TEKRAR

132 21 18
                                    


Üç yoldaş dağın zirvesine tırmanırken mağaranın içindeki hazırlıklar bitmişti.

Uzun uğraşlar sonucu nihayet mağara Kabz'ın istediği şekli almıştı. Giriş kısmının karşındaki üç cepheye oyulmuş karanlık pentagramlar ortasında zeminden yaklaşık iki metre yüksekte kalan yuvarlak zemin ve etraf meşalelerle aydınlatılmıştı.

Ritüeli başlatmak için Kabz yuvarlak zeminin üstüne çıkıp iri vücudunda bulunan pantolon ve botları çıkardı ve bağdaş kurarak oturdu.Yuvarlak zeminin etrafında hızlıca ateşler yükselmeye başladı. Sol köşede Tartaba'nın yanında duran Baltazar elinde bilim adamlarına yaptırdığı kılıcı tutuyordu.

Kraliçem.'' Dedi Baltazar '' Dengeleri değiştirmemize çok az kaldı.''

Silah işe yarayacak mı?'' diye sordu alanın ortasındaki Kabz'ı seyrederken.

Baltazar:'' Ben size söylemeyi unuttum.'' Dedi elindeki kılıcı iki elinin ortasında tutarak '' Babanız bizzat olaya müdahale etti hatta o müdahele etmeseydi işimiz çok zordu.'' Dedi.

Yani işe yarayacak...''

Kesinlikle kraliçem.'' Dedi Baltazar '' Josef ve arkadaşlarından korkmamıza gerek kalmadı.'' Demesiyle Tartaba elinden kılıcı alıp Baltazarın boynuna yasladı tüm hiddetiyle:'' Korkmak mı...'' diye haykırdı. İçerdeki tüm darbakların dikkatini bir anda üzerine çekmişti '' Size korkunun ne demek olduğunu etlerinizi kemiklerinizden sıyırarak anlatırım.'' Diye haykırmaya devam etti gözlerinden alevler saçarak.

Kabz ortada mırıldanarak saatler sürecek ve kendisini zayıflatacak ayine başlamıştı.

Darbaklar içerdeki rehine kadınlardan birini bayıltıp üstündeki kıyafetleri çıkararak alana getirdiler alevlerin içinden geçip Kabz'ın yanına yatırdılar. Kabz'ın sesi birden yükselmeye başlayınca dört tarafını saran alevlerin içinden onlarca el uzanmaya başladı. Kabz gözleri kapalı bir şekilde ellerini iki yana açınca alevlerden çıkan ellerden biri Kabz'ın koluna tutundu. Kabz gözlerini açarak tutunan kolu çekmeye başladı. Alevden yavaş yavaş sökülen kol irinden oluşan bir vucuda bürünmeye başladı. O kadar hereketliydi ki Kabz zorla zabdediyordu.ve her dokunuşu Kabz'ın vücudunda yaralar açılmasına sebep oldu.

Kabz hızlı bir şekilde yerde yatan kadınla alevden çıkardığı iblisi ayaklarından birleştirmeye çalıştı. İblis yerde yatan kadının vücuduna yerleşmeye çalışırken kadın acıyla uyanarak çığlıklar atmaya başlamıştı. iblisin bedene yerleşmesi bedenin içindeki ruhu da eritiyordu bir dakika içinde korkunç çığlıklarla yeni bedenine yerleşen iblis derin derin solumaya başladı.

İblis,kadının vücuduna sahip olmuş, yeni vücuduna alışmaya çalışarak kıvrılıp bükülüyordu. Bütün kılcal damarları turuncu renkle ortaya çıkmış ve birden normal görüntüsüne bürünüvermişti. Yattığı yerden ayağa kalktığında, beden gerçek sahibini kovmuş yeni sahibinin turuncu gözleriyle etrafa bakmaya başlamıştı. Geriye kızıl diyardan kurtarılacak dokuz iblis ve yok edilecek dokuz ruh kalmıştı.

Mağarada ayin gerçekleşirken üç yoldaş zirvede akbaşlı kartalların kümelendiği alanın arkasında ağaçların arkasına saklanmış neler olacağını merakla izliyorlardı. Bir tarafta yılanlar, diğer tarafta kartallar ve ortada elli adımlık düz bir alan...

Bir süre sonra düz alanın solunda yerlerini alan yılanlar, alanın sağ tarafında kayalıklara ve ağaçlara konuşlanan yüzlerce akbaşlı kartalı seyretmeye başladılar.

Sessizliği bozan ilk şey yılan tıslamaları ve çıngırakları oldu. Ardından kartal çığlıkları gecikmedi. Zirve yılan tıslamalarıyla kartal çığlıklarıyla adeta inlemeye başladı. Tüm güçleriyle bağıran iki grup birden sus pus oluverdi. Etrafı kaplayan derin sessizlikte gözler düzlük zemine çevrilmişti.

Beyaz karanlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin