Kül

266 143 23
                                    


Aradan bir hafta geçmişti. Dorlas en müsait zamanda Kazuo'yu karşısına oturtmuş bütün olanları uzun uzun anlatmıştı. Kazuo, Dorlas ve Josef'in insanüstü güçlere sahip olduklarını ilk kavgalarında anlamıştı fakat olayların içeriğini öğrenince duyduklarını sindirmesi zor olmuştu. 47 yaşındaydı ve Budist inancına sahipti.

Dorlas'a:'' Sen hangi dine inanıyorsun peki?'' diye sormuş.

Dorlas: 'Hristiyan'ım.'' deyip aforoz çıkarmıştı.

Peki ya Josef diye, sordu

Dr. ''Bak, işte ona emin değilim; rahibim demişti ama elçilerin hepsiyle savaşmış, aslında sormak gerek ama şu durumda zor öğreniriz.'' demişti.

Kz:''Ohhh be! O halde hepimizin aynı dine inanmasına gerek yok?''

Dorlas sırıtarak:''Dostum, bak ben de bilmiyorum hangi dine inanmamız gerektiğini fakat dışarıda şeytan ve adamları var bir düşün istersen.''dedi.

Kazuo:''Tamam işte! Bizim dinimizde de şeytan var ohh be!''dedi rahatlamış bir ifadeyle.

Dorlas yine sırıtarak fakat onu incitmemeye çalışarak:''Dostum, bak o zaman tekrar söylüyorum: Josef elçilere yardım etmek için dünyaya gönderilmiş. Elçi, yani peygamber anlıyor musun?''

Kazuo, kaşlarını çatıp kafasını önce öne eğdi ardından gözlerini iyice açarak :''Ya bizim Buda da elçiyse.''dedi.

Dr:''O kadarını bilemem fakat bildiğim kadarını söyleyeyim: kitap gönderilmiş dört elçi var ve üzülerek söylüyorum Buda onlardan biri değil.''

Kazuo ikna olmamak için diretiyordu kolay da değildi birden inancının yıkılması:''Ben fırsatını bulunca bay josef'e uygun bir dille sorarım. '' dedi.

Dr:''Sen bilirsin, yalnız bir şey soracağım: sen inançlı biri misinki bu kadar sorguluyorsun''

Kazuo hiç duraksamadan, net bir tavırla:''İnançlıyım tabi, neden olmayayım, en az senin kadar inançlıyım.''

Dorlas şimdi göğsünü zıplatarak gülmeye başlamıştı:''Hem her haltı yemişsin; uyuşturucudan, insan kaçakçılığına, cinayete kadar hem de inançlıyım diyorsun. Sence de biraz tuhaf değil mi?''diye sordu.

Kz:''Dinimizde Buda da var, şeytan da var; aynı bende olduğu gibi... Bu beni inançsız mı yapar.''

Dorlas bence sen Buda'dan çok şeytanın tarafına çalışmışsın.

Kz:''Hayır, bak, tekrar söylüyorum: ben iyi insanlara asla zarar vermedim.''

Dr:''Kimsenin inancını eleştirmek değil derdim. Dostum, sana ancak Josef yardımcı olabilir hatta bana da mümkünse olsun.''deyip konuyu kapatmışlardı.

Kazuo arabayla Dorlas'ın evinin önüne geldi. Araçtan inip bagajı açtı, bagajdan aldığı poşetlerle kapıya doğru yürüdü. Kapıyı çalarken etrafa dikkatle baktı, yine aynı arabadaki iki kişiyi gördü. Görmemiş gibi yapıp tekrar kapıyı çaldı. Poşetleri Dorlas'a verip tekrar arabaya doğru gitti. Bagajdan boş damacanaları alıp içeri taşıdı. Tam beş tane boş damacanayı mutfaktaki lavabonun altına sırayla yerleştirdi. Dorlas, merakla Kazuo'yu izliyordu. Kendisinin açıklama yapmaması üzerine merakla sordu:'' Bunlar ne için, sular mı kesilecek yoksa.''dedi

Kazuo, sorduğu soruya cevap vermeden şişelere hortumla su doldururken:'' farkında değilsin galiba ama hala takip ediliyoruz. dışarıda yine aynı araba bizi gözetliyordu, sence bu daha ne kadar sürecek?''dedi

Dorlas kazuonun ne yaptığını bırakıp karamsar bir şekilde:'' Dananın kuyruğu kopacak kopmasına da patron kendini hala toparlayamadı.'

Kazuo:''Böyle bekleyemeyiz.'' dedi. Poşetteki malzemeleri yerlerine yerleştirirken ''Bir plan yapmalıyız, anlıyorum Bay Josef darmaduman fakat bir şey yapmazsak onun haline şükreder duruma düşebiliriz.''

Beyaz karanlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin