DARBAKLAR

345 162 12
                                    

Beyazkanat, Dorlas'ı bulma ve koruma görevini Josef'e vermişti. josef görevi için hazırlıklarını yaparken...

                                                 *****

Las Vegas, Dorlas'ın göl kenarındaki evinin 2500 kilometre güneybatısındaydı. Şehrinin dışında içinde elli villayı barındıran etrafı yüksek duvarlarla çevrilmiş lüks bir sitede, zengin ve gösterişli insanlar yaşıyordu.

Akşam olmuştu. Haftalık ayine bir buçuk saat kala Paul ve Frida silindir şeklindeki sitenin ortasındaki gotik tarzda inşa edilmiş şato görünümlü eve doğru yürüyorlardı.

Topuklu ayakkabıları ben kadınım ve yürüyorum diye bağırırken Frida:'' Sana bir şey itiraf etmek istiyorum ama ne zamandır cesaret edip söyleyemiyorum.'' dedi.

İtiraf mı?'' dedi şaşkınlıkla Paul, ardından'' Hata yapmakta serbestiz diye biliyorum, onca şeyden sonra.'' Dedi.

Hayır.'' dedi Frida ''Yaşadığımız şeylerden yaptığımız hatalardan bahsetmeyeceğim tabiî ki de.'' dedi.

Bak şimdi merak ettim.'' dedi Paul, Frida'nın yeşil gözlerine bakarak '' Neymiş o zaman itiraf etmek istediğin şey?'' diye sordu.

Artık burada yaşamak istemiyorum.'' Der demez gözünden kıpkırmızı dudaklarına doğru bir yaş süzüldü.

Paul, panikle Frida'nın kolunu tutup yandaki evin bahçesine doğru çekti:'' Ne yapıyorsun, ağlamak da nerden çıktı. Delirdin mi sen!'' diyerek Frida'yı azarladı.

Paul takım elbisesinin cebinden mendil çıkararak Frida'ya uzattı:''Ya bi gören olsaydı.'' Diyerek azarlamaya devam etti ardından:'' Sil çabuk gözlerini.''dedi.

Frida gözyaşlarını sildikten sonra makyajının aktığını fark etmiş ve bahçedeki sandalyeye oturup çantasından makyaj malzemelerini çıkarmıştı.

Paul bahçeyle sokak arasındaki çalıklardan sokağa göz attı, etrafta kimseler yoktu, kısık sesle :''Ne demek burada yaşamak istemiyorum, neler diyorsun, ya da ne dediğinin farkında mısın?'' diye sordu

Özür dilerim, haklısın.'' Deyip burnunu çekerek kendini topladı ardından '' peki bir şey soracağım sen hayatından memnun musun?'' diye sordu Frida.

Paul:''Memnuniyet bir şey ifade etmiyor, buradan ayrılamayacağımızı gayet net biliyorsun. Ölmek mi istiyorsun, derdin ne Frida?'' diye sordu.

Frida:''Bir yolunu bulamaz mıyız?'' diye ümitsizce sordu.

Bak canım!'' dedi Paul '' Buradan kaçan Vilson ve Emma'yı hatırlıyorsun elbette. İki hafta sonra çürümüş cesetlerini gazetede görmedik mi? hem bu senin fikrindi yanlış mı hatırlıyorum; sen değil miydin, fakir yaşamaktansa ruhumu satarım diyen!''

Onu seksen yıl önce söylemiştim.'' Dedi Frida

Paul yanına iyice yanaştı alnını Frida'nın alnına dayayıp kısa ipek gibi sarı saçlarına parmaklarını geçirerek:'' lütfen, lütfen. Sana yalvarıyorum, bu fikirleri kafandan at, lütfen, lütfen.'' Diye ısrarla Frida'nın zihninden düşünceleri silsin diye çabaladı.

Frida'' Tamam ama lütfen bir yol bulmaya çalışalım, yalvarıyorum sana.'' Dedi

''Bir yol bulursam söz veriyorum, gideceğiz buradan.'' Dedi Paul,'' Hadi şimdi kalk, kendini topla. Beslenme vaktimiz yaklaşıyor.'' Dedi.

Birlikte tekrar sokağa çıktılar önünde büyük havuzu, üstünde kanatlı aslan heykelleri bulunan şatonun arkasındaki bahçesine gelmişlerdi. Tüm site sakinleri buradaydı. Yaklaşık 35 kadın 70'de erkek bulunuyordu.

Beyaz karanlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin