PARLAMA

120 20 7
                                    


Kazuo'nun Josef'e Kartal Dağlarını anlatmasıyla Josef hemen planı yapmıştı. Yulia'yı uçakla sağ salim yolladıktan sonra dağa gideceklerini belirtmiş, Dorlas da isyan bayrağını çekmişti.

-Ya bir yeter, Tanrı aşkına.'' dedi Dorlas '' Hangi filmin içindeyiz? Aksiyon filmlerinde bile bu kadar olay yaşanmıyor, birini bitirmeden diğeri başlıyor yeterrr, nolursun patron biraz nefes alalım, biraz ya... çok az da olsa götümüzün üstüne otursak olmaz mı? '' diye sızlanarak sordu.

Josef:''Aynı cümleleri kullanmaktan hoşlanmıyorum Dorlas ama kaybedecek vaktimiz yok. Boş yere geçirdiğimiz her an düşmanın daha da güçlenmesini neden olacak. Rahat rahat oturacağın her an yaşayacağın acıyı arttırmaktan başka bir işe yaramayacak.'' Dedi.

Yaşayacağımız acıyı mı?'' diye sordu panikle Dorlas, ardından ''Gidelim anasını satayım gidelim. Hem tüm bu olayların başıma gelmesine neden olan o ayıyı umarım o mağarada görürüm.'' Dedi hiddetle

Josef'in dediklerine harfiyen uyan Kazuo, Dorlas'ın küçük çocuk gibi sızlanmalarına artık aldırış etmiyordu şakayla karışık'' Ne yapacaksın ayıya, kendine kürk mü yapacaksın?'' diye sordu.

Aha haha ha'' diye zoraki gülerek ''Ayıyla bir önceki görüşmemizde çok sohbet edememiştik şimdi gidip yanaklarını avucuma alıp o titrek bakışlı gözlerine bakarak nedeeeeen...diye haykıracağım.' dedi.

-Ayı yaşıyorsa tabi...'' dedi Josef mırıldanarak. ardından''Hazırlıklarınızı yapın, erken kalkacağız dinlenmeniz lazım.'' deyip odasına doğru gitti.

Dorlas, Kazuo'ya bakarak '' Bir gün uyanırım bu rüyadan uyanırım diye sabırsızlıkla bekliyorum, bunların hepsi bir rüya olmalı.'' dedi.

Kazuo önce kendine çimdik attı ardından Dorlas'a attı

Dorlas: ''Napıyorsun?'' diye sorunca ''Rüyada olmadığını anlatmaya çalışıyorum.'' dedi tombul yanaklarıyla tebessüm ederek ardından'' Hadi, hadi... Şu arabaya eşyaları koyalım tekrar.'' dedi ve harekete geçti.

Kazuo'nun arkasından garaja doğru giderken''-O eşyaları arabadan niye çıkarıyoruz, onu da anlayabilmiş değilim.''dedi Dorlas '' Anasını satayım, bitmiyor bizim aksiyonumuz. Cebrail'i kastederek keşke bir kereliğine senaristle konuşabilsek offff.'' Diyerek sızlanmaya devam etti.

-Bırak sızlanmayı yapacak çok işimiz var.'' dedi Kazuo '' Daha yemek hazırlayacağım.''

-Yav bu senin yemek aşkın ne olacak?'' dedi Dorlas ''Biz olayların etrafına yemeği sıkıştırmaya çalışırken sen yemeklerin arasına olayları sıkıştırma derdindesin.''

Kazuo:''Ormanda ne yeriz, ne içeriz diye hiç düşünme aman ha! Orada acıkınca, sana yapacağımı biliyorum.'' Diye serzenişte bulundu.

****

Hava alanına geldiklerinde saat beşti. Kazuo uyku sersemliğini üzerinden atamamış fırsat bu fırsat deyip bekleme salonundaki koltuğun her yerini vücuduyla kapatarak tekrar uyumuştu.

Uçak hareket etmeye yaklaşınca görevli içeriye gelip'' Efendim uçağınız hazır.'' Demesi üzerine Dorlas eliyle Kazuo'yu dürttü ve uyandırdı.

Yulia nemlenmiş yeşil gözleriyle'' Benim için yaptıklarınıza çok minnetarım ve sizi asla unutmayacağım.'' deyip Josef'ten bir karşılık bekledi.

