onun bu söylediklerine hiç ısrar etmeden başını aşağı yukarı salladı ve makineyi çalıştırıp omegasının yumuşacık saçlarını kazımaya başladı. Taehyung'a söylemese de saçları kısalan tek kişi olmayacak olmak ona iyi hissettirmişti.

Tıpkı omegasının istediği fazlalıkları alıp kalan yerlere şekil verdi. İşi bitince onun omuzlarında duran saç dolu havluyu örtünün üzerine bıraktı ve Taehyung'u koltukaltlarından kavrayıp kucağına çekti. Eşi bacaklarına yan bir şekilde oturunca yüzündeki kocaman gülümsemeyle birlikte onun kalan saçlarını birazcık karıştırdı.

"Seni çok seviyorum ya, cidden."

Gözlerinden hayali kalpler çıkararak söylediği 5 kelime omeganın kocaman gülümsemesine neden olurken kollarını tıpkı az önceki gibi eşinin boynuna sardı ve tıpkı Jungkook'un ona yaptığı gibi o da Jungkook'un saçlarını karıştırdı.

"Ben de seni çok seviyorum."

Dudakları yeniden buluştuktan hemen sonra omega kalkıp lazanyaya bakmaya gitti. Fakat fırının içinde hâlâ çiğ bir şekilde duran yemeği görünce yenilgiyle omuzlarını düşürüp "Hayır ya." diye söylendi.

O gece çok aç oldukları için tam olarak pişmesini bekleyemeden yarı çiğ lazanya yemiş olsalar da, saçlarının bir kısımlarını kaybetmiş olsalar da günün sonunda dönüp dolaşıp geldikleri yer yine yatakları olmuştu. Her zamanki gibi omega alfasının koynuna sokulunca, alfası da onu sımsıkı sarıp kısa saçlarına milyonlarca tane öpücük kondurunca her şey yeniden yoluna girmişti.

𝑺𝒖𝒏𝒇𝒍𝒐𝒘𝒆𝒓𝒔&𝑲𝒊𝒔𝒔𝒆𝒔Where stories live. Discover now