Josef, Yulia'nın elini sıkarak '' Sen ailene kavuş, mutlu ol. O zaman biz çok daha mutlu olacağız.'' dedi sakin bir tavırla.

Yulia beklediği ilgiyi görememesine rağmen Josef'in boynuna atlayıverdi ve Josef'in omzuna yasladığı başıyla Josef'in kokusunu içine çekmeye çalıştı. Hayatında bu kadar önemli gördüğü, değer verdiği hatta kendince aşık olduğunu hissettiği bu adamın, meleğin kokusunu unutmamalıyım düşüncesiyle derin derin koklamaya çalıştı.

Josef ise Yulia'nın bu hareketine sadece sağ eliyle sırtını sıvazlayarak cevap vermişti fakat kalbi yine olduğundan bir tık fazla atmıştı. Bu fazladan atış atmosfere giriş yapan AŞK'ın daha da hızlanmasına sebep olmuştu.

Yulia, Kazuo ve Dorlas'la da samimi bir şekilde vedalaştı. Uçağa doğru gözyaşları içinde yürümeye başlarken Dorlas :''Patron tuhaf adamsın ha!'' diye seslendi.''Hani konuşmayayım diyorum ama bu kız için sen kendini paralamadın mı yaa!! Şimdi Kıza hiçbir şey olmamış gibi ruhsuz yaklaşmana anlam veremiyorum.'' Dedi gözlerini açarak.

Çok düşünüyorsun Dorlas.'' dedi Josef ''Özellikle de düşünmemiz gereken şeyler dışında...'' Dedi ve uçağın merdivenlerinden tırmanan Yulia'ya baktı.

Yulia yaşlı gözlerle el sallayıp içeri girmişti.

Şafağın ilk ışıklarıyla hava alanının üzerine gelen AŞK, güdümlü bir füze gibi Josef'in kalbine doğru yönelmişti. Yulia uçaktaki yerini almış, pencereden hüzünle dışarı baktığı esnada AŞK,yavaşlayıp Yulia'yı selamlamıştı. Yulia, ne olduğunu anlayamamış flaş patlaması gibi bir ışıltıyla gözünü kırpmıştı.

Cebrail tarafından uzayın bilinmeyen karanlığına bırakılan ışıltı halindeki AŞK, haftalar süren yolculuğun sonuna gelmişti. Sahibi karşındaki camın arkasından uçağa bakıyordu. Onca yolculuktan sonra ışıltısını kısmen kaybeden, yorgun düşen AŞK, sahibini yumruk atarmış gibi bir sarsıntıyla kucaklamıştı. Josef'e daha sonra yaşatacağı acıların ilk sinyalini verir gibiydi.

Josef kalbine tekrar dönen ışıltıyla sendelemişti. İki adım geri atıp kalbini tutarak diz üstü çökmüştü. Nefes alış verişi hızlanmış, acı çektiği her halinden belli oluyordu. Dorlas ve Kazuo ne olduğunu anlayamadan patronlarının yanına telaşla koşmuş ''Patron iyi misin, neyin var, noluyor...'' gibi sorular soruyorlardı.

Evini bulan AŞK, yere kapaklanan Josef'in kalbinin etrafını sarmış, sarmal yapısından kılcal ışıltılar çıkarıp kalbine yavaşça saplanmaya başlamıştı. Kalbin tüm liflerine ve tüm hücrelerine yerleşen ışıltı önce kalbin etrafında parlamış sonra içindeki karanlığa gömülmüştü.

Müthiş bir acıyla kalbinin parçalandığı hissine kapılan Josef, etraftan gelen sesleri zihninde bir uğultu olarak hissediyordu. Yavaş yavaş kendine gelirken zihninde iki kelime aynı anda yankılandı ''YULİA – ALİA''

Josef derin bir nefes alıp yerden güçlükle doğrulmuştu. Dorlas, Josef'in mavi gözlerinde belirgin bir ışıltı fark etmiş ama sebebini anlayamamıştı.

Josef:''İyi misin patron, lütfen cevap ver.'' diyen Dorlas'a aldırış etmeden havalanan uçağa doğru bakarak bekleme salonunun camına doğru yürüdü. Sağ elinin avucunu cama yaslayıp ''Yuliaaaa...'' diye nemli gözlerle seslendi.

Beyaz karanlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